Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, "taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz". Simsarlık faaliyeti sonucu kurulacak sözleşme (asıl sözleşme), herhangi bir nitelikte sözleşme olabilir. Simsarlık sözleşmesi vekalet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK.m.520/2.maddesine (BK m.404/2) göre "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır....
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire kararında gösterilen sebeplerle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici Madde 3” hükmü atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.10.2022 tarihinde oy çokluğuyla ve kesin olarak karar verildi. -KARŞI OY - Simsarlık (tellallık) sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir (TBK 520/1). Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır (TBK 520/2). Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz (TBK 520/3)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.10.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, cezai şartın tahsili olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil ve cezai şartın tahsili isteminin reddine, tazminatın tahsili isteminin kısmen kabulüne dair verilen 04.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalılar ... ile yüklenici ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre davalı yükleniciye bırakılması kararlaştırılan B Bloktaki 5 numaralı bağımsız bölümü yükleniciden 12.10.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile temlik aldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali...
Asliye Ticaret Mahkemesi ise, uyuşmazlığın tellâllık (simsarlık) sözleşmesinden kaynaklandığı ve bunun TTK'nın 4. maddesi anlamında ticari iş olmadığı, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6098 sayılı TBK’nın 532 vd. maddelerindeki düzenlemeye göre komisyon sözleşmesi “ücret karşılığında kendi adına ve vekalet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım satımını üstlendiği sözleşmedir.” Aynı Kanunun 520 - 525 maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi ise “simsarın (tellâlın), taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanını hazırlamasına veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır”. TTK'nın 4/1-c maddesine göre, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın komisyon sözleşmesinden (532 - 545 maddeler) doğan hukuk davaları ticari dava sayılır....
Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen kapora bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili için aşlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından; taraflar arasında 03.08.2015 tarihli sözleşme ile taşınmaz satışının yapılması konusunda anlaşma yapıldığı, sözleşme gereği 50.000,00 TL kaparonu davalıya verildiği anlaşılmaktadır. Tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Bu haliyle, taraflar arasında düzenlenen sözleşme, resmi şekilde düzenlenmiş olmadığından, şekil şartına aykırılık dolayısıyla geçersizdir....
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalı ile arasındaki simsarlık sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasıyla sözleşmedeki ceza koşulu alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalının yönelttiği itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali ile inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın davalı şirket yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı gerçek kişi yönünden kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2014/9351 E sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının Megavizyon...Ltd.Şti., borçluların T3 ve T4...Ltd. Şti....
K A R A R Davacı, davalılarla birden fazla taşınmazlarını satın almak için harici satış sözleşmesi yaptıklarını ve kapora olarak da 20.000.00.TL verdiğini, taşınmazların satışının gerçekleşmemesi üzerine kaporanın iadesini istediğini fakat davalıların kaporayı iade etmediklerini bunun üzerine davalılar aleyhine icra takibinde bulunduğunu, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalıların takibe vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, kapora olarak 15.150.00.TL' nın ödendiğini, taşınmaz satımının gerçekleşmemesi halinde kapora olarak verilen paranın iade edilmeyeceğinin kararlaştırıldığını beyanla davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesine konu taşınmazlar tapulu taşınmaz olup, TMK.' nun 706. maddesi, BK.'...
Somut olayda; Davacı ,kira sözleşmesine kapora olmak üzere davalı hesabına farklı tarihlerde toplam 40.000 TL ödeme yaptığını , taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya göre, davalının 30.05.2013 tarihine kadar kiralamaya konu taşınmaza ilişkin iskan alması gerekmekte iken alamadığını ,tarafınca ödenen kaporanın da iade edilmediğini belirtmiş bu hususta karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkını saklı tutarak davalı hesabına yapılan ödemelere ilişkin 18.04.2013 tarihli kapora-kira bedeli açıklamalı 10.000 TL tutarlı , 02.05.2013 tarihli kapora-kira bedeli açıklamalı 10.000 TL tutarlı , 17.05.2013 tarihli kira bedeli açıklamalı 20.000 TL tutarlı 3 adet banka dekontu ,tarafların ticari defterleri , tanık deliline dayanmıştır....
Sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının T1 borçlunun T3, takibin ilamsız olduğu, takip miktarının 39.735,00 TL asıl alacak, 1.783,18 TL işlemiş faizi olmak üzere 41.518,18 TL olduğu, takip dayanağının 03/03/2017 tarihli protokol gereğince ödenen kapora ile belediye dosyasın kapsamında ödenen harçlar ile masraflar bedeli olduğu, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 03/03/2017 tarihli protokolün incelenmesinde; alıcının T1 satıcıların Hasan Refik Kuseyrioğlu ve Hüseyin Vefik Kuseyrioğlu, vekillerinin T3 olduğu, satışa konu taşınmazların Hatay İli, Defne İlçesi, Çekmece Mahallesi 16918 ve16919 nolu parseller olduğu, m2 satış bedelinin 1350 TL olarak belirlendiği, kapora olarak 20.000,00 TL ödenmiştir denildiği ve cezai şart olarak 100.000,00 TL kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Protokolde satıcı olarak belirtilen kişilerin vekil olan davalıya verdikleri düzenleme şeklinde vekaletname örneklerinin dosyaya ibraz edildiği anlaşılmıştır....
-TL'de kapora verildiğini, sözleşmede satıcının sözleşmeden cayması halinde 20.000,00.- TL'nin alıcıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı satıcının taşınmazı devre yanaşmadığından, cayma bedeli ve müvekkilinin uğradığı zararın tahsili için icra takibi başlattıklarını, takibin davalının itirazı üzerinde durduğunu ileri sürerek, borçlu davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının tüketici olduğu anlaşılmakta ise, davalının, satıcı yani ticari ve mesleki anlamda profesyonel mal ya da hizmet satan kişi tanımına uymadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülerek, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi....