Şarköy İcra Hukuk Mahkemesi, İİK'nın 142. maddesinden kaynaklanan sıra cetveline itiraz davasının genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi ise davacının sıra cetvelinde sırasına itiraz ettiğini alacağın esas ve miktarına itiraz etmediği gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiştir. Borçluya ait mahcuzun satış bedelinin tüm alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline, şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinde, dava yoluyla mahkemede itiraz edilebilir. İtiraz, alacağın esas ve miktarına ise dava yoluyla mahkemede (İİK madde 142/1), yalnız sıraya ilişkinse şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinde ( İİK madde ../... -2- 2012/9760 2012/11680 142/son ) ileri sürülmelidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK'nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 142. maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz davasıdır. İİK' nın 142. maddesinin son fıkrası uyarınca alacaklının itirazı, itiraza konu ettiği alacağın esas ve miktarına ilişkin olmayıp sadece sırasına ilişkinse, bunun şikayet yolu ile icra tetkik merciine arz olunması gerekir. Ancak itiraz sıraya dahil olmakla birlikte alacağın esas ve miktarına da ilişkinse bu durumda şikayet yolu ile tetkik merciinde ileri sürülemez. Şikayet ise, takip hukukunun temel kurumlarından olup, icra dairelerinin yolsuz işlemleri hakkında ilgililere icra tetkik merciine başvurmaları ile bu yolsuz işlemlerin kaldırılması veya düzeltilmesi imkanını tanıyan İİK 16- 18 ve 22.maddelerinde düzenlenmiş bir yasa yoludur....
nizalı olarak kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/06/2019 NUMARASI : 2019/56 ESAS 2019/434 KARAR DAVA KONUSU : Sıra Cetvelindeki Sıraya İtiraz KARAR : Mersin 4.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/56 Esas 2019/434 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı T1 ve Tic. Ltd. Şti....
Asliye Ticaret Mahkemesi TARİHİ: 30/01/2018 NUMARASI: 2016/641 Esas, 2018/63 Karar DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ KARAR TARİHİ: 18/11/2021 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA Davacı dava dilekçesi ile; Müflis ... A.Ş.'nin iflas tasfiyesinin yapıldığı İstanbul ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Davalı alacaklı tarafından yapılan takipte taşınmazın 03.10.2012 tarihinde ihtiyaten haczedildiği, ihtiyati haczin 14.11.2012 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, yasal 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde kalan 09.09.2014 tarihinde satış talep edildiği ve aynı gün avansın yatırıldığı, alacaklı vekilinin yatırılan avansın iadesini 09.09.2014 tarihinde talep etmesi nedeni ile satış avansının 11.11.2014 tarihinde iade edildiği, 04.11.2014 tarihinde yatırılan 2000 TL kıymet taktir avansının satış avansı olarak kabul edilemeyeceği, davalının yatırdığı satış avansı davalıya geri iade edildiğinden satış talebinin yapılmamış sayılması gerektiği ve haczin İİK.nun 106 ve 110.maddelerine göre düştüğü, davalının düşen hacizden sonra koydurduğu haczin davacıların haczinden sonraki tarihli olduğu, davacıların sıra cetvelinin 1. Ve 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından açılan sıra cetvelindeki sıraya itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacağının, İİY'nın 206/1-c maddesi uyarınca sıra cetvelinde 1. sırada olması gerektiğini, bunun yanında davacıya ait alacak miktarının 16.499,00 TL olduğunu ve sıra cetvelinde yazan miktarın hatalı olarak belirtildiğini ileri sürerek, alacaklarının sıra cetvelinde 1. sırada ve öncelikli alacak olarak kabulüne, alacak miktarının 16.499,00 TL olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Mahkemece, açıklanan ilke doğrultusunda eda hükmü kurulması gerekirken, itirazın esasa ilişkin olduğu kabul edilmesine rağmen çelişkili olarak sıra cetvelinde sıraya yönelik şikayetlerde kurulması gereken hüküm şekline uygun olarak "sıra cetvelinin iptaline" karar verilmesi de doğru olmamıştır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın sıra cetveline itiraz olarak isimlendirildiği ancak yargılama aşamalarında tarafların açıklamaları ve toplanan delillere göre davanın tasarrufun iptali davası niteliğinde bulunduğu, asıl dava ve birleşen davada davacıların aynı taşınmaz satışlarına yönelik muvazaa iddiasıyla sıra cetveline itiraz ettikleri, tasarrufun iptali isteminin sıra cetveline itiraz davasında tartışılamayacağı, ayrıca asıl davada davacı ..........nin tasarrufun iptali davası açmış bulunduğu göz önüne alındığında asıl davanın ve birleşen davanın reddi gerektiği belirtilerek, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacı vekili, asıl davada davalı- birleşen davada davacı ... vekili temyiz etmiştir. .../... S.2 Asıl ve birleşen dava, sıra cetveline itiraza ilişkindir. Somut olayda, asıl ve birleşen davada davalı ...'...
Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmekte olan dava nedeniyle derdest olduğu ve reddi gerektiği, ayrıca davalının alacaklı listesine isminin eklenmesi yönündeki talebinin satış talebi yerine geçeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388 nci maddesi uyarınca kararın istem ve savunma bakımından açık ve gerekçeli olması gerekir. Mahkemece davanın derdestlik nedeniyle reddinin gerektiği belirtilmiş fakat dava esastan reddedilmiştir. Bu durumda mahkemece derdestlik koşullarının varlığı araştırılmalı ve beliren duruma göre davanın reddine, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosya ile birleştirilmesine ya da esasa dair bir hüküm kurulmalıdır. Öte yandan davalının “alacaklı listesine adının eklenmesi” yolundaki talebinin de usulüne uygun bir satış talebi olduğunun düşünülmesi de kabul şekli itibariyle yerinde değildir....