Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kişiye satışının yapıldığı ,davacıya geri ödenmeyen kapora bedelinin iadesi gerektiği anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile davacı tarafından ödenen 10.000,00-TL nin TBK madde 177 uyarınca temerrüd tarihi olan 07.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile dacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından sunulan ve davalının simsarlık ücreti alacağı olduğuna dayanak yapılan sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, gayrimenkul satışına dair sözleşmenin taşınmaz satış sözleşmesi veya taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak nitelendirilmesi, buna göre sözleşmenin geçersiz olduğunun gözetilmesi gerektiğini, sözleşmenin simsarlık sözleşmesi olduğunun tahayyülü halinde dahi, müvekkili tarafından satın alınan dairelere ilişkin yazılı simsarlık sözleşmesinin bulunduğunu, söz konusu taşınmazlara dair geçerli bir simsarlık sözleşmesi bulunmayan davalının simsarlık ücretine hak kazandığının kabulünün mümkün olmadığını, simsarın ücrete hak kazanabilmesi için sözleşme kurulması gerektiğini, sözleşme kurulmadığından davalının ücrete hak kazanmasının da mümkün olmadığını, müvekkilin simsarlık ücreti ödememek için başka meskenleri satın aldığı iddiasının da doğru olmadığını, mahkemece "...

    Ayrıntılı olarak düzenleme yapılmadığından, niteliğine aykırı düşmemek kaydıyla vekalet sözleşmesinin hükümleri simsarlık sözleşmesine de uygulanmaktadır. Simsarlık sözleşmesi TBK m. 520/I'de; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır. Kanundan yapılan tanımdan da görüleceği üzere simsarlık sözleşmesinin tarafları simsar ve iş sahibidir. Simsarın sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü, iş sahibinin üçüncü bir kişiyle sözleşme kurabilmesi için imkan yaratması veya sözleşmenin kurulmasında aracılık rolünü üstlenmesi olup, iş sahibinin sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü, anılan eylemlerine karşılık olarak simsara ücret ödemesidir....

    Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; sözleşme gereği 1.000,00 TL kaparo bedelinin peşinen ödendiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan alacağının 8.500,00 TL olduğunu, davalı tarafın eşi olduğunu iddia ettiği Rüstem Uygun tarafından ödenen 1.000,00 TL kapora bedeli düşüldükten sonra kalan 7.500,00 TL'lik kısım için dava açtığını, kaldı ki davalı tarafın evin kendisine alınmadığını beyan ederken eşi olarak tanıttığı Rüstem Uygun'un müvekkiline ödemiş olduğu kapora bedelinin tarafına iadesi talebinin davalının kötü niyetli olduğunu gözler önüne serdiğini, davalının karşı dava nedeni ile doğan maktu başvurma harcı ve peşin nispi harcı yasal süresi içinde mahkemeye yatırmadığını beyan ederek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece, taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan 09/05/2017 tarihli dava dışı 3.kişiye ait 2 adet gayrimenkulün satın alma işlemine ait kapora sözleşmesi imzalandığı ve sözleşme uyarınca davacının davalıya 10/05/2017 tarihinde 2.000.000,00 TL ödemede bulunduğu, ancak sonradan sözleşmede satımı kararlaştırılan taşınmazların davacıya devrinin gerçekleştirilmediği, taraflar arasında davacının davalıya ödediği 2.000.000,00 TL'nin pey akçesi mi yoksa cayma akçesi olarak mı verildiği hususunda ihtilaf bulunduğu, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme bir tellallık sözleşmesi niteliğinde olsa da, ödenen tutarın taşınmazın alım satım işlemine ilişkin olarak yapıldığı ve simsarlık ücret alacağına ilişkin yapılan bir ödeme olmadığı, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olup taraflarına hak ve borç doğurmayacağı ve bu nedenle tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteyebilecekleri, satış konusu...

      belirli bir süre geçtikten sonra davalıların "bu taşınmazın değeri çok daha fazla, bu bedeli ödersen sana tapuyu veririz" demeye başlamış olduklarını, müvekkilinin, davalıların kötü niyetli olduğunu gördüğünden dolayı arsayı almaktan vazgeçtiğini, bunun neticesinde, ödediği 50.000,00 TL kapora bedelinin iadesini istediğini, bu alım satım süreci içinde müvekkili ile davalılar arasında herhangi bir sözleşmenin imzalanmadığını, taraflar arasında satışın gerçekleşmemesi halinde kapora bedelinin iade edilmeyeceğine ilişkin hiçbir anlaşmanın olmadığını, bunun neticesinde müvekkilinin davalılardan T3 ile yaptığı telefon görüşmelerinde, 01.04.2022 tarihinde Ankara İli, Keçiören İlçesi, Ovacık, Ada 91775, Parsel 9'da kayıtlı taşınmaz için ödediği 50.000,00 TL kapora bedelinin iadesini istediğini, davalı T3'in 08.04.2022 tarihinde kapora bedelinin 25.000,00 TL'sini iade ettiğini, kalan kısmını ise müvekkilinin satıştan vazgeçtiğini iddia ederek ödemediğini, davalıların müvekkiline kapora bedelinin...

      TBK'nın 520/3. maddesinde simsarlık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiği belirtilmiş olup yazılı şeklin unsurlarının mevcut olup olmadığının genel hükümlere göre belirlenmesi gerekir. TBK'nın 14. maddesi uyarınca, sözleşmede tarafların imzalarının bulunması şarttır. Diğer yandan, bu belgenin simsarlık sözleşmesi sayılabilmesi için simsarlık sözleşmesinin asli unsurlarını da içermesi gerekir. Bu hukuki açıklamalara göre somut olaya gelindiğinde; davalının simsarlık sözleşmesi olarak dayandığı"Mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon akdi ve alım ve satıma ilişkin olarak taraflar arasında cayma akçesinin verilmesine dair akid" isimli belge mevcut olup simsarlık sözleşmesinin unsurlarını taşıdığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede mülk sahibinin imzasının bulunmamasının simsarlık sözleşmesinin geçerliliğine etkisi yoktur....

      Maddesi (1- a) bendi uyarınca 17/03/2021 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

      Mahkemece davacının simsarlık ücretinden sorumlu olduğu ancak, cezai şart dolayısıyla borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra dosyasından 12.876,63 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine konu edilen simsarlık sözleşmesi alacağıyla ilgili menfi tespit davası olup; taralar arasındaki uyuşmazlık, taşınmaz satım sözleşmesi yapmaktan kaçınan tarafın kim olduğuyla ilgilidir. 1-Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. (TBK m.520) TBK'nın 521. maddesine göre simsar ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Ancak hüküm emredici nitelikte olmayıp, tarafların bunun aksine anlaşmaları mümkündür....

        da bulunan ve davalının portföyünde bulunan kiralık dükkanı kiracı olarak tutmak istediğini, taraflar arasında ise hiçbir yazılı sözleşme yapılmadan müvekkilinin davalıya 8.000,00 TL kapora ödediğini, ödeme dekontunda da ... KAPORA BEDELİ" olarak davalının hesabına gönderdiğini, daha sonra müvekkili şirketin davalıya mezkur dükkanı kiralamaktan vazgeçebileceğini söylediğini ve kapora bedelinin iadesini talep ettiğini, davalının ise kapora iadesi yapılamayacağını belirttiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin dükkanı kiralamak için sözleşme yapmak istediğini, davalının dükkanın başka bir kişiye kiralandığını bildirdiğini, bunun üzerine Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2021/... E. numaralı dosyasıyla genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle itirazın iptalini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu