Kişilerin bir siyasi partinin yönetim kuruluna üye olması eylemi, sadece dış dünyada etkisi hissedilen beşeri bir davranış olmasının yanında, çerçevesi yasalarca belirlenen ve koruma altına alınan, statüleştirilen bir tanımı kapsamakta, bu suretle siyasi bir faaliyet olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla kişilerin bir siyasi partiye ve partinin organlarına üye olması eylemi, Anayasa'nın 67. maddesinde belirtilen "...bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma..." tanımı ve kapsamı içinde değerlendirildiğinden, siyasi temel hak ve özgürlükler kapsamındadır....
Davalı Demokrat Parti ilçe temsilcisi ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalı eski parti başkanı duruşmadaki beyanında; "Ben 2010 yılında Demokrat parti Kozan ilçe başkanı olarak seçildim, ben 2014 yılında demokrat parti Kozan İlçe başkanlığından istifa ettim, bunu Demokrat Parti Adana İl başkanlığına da bildirdim, fakat benim istifamın kabul edilip edilmediği konusunda herhangi bir cevabi yazı vermediler, şifai olarak da kongre kurmamı, delege listesi belirlememi söylediler, fakat ben bunları yapmadım, en son olağan genel kurul 2010 yılında oldu, bu yıldan itibaren demokrat parti Kozan İlçe teşkilatında hiç bir şekilde olağan genel kurulu günümüze kadar olmadı " şeklinde beyanda bulunmuş ve bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir. T3 tebligat yapılmış beyan dilekçesi sunulmamıştır....
Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili kararlarının siyasi partilerin il veya ilçe teşkilatlarına ilişkin olmayıp, parti tüzel kişiliği ve genel merkeziyle ilgili olduğu görülmekle dava konusu olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 19 ve 20. maddeleri ve parti tüzükleri uyarınca olağan genel kurulunu iki defa üst üste yapmaması nedeniyle 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununun 121. maddesi gözetilerek 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 36. maddesi aracılığıyla 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 87/5. maddesi uygulanacağından, bu yasal düzenlemeye göre kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti istenen parti teşkilatının bulunduğu yer Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece yapılacak iş toplanacak delillere göre sonucu dairesinde bir karar vermekten ibaret olmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, parti il kongresinin iptali ve kayyım atanması istemine ilişkindir. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, HMK.'nun 1-4. maddelerinde kongre iptalinin Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair hüküm bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın parti il başkanlığına kayyım atanmasına ilişkin olduğu, 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununun 121. maddesi yollamasıyla, TMK 427/4, 397 ve 84/2 maddeleri uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 121/I. Maddesinde “Türk Kanunu Medenisi ile Dernekler Kanununun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri, siyasi partiler hakkında da uygulanır.” hükmü yer almaktadır....
Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamaz. Bu takdirde sorumluluk, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olur.” şeklindedir. 2016 yılında yapılan değişiklik ile ise yasa maddesinin 2. Fıkrasının 2. Cümlesinde yer alan “parti teşkilat kademelerinin yaptıkları” ibaresinden sonra gelmek üzere “hizmet sözleşmesi de dâhil her türlü” ibaresi eklenmiştir. Görüleceği üzere, 2016 yılı değişikliğinden önce de Siyasi Partiler Kanunu’nun 71....
Siyasi Partiler Kanunu'nun 71.maddenin 2.fıkrasında; Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esasların, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunacağı, bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliğinin hiçbir suretle sorumlu tutulamayacağı, merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamayacağı,bu takdirde sorumluluğun, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı düzenlenmiştir. .......
Parti Meclisi Kararı kesindir." hükmü uyarınca yine Hayreddin Cidir tarafından 21/02/2022 tarihinde itiraz edildiğini, ilgili karara karşı yapılan itiraz Parti Meclisi'nce gündeme alınarak değerlendirilmediğini ve herhangi bir bildirim yapılamadığını, akabinde Hayreddin Cidir'in şifahi görüşmeleri neticesinde talebin değerlendirilmeye alındığını ve 16/05/2022 tarihinde Parti Meclisi'nce reddedildiğini, yine T3 Yönetim Kurulu'nun ekte sunulan 21/02/2022 tarihli toplantısında 2022/183 sayılı karar ile boşalan Şanlıurfa İl Örgütü'ne, CHP Tüzüğü'nün 24/5 maddesi uyarınca "olağanüstü kongre yapmak üzere; Ferhat KARADAĞ başkanlığında (7) kişiden oluşan heyet İl Geçici Kurulu'na atandığını, T3 Tüzüğü'nün ilgili maddeleri ile Siyasi Partiler Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince olağan ve olağanüstü kongre seçim şekillerinin belirlendiğini, T3 Tüzüğü'nün 26/2'de "İl başkanı ve il yönetim kurulu birlikte ya da yalnız il yönetim kurulu görevden alınmışsa Merkez Yönetim Kurulu, başkan dâhil (7) kişilik...
Somut davayla ilgili Siyasal Partiler Kanunu’nun 71. maddesine göre; Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzelkişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur....
-2- 2012/8150-11050 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 6. maddesinde; her Türk vatandaşının kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şartlara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahip olduğu, aynı zamanda birden fazla siyasi partinin üyesi olamayacağı, aksi halde üyelik sıfatının bu siyasi partilerin hepsinden sona ermiş olacağını, aynı Yasanın 11.maddesinde ise onsekiz yaşını dolduran medeni ve siyasi haklarını kullanma hakkına sahip olan her Türk vatandaşının bir siyasi partiye üye olabileceği, 42.maddesinde de siyasi parti ilçe teşkilatlarının kendi çevrelerindeki üyelerini kayıt ve sıra numarası altında partiye giriş çıkış tarihleri ile haklarında diğer bilgileri ihtiva eden bir üye kayıt defterine kaydedecekleri ve bu üye kayıt defterlerinin ilçe seçim kurulu başkanının denetimi altında olduğu belirtilmiştir....
İl Başkanlığında güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının işçilik alacaklarına ilişkin davasında davalı Siyasi Parti tüzel kişiliğine husumet düşüp düşmediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu, 2820 sayılı Kanun'un 71 inci maddesine göre siyasi parti il veya ilçe teşkilatları tarafından yapılan sözleşmelerin, merkez karar ve yönetim kurulu tarafından izin veya onay verilmediği sürece siyasi parti tüzel kişiliğini bağlamayacağı, il veya ilçe teşkilatlarında çalıştırılan işçiler bakımından sorumluluğun 2820 sayılı Kanun gereği sözleşmeyi yapan ve yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı, somut olayda davalı Siyasi Parti tarafından davacının işe alınması yönünde izin veya onay verilmediği ancak davacının çalışmasının kanun değişikliğinin yürürlüğe girdiği 2016 yılından önceki döneme ilişkin olduğu ve davacının hizmet süresinin uzunluğu birlikte değerlendirildiğinde, davalı Siyasi Partinin pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, davacının görevini ifa ettiği İl Başkanlığı işyerindeki...