Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in imzalamış olduğu simsarlık sözleşmesine icazet verdiğine ilişkin bir delil dosya içinde bulunmamaktadır. Aksine davacı tarafından simsarlık ücretinin ödenmesi yönünde yapılan icra takibine davalı şirket tarafından taraflar arasında sözleşme ilişkisi ve ticari ilişki bulunmadığından bahisle itiraz etmiş böylece ... tarafından imzalanmış olan simsarlık sözleşmesi davalı şirketçe kabul edilmemiştir. Sırf söz konusu şirket merkezinin simsarlık sözleşmesinde belirlenen adrese taşınmış olması tek başına davalı şirketin simsarlık sözleşmesine de icazet verdiği anlamına gelmeyecektir.Simsarlık sözleşmesi, simsar ile bu sözleşmeyi imzalayan kişi arasında hak ve borç doğuran bir sözleşmedir. Öyle olunca davalı şirket yetkilisi veya temsilcisi olmayan, davalı ... tarafından imzalanmış olan sözleşme davalı şirketçe onanmadığından davalı şirketi bağlamayacaktır. Davaya konu 26/07/2014 tarihli simsarlık sözleşmesinin metninde;''...adresinde bulunan emlağı satın almak/kiralamak için gördüm....

    ücretine hak kazanmasına sebep olacak nitelikte bir durum olmadığını, davacı 19/02/2018 tarihli sözleşme ile yetkisi olmayan kişiye ait taşınmazların satışından dolayı simsarlık ücretine hak kazanmasının mümkün olmadığını, yerel mahkemece taşınmazların tapu devir senetlerindeki devir bedellerine itibar edilmediğini, davacının bu devir bedelleri yönünden muvazaa iddiasına karşılık yerel mahkemece taşınmazların devir tarihindeki bedellerinin belirlenmediğini, muvazaa iddiası ispat edilmediğini, davacının devir bedeli olarak belirttiği rakamın davacı tarafça sonradan sözleşmeye eklenmiş bir bedel olduğunu, davacı, sözleşmeye sonradan eklediği devir bedelini belirlerken müvekkilinin satın aldığı taşınmazların devir bedellerini tapu kayıtlarından tespit ederek 720.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin taşınmazı alırken trampa olarak verdiği villanın da devir bedelini 600.000,00 TL olarak belirleyip bu iki bedeli topladığını ve 1.320.000,00 TL'yi bulduğunu, müvekkili taşınmazları ortalama...

    Mahkemece, davacı ile davalı arasında ... nolu bağımsız bölümünün davacıya devri için sözlü olarak simsarlık sözleşmesi yapıldığı, yazılı olarak taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, bu taşınmaz bakımından dava dışı... ile simsarlık sözleşmesi yapıldığı, ... nolu bağımsız bölümün tapu kaydından anlaşıldığı üzere davacıya devredilemediği, davalının sunduğu sözleşme örnekleri içinde de davalı ile davacı arasında yapılmış sözleşmeye rastlanmadığı, şu halde taraflar arasında davacıya devri sağlanan ve sağlanmayan taşımazlar için TBK'nun 520. maddesinde öngörülen şekil şartlarını taşıyan, usulüne uygun bir simsarlık sözleşmesi bulunmadığı, sözlü olarak yapılan veya davalının satıcı olarak gözüktüğü sözleşmelerin da geçersiz olduğu, yine davalının resmî bir makam olan Polis Merkezinde verdiği mahkeme dışı ikrar niteliğindeki beyanı ile dava konusu senedin geçersiz simsarlık sözleşmesi nedeni ile davalıya verildiğinin anlaşıldığı, senedin dayanağı olan sözleşmenin geçersiz olması nedeni ile...

      Mah. 189 Ada, 18 -19-21 parsellerde kayıtlı toplam 198.961,95 m² alandan oluşan arsa nitelikli taşınmazın bulunarak satıcı ... ile alıcı kooperatifin yetkililerinin biraraya getirildiğini, yapılan çalışmalar sonucunda arazinin satın alındığını, tüm satış işlemlerinin kendileri tarafından yürütüldüğünü, davacıya 8 ay boyunca danışmanlık hizmeti verildiğini savunmuştur. 6098 sayılı TBK’nun 520. maddesi uyarınca, simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. Eş söyleyişle; sözleşmenin kurulmuş olması, ücrete hak kazanılması için yalnız başına yeterli değildir. 6098 sayılı TBK.'...

        Mahkemece, taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan belge ise "Emlak Yer Gösterme Belgesi" nin yazılı simsarlık sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği yine davacının Burganbank'tan taşınmaz satışına ilişkin yetki belgesi almadığı, satıcı ve alıcının biraraya getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520. maddesinde tanımı yapılan simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir. Mahkemece, her ne kadar, taraflar arasında düzenlenen "Emlak Yer Gösterme Belgesi" nin yazılı simsarlık sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği yine davacının Burganbank'tan taşınmaz satışına ilişkin yetki belgesi almadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; Taraflar arasında düzenlenen ve imzası davalı tarafça inkar edilmeyen 07.04.2015 tarihli sözleşme taşınmaz satımına yönelik tellallık sözleşmesi olup geçerlidir....

          Dava, simsarlık ücreti alacağına ilişkin itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalının vekili ile aralarında imzalanan 14.12.2012 tarihli sözleşme gereğince simsarlık hizmeti verdiğini, davalının ise kendisini devre dışı bırakarak satışı gerçekleştirdiğini ve ücretini ödemediğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır....

            K A R A R Davacı, davalı yükleniciden 29.9.2009 tarihinde imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi ile bedelini ödeyerek daire satın aldığını, sözleşmede teslim tarihi 2.11.2010 tarihi olarak belirlenmesine rağmen dairenin fiilen 28.6.2013 tarihinde teslim edildiğini, sözleşmede gecikilen her ay için 300 USD kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ayrıca teslim edilen dairede bir kısım eksik iş ve ayıplı imalatların bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla geç teslim nedeniyle ödenmesi gereken 9.300 USD ile eksik iş ve ayıplı imalat bedeli olarak 1.000,00 TL’nın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalının genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın tek taraflı trafik kazası neticesinde hasarlandığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen hasar nedeni ile aracın kasko bedeli olan 27.500,00 TL'nin 24/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bunun mümkün olmaması halinde hasar bedeli olan 18.751,37 TL'nin 24/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                sözleşmede öngörülen 300.000- TL satış bedeli üzerinden 300.000- TL*%3=9.000- TL, 9.000- TL* 18 KDV= 1.620- TL toplam 10.620- TL (komisyon bedeli) olabileceğini, sonuç olarak taraflar arasında kanunun aradığı şekilde yazılı komisyon sözleşmesinin yapıldığı, sözleşmenin geçerli olduğu, sözleşmenin 21/08/2014 tarihinde 12 ay süre ile imzalandığı, taşınmazın 3....

                KARAR Davacı emlakçı, davalıya ait ..... mahallesi.......1219 ada 18 parsel sayılı taşınmazının satışına aracılık edilmesi amacıyla ile davalının emlak komisyonculuğu sözleşmesini imzalandığı, taşınmazın satıldığını, ancak davalının sözleşmede belirtilen bedeli ödemediğini, sözleşme gereği kararlaştırılan 11.940,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu