Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı TBK’nin 520. Maddesinde "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. TBK'nin 521/1 maddesinde ise, "simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır." şeklinde düzenleme mevcut olup, buna göre simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin, iş sahibi ile üçüncü kişi alıcı arasında kurulması gerekir. Anılan düzenlemelere göre simsarın ücret alacağının doğumu için, “taraflar arasında sözleşmenin kurulması“ gerekmektedir. Ancak bu hâlde ücrete hak kazanılacaktır....

CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine müvekkili davalının davacıdan herhangi bir emlakçılık ya da simsarlık talebinin olmadığını, davalının kendisinin taşınmazı ilan yoluyla satışa çıkardığını, davacı ile davalı arasında simsarlık sözleşmesi bulunmadığını, davacının müvekkiline gelip taşınmazın satılmasına aracılık etmek istediğini söyleyerek davalıyı ikna etmeye çalıştığını, davacı tarafın davalıyı aldatarak 1 milyon TL rayici olan taşınmazı 750.000,00-TL'ye satması husunda ortakları ile beraber baskı yaptığını, bu sebepten taşınmaz ön satım sözleşmesini baskı altında imzaladığını, akabinde gelen ihtarname ve arabuluculuk sürecinde de bu hususların dile getirildiğini, davacının müvekkilinin menfaatlerine aykırı davranması sebebiyle ücret almaya hak kazanamayacağını, aynı şekilde davacının KDV talebinde bulunamayacağını, davacının hizmet ifa etmemesi nedeniyle davalıdan %4 komisyon bedeli isteyemeyeceği gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar...

    Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngördüğünü, davaya konu simsarlık sözleşmesinin konusunun; tüketici sıfatına sahip bulunan davalının satın almak istediği konuta ilişkin olup anılan kanun kapsamında tüketici işlemi olduğunu, bu nedenlerle dava konusu uyuşmazlık 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamında kaldığından eldeki bu dava mahkemenizin görev alanına girdiğinin kabulu gerektiğini, müvekkil şirketin, simsarlık faaliyetleriyle uğraşan bir şirket olup davalı alıcı ile satıcıyı bir araya getirerek görevini ifa ettiğini, simsarlık sözleşmelerinin yazılı olması koşulu getirildiğini, yerel mahkeme dosyasında mevcut sözleşme ile de bu koşulun yerine getirildiği hususu açık olduğunu, sözleşmeye göre hizmet bedelinin satış bedeli üzerinden %2+%2 olarak hesaplanması gerektiğinin (225.000,00 TL 'nin %2+%2 = 9.000,00 TL) yanı sıra kapora olarak alınan 2.000,00 TL (9.000,00- 2.000,00 = 7.000,00 TL) müvekkil alacağından...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı ile davalı arasında akdedilen simsarlık sözleşmesi uyarınca simsarlık ücretinin ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tensip ile birlikte davacının tacir olup olmadığına yönelik araştırmaya gidilmiştir. Esnaf ve Ticaret Odası kayıtları ön inceleme aşamasında dosyamıza kazandırılmış ise de ilgili vergi dairesi cevabı görev hususunu karara bağlamak için beklenilmiştir. HMK.nun 1....

      İlk derece mahkemesince; dosya kapsamı deliller, alınan bilirkişi raporları uyarınca; taraflar arasındaki uyuşmazlığa dayanak 13/08/2013 tarihli, "Konut Satış Protokolü" başlıklı sözleşmenin hukuki niteliği itibariyle taşınmaz simsarlığı sözleşmesi niteliğinde olduğu ve simsarlık ücretinin belirlenmediği, sözleşmedeki 1.130,00- TL'nin satışa esas gayrımenkullerin dip fiyatları olduğu kabul edilerek, sözleşmede simsarlık ücretinin belirlenmediği bu halde, ücretin TBK'nın 522. maddesine göre tespiti gerektiği, bu kapsamda, Emlakçılar Derneği tarafından belirlenen tarifenin bulunmaması, ve bildirilen ücretlendirmeye göre hesaplanan ücret alacağının 205.320,00- TL olması, davacıya ödenen miktarın bu miktar altında kalması nedeniyle talep edebileceği simsarlık ücret alacağının bulunmadığı gerekçesi ile simsarlık hizmetinden kaynaklanan alacak talebinin reddine, ayrıca davacının, ihtarname aracılığı ile sözleşmeye aykırı istemleri ve davalının cevabi ihtarnameleri uyarınca sözleşmenin davalı...

      KARAR Davacı taraf, simsarlık ücretini alabilmek amacıyla başlattığı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, simsarlık sözleşmesinden doğan ücret alacağı hakkında itirazın iptali istemine ilişkindir. 1-Mahkemelerin görevini düzenleyen kurallar kamu düzeninden (HMKm.1) olup, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun göreve ilişkin maddelerine göre simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan davalar ticari davalardan sayılmamıştır. Bu nedenle söz konusu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmayıp HMK m.2 hükmü gereği Asliye Hukuk Mahkemesidir....

        Ancak; davalı taraf uzayan sözleşme süresi içerisinde taşınmazı sattığından sözleşmenin 2/d maddesi gereği hizmet gerçekleşmiş kabul edildiğinden satış bedeli olan 1.300.000TL'nin %3'ü olan 39.000TL üzerinden icra takibinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Fatura bulunmadığından davacı taraf KDV alacağına hak kazanmamıştır. Dosyada alınan 07/01/2019 tarihli SMM bilirkişi ... tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda satış bedeli olarak 860.000TL'nin kayıtlarda gözüktüğü tespit edilmiş ise de; taraflar arasında yapılan sözleşmede tazminat hesaplamalarına esas olmak üzere sözleşmede yazılı "satış bedeli" ne atıf yapılmış, ne var ki davacı alacaklı davalı aleyhine yaptığı İstanbul ....İcra Müdürlüğünün ... E....

          CEVAP : 1-Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasındaki simsarlık sözleşmesinin yazılı yapılmadıkça geçerli olamayacağını, müvekkili ile davacı arasında yazılı simsarlık sözleşmesi yapılmadığını, müvekkili ile davacı arasında bahsi geçen taşınmaza ilişkin ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin satın almış olduğu taşınmazın değerinin belli olduğunu, simsarlık alacağı iddiası da bu taşınmaza bağlı olarak istendiğine göre değeri belli olan bir davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, bu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde açılamayacağını belirterek davanın usulden reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur. 2-Davalı ...Ş....

            Bilindiği üzere 6098 Sayılı Kanun'un 520 nci maddesi; ''Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.'', bu nedenle simsarlık sözleşmesi yazılı yapılması sıhhat şartıdır. Resen nazara alınır. Geçersiz sözleşmeye dayanarak ancak verilen şeylerin iadesi talep edilebilir. Davacımızın da davalıya verdiği birşey yoktur. Bu nedenle geri iade edilecek husus yoktur. Alacak senaryo değildir. Şekil şartlarına uyulmadığından İspat edilememiştir. Bu sebeple şartları oluşmayan kötü niyet takip tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; "bu kanunun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekte, aynı kanunun 3. maddesinde “tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır.6502 sayılı Kanuna göre, davalı tüketici, taraflar arsında yapılan simsarlık (tellallık) sözleşmesi ise; kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir.6502 sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin...

                UYAP Entegrasyonu