in imzalamış olduğu simsarlık sözleşmesine icazet verdiğine ilişkin bir delil dosya içinde bulunmamaktadır. Aksine davacı tarafından simsarlık ücretinin ödenmesi yönünde yapılan icra takibine davalı şirket tarafından taraflar arasında sözleşme ilişkisi ve ticari ilişki bulunmadığından bahisle itiraz etmiş böylece ... tarafından imzalanmış olan simsarlık sözleşmesi davalı şirketçe kabul edilmemiştir. Sırf söz konusu şirket merkezinin simsarlık sözleşmesinde belirlenen adrese taşınmış olması tek başına davalı şirketin simsarlık sözleşmesine de icazet verdiği anlamına gelmeyecektir. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı şirket yetkilisi veya temsilcisi olmayan, davalı Avni Şahin tarafından imzalanmış olan sözleşme davalı şirketçe onanmadığından davalı şirketi bağlamayacaktır. ......
Aynı Kanunun 520–525 maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi ise "Simsarın (tellalın), taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanını hazırlamasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır." TTK 4/1-c. maddesine göre, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın komisyon sözleşmesinden (532-545 maddeler) doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Tellalık (simsarlık) sözleşmesinden doğan hukuk davaları ise TTK'nın 4. maddesi anlamında ticari dava sayılmamıştır. Davacı vekili; kiracasının müvekkili olduğu 15/04/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin imzalanması nedeniyle müvekkilinin komisyoncu olan davalıya 3.000....
Mahkemece, davacı ile davalı arasında simsarlık/komisyonculuk sözleşmesinin bulunduğu ancak davacı ile mülk sahipleri arasında her hangi bir sözleşmenin bulunmadığının mülk sahibi tanık beyanlarından anlaşıldığı, davacının satma hakkı bulunmayan bir yer hakkında simsarlık sözleşmesi düzenlemesinin mümkün olmadığı, düzenlenen simsarlık sözleşmesinin hukuki bir sonuç doğurmasının da mümkün olmadığı ve tarafları borç altına sokmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. T.B.K.'nun 520. maddesi gereği, imsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır.(TBK.521) Simsarın ücret isteyebilmesi için simsarın çalışmasının sözleşmenin yapılmasına neden olması gerekir....
Sokak mevkinde bulunan eski ''...'' nin olduğu yerin kiralanması hususunda 09.01.2015 tarihli, ''gayrimenkul görme ve hizmet bedeli sözleşmesi'' imzalandığını, sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirerek, söz konusu dükkanı davalıya gösterdiğini, mal sahibi ile görüşmesini ve kira sözleşmesi yapmasını sağladığını, buna karşılık davalının sözleşmede belirlenen ücreti ödemediğini, alacağın tahsili için ... İcra Müdürlüğünün ...Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak takibe itirazda bulunması üzerine takibin durduğunu ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalıya tebligat yapılmamıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlık simsarlık sözleşmesinden kaynaklandığından dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının......
Davalı şirketin simsarlık sözleşmesinde belirlenen taşınmazı sözleşme tarihinden sonraki bir tarihte 01.07.2017 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralamış olmasının tek başına davalı şirketin simsarlık sözleşmesine de icazet verdiği anlamına gelmeyeceği kanaatine varılmıştır. Simsarlık sözleşmesi, simsar ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı yetkilisi veya temsilcisi olmayan, davacı ticari temsilcisi, ticari vekili veya çalışanı olduğu da ispatlanamayan ... tarafından imzalanmış olan sözleşme, davalı tarafça onanmadığından davalı şirketi bağlamayacaktır. Taraflar arasında usulüne uygun yapılmış bir sözleşme bulunmadığından simsarlık ücretinden davalı sorumlu tutulamaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkemece, dava konusu olayda davalının simsar olarak sözleşme ile kararlaştırılan simsarlık ücreti alacağının tahsili istemiyle simsarlık hizmetinden yararlanan diğer taraf davacı hakkında icra takibi başlattığı, tarafların her ikisinin gerçek kişi olduğu tacir olmadığı, tarafların ticari işletmelerinin olduğu veya ortaklıklarının bulunduğu, bir davanın ticari dava sayılabilmesi için hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerektiği, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli olmadığı, davalı ve davacı tacir olmadığı gibi hali hazırda ticari işletmesinin de bulunmadığı, davacının tarla vasfındaki taşınmazı bireysel tasarrufu olarak satışa çıkardığı, simsarlık sözleşmesine de bu maksatla taraf olduğu, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi...
Dosyaya toplanan deliller ile taraflar arasında yapılan yazılı simsarlık sözleşmesinin geçerli olduğu, taşınmazın sözleşmede gösterilen değeri olan 325.000,00 TL nazara alındığında ücret olarak kararlaştırılan 5.000,00 TL'nin aşırı bir ücret niteliğinde olmadığı, sözleşme hükümlerince simsarın devre dışı bırakılması halinde "o durumda emlakçı yekun 5.000,00 TL'ye razı gelecek" düzenlemesi ile bu halde 5.000,00 TL ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, likit bir alacak olduğu gibi simsarlık hizmet bedeli olduğu, cezai şarta ilişkin bir bedel olmadığı anlaşıldığından hakkaniyet indiriminin yapılmasının mümkün olmadığı, dosyaya giren tapu kayıtları ile sözleşmeye konu taşınmazın 26/05/2016 tarihinde satışının gerçekleştirildiği anlaşılmakla davacının 5.000,00 TL simsarlık ücreti alacağı bulunduğunu kabul etmek gerekmiştir....
GEREKÇE: Dava, simsarlık hizmet bedeli olarak ödenen tutarın iadesine dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak davacı vekilince yargılama sırasında sunulan beyan ve dilekçeler ile, davalının, müvekkiline kredi tahsisi için aracılık yaptığı, dava konusu paranın da bu kapsamda hizmet bedeli olarak davalıya ödendiği, ancak davalının taahhütlerini yerine getirmediği ileri sürülmüştür. Davalı vekili de cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından davacıya kredi sağlanması için hizmet verildiği, ödenen tutarın da hizmet bedeli olduğunu kabul etmiştir. Kredi tahsisine aracılık niteliğindeki simsarlık sözleşmesi şekil şartına tabi olmayıp, sözlü olarak da akdedilebileceğinden, hukuken geçerlidir. Davacı, ödemenin müvekkiline kredi tahsisi için hizmet bedeli olarak davalıya avans olarak yapıldığını ileri sürmüştür....
Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK. m. 520/1'e göre simsarlık (tellallık) ; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir" tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, "Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir" şeklinde anlaşılmalıdır. Simsar ile iş sahibi arasında sürekli bir hukuki bağlantı yoktur. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki TBK. 520/3. madde taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için geçerlilik şekli düzenlemiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir....
MAHKEMEMİZİN GÖREVİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Davacı davalının gayrimenkul sektöründe emlakçı olarak çalıştığını, taşınmaz satın alınmak istendiğini, davalı tarafından söz konusu taşınmazın kiralama ve pazarlama faaliyetlerinin durdurulması için 5000,00 TL kapora talep edildiğini, davalı tarafından kapora ve emlak komisyon bedeli ihtiva eden gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığını, satış işleminden vazgeçilmesine rağmen kapora bedelinin iade edilmediğini, bedelin iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğunu iddia etmektedir. Davalı ise davalın emlak komisyoncusu olup geçerli bir simsarlık sözleşmesi yapıldığını ve alması gereken ödemeyi aldığını ,5000,00 TL'nin simsarlık sözleşmesi kapsamında müvekkilinin hak ettiği ücret olduğunu iddia etmektedir. Dosya kapsamında tarafların tacir olup olmadığı araştırılmış olup ilgili yerlere müzekkere yazılmıştır. ......