Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; dava dosyasında yer alan bilgi belgeler ile tanık ifadelerinden, davacının, 30 Mart 2014 yerel seçimleri ile 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde siyasi propaganda yaptığı, bir siyasi parti lehine, diğer siyasi parti aleyhine faaliyet ve söylemlerde bulunduğu, bu eylemleri nedeniyle görevine son verildiği, işlemin dayanağı soruşturma dosyasında yer alan tanık ifadelerinin bir kısmında davacının üzerine atılı eylemlerin gerçeği yansıtmadığı belirtilmekte ise de, bir kısım tanıkların işyerlerinde, bazılarının da bir dernek binasında, davacının seçimlerle ilgili propaganda yaptığı ve bir aday veya partiye oy verilmemesi yönünde beyanda bulunduğunu belirttikleri, yine davacının sosyal medya üzerinden siyasi paylaşımlarda bulunduğu hususunun sübuta erdiği; din görevlisi olarak çalışan ve geniş bir sosyal çevrede tanınan davacının, değişik yer ve zamanlarda bir siyasi parti lehine, başka bir siyasi parti aleyhine sözler söylediği...

    Siyasi Partiler Kanunu’nun 57. maddesinde; hakkında partiden veya gruptan geçici veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesinin, bu cezaya karşı disiplin kuruluna sevk eden organ veya merci veya disiplin kurulunun görev ve yetkisizliği veya alınan kararların kanuna, parti tüzüğüne ve iç yönetmeliğe şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, parti itiraz yollarını kullandıktan sonra nihai karar niteliğindeki son karara karşı otuz gün içinde nihai kararı veren merciin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine itiraz edebileceği, mahkemenin bu itirazları, diğer işlerden önce ve en geç otuz gün içinde basit muhakeme usulüne göre inceleyerek karara bağlayacağı ve bu kararın kesin olduğu belirtilmiştir. Aleyhine yargılamanın iadesi yoluna başvurulan karar (kanundan dolayı) kesin ise, yargılamanın iadesi üzerine verilen karar da asıl karar gibi kesindir. Yani, istinaf edilemez. (Prof. Dr....

      Bunun üzerine Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır....

        Siyasi partilerin belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzelkişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzelkişilikleri yoktur. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 15/3.maddesine göre partiyi temsil yetkisi genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisi, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir. Öte yandan davanın hasımda değil, hasmın temsilcisinde yanılma sonucu açılması halinde davanın husumetten reddedilmeyip, gerçek temsilciye yöneltilmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Yapılacak iş; davacıya davasını yöntemince doğru hasım olan SGK ve AKP Genel Başkanlığı'na yönelttiği nazara alınarak sunulacak delil ve belgeleri de gözönünde bulundurarak dosya kapsamına göre karar vermekten ibarettir....

          Parti ilçe teşkilatına duyduğu kızgınlıkla sabah 06:30 sıralarında Susurluk ilçe merkezinde bulunan ......

            . - K A R A R - Davacı vekili , müvekkili tarafından ihale sonucu alımına karar verilen metalurjik kok kömürü 11.800 tonunun davalı firmaya sipariş verildiğini, bu miktardan 2.600 ton kömürün Burdur Şeker Fabrikasına tahsis edildiğini, davalının iki parti halinde teslimini gerçekleştirdiğini ve toplam 554.897.174.857 TL’ nin davalıya ödendiğini, ancak teslim edilen mallar üzerinde yapılan analizler sonunda her iki parti malın nem değeri bakımından paneliteye girdiği halde teknik şartnamenin 4.maddesi gereğince ağırlık tespitinde düzeltilmiş parti tonajının uygulanmadığını, dolayısı ile davalıya fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek 9.387.61 YTL’ nin davalıdan reeskont faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir....

              -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, davalı siyasi parti aleyhine açılmıştır.Davalı siyasi parti genel merkezine gerekçeli karar tebliğ edilmesine karşın temyiz edilmemiştir. Kararı temyiz eden ... İl Başkanlığının da, davalı siyasi partiyi temsile yetkili olmadığı anlaşıldığına göre, temyiz dilekçesinin REDDİNE, 13.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece davalının siparişi üzerine Türkiye'ye gelen ikinci parti mal üzerinde herhangi bir ayıp incelemesi yapılmadığı, davalının malı gümrükten çekmeyerek millileştirilmesine neden olduğu gerekçesiyle, ikinci parti malın 170.420 USD bedelinden sorumlu olduğu, karşı davada birinci parti malın ayıplı olması nedeniyle semenden tenzilat yapılarak 49.649 USD ve 470,56 YTL' nin karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle 6.8.1998 tarihinde teslim alınan 78.400 USD tutarlı birinci parti derinin ayıplı olduğunun, ancak davalı yanca kullanılmış olması sebebiyle iadesinin mümkün olmadığı gözetilerek semenden indirim yapılmasında, ikinci parti malda ayıp bulunduğu tespit edilmeden, malı gümrükten çekmeyen davalının malın millileştirilmesine neden olduğundan bedelinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı-karşı davacının ve davacı-karşı davalının...

                  Mahkemece Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bozma ilamı doğrultusunda davalı Parti'ye müzekkere yazılarak fotoğrafın temlikine ilişkin davalılar arasında yapılan sözleşmenin Parti Merkez Yönetim Kurulu tarafından verilen yetkiye istinaden yapılıp yapılmadığı, böyle bir yetki verilmemesi durumunda ise sözleşmenin onaylanması yönünde alınmış bir karar bulunup bulunmadığı hususunda bilgi istenildiği, davalı Parti Merkez Yönetim Kurulu tarafından verilen cevabi yazıda, sözleşme yapılması hususunda yetki verilmediği gibi yapılmış olan sözleşmenin onaylanması yönünde bir karar da alınmadığının belirtildiği, bu nedenle davalı Parti'nin somut uyuşmazlık bakımından pasif husumet ehliyeti bulunmadığı ancak davacının parti tüzel kişiliği organları arasındaki muvafakat durumunu bilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek davalı Parti hakkındaki davanın reddi sebebiyle davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği, davaya...

                    Her ne kadar mahkemece tasarrufun borcun doğumundan önce gerçekleştiği kabul edilmiş ise de borçlu Hüsamettin 24.Asliye Ceza Mahkemesine verdiği 17.02.2003 tarihli dilekçesinde daha önce davacının döviz bürosuna para yatırdığını, bu nedenle kendisine parti senedi verildiğini kabul etmektedir. Ceza dosyası içinde sureti bulunan parti senedi olarak nitelendirilen bononun incelenmesinde alacaklının davacı ... olarak gösterildiği ve senedin düzenlenme tarihinin de 20.08.1998 olduğu görülmektedir. Bu durum karşısında davacı ile borçlu arasındaki alacak ilişkisinin tasarrufun yapıldığı tarihten önce başladığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davalı ......

                      UYAP Entegrasyonu