ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/552 Esas KARAR NO : 2023/313 DAVA : İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) DAVA TARİHİ : 27/07/2022 KARAR TARİHİ : 26/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından davalı şirkete; ------adresinde bulunan taşınmazın------ 2019 yılı Aralık ayında aylık 800.000,00 TL kira bedeli ile kiralanması hususunda emlak danışmanlığı hizmeti verildiğini, bahsi geçen kiralama işinde, kiracı olan davalı şirketin ticari teamüller gereği müvekkil şirket tarafından verilen taşınmazın kiralanmasına ilişkin aracılık hizmetine karşılık ödemesi gereken hizmet bedeli tutarı 1 aylık kira bedeli olan 800.000,00 TL olduğunu, müvekkil şirket müdürü ile davalı şirket ortakları arasında eskiye dayanan dostane ilişkiler olması...
Simsarlık sözleşmesi TBK'nın 520. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. 520. maddeye göre, "Simsarın taraflar arasındaki sözleşme kurulması imkanın hazırlanmasının veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz." TBK'nın 520. maddesinde öngörülen yazılılık şartı ispat şartı olmayıp, geçerlilik şartı olup bu husus mahkemece resen gözetilir. Bu hukuki açıklamalar ışığında, somut olayda yazılı ve geçerli bir simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin kararı isabetli olup, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesi olmadığını, 6098 sayılı Borçlar Kanununa göre "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlamasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşme olduğunu, simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz" şeklinde olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı şahitle ispat etme beyanına muvafakatının olmadığını, davalı adına fatura kesildiğini ve davalının Türkiye'deki ikametgahına tebligat yapılmış ise de bu faturayı'da kabul etmediğini, davalının Almanya'da oturduğunu bu nedenle uygun kesilmiş ya da tebliğ edilmiş bir fatura olmadığını, yazılı bir sözleşme ibrazı mümkün olmayan haksız ve mesnetsiz açılmış davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Simsarlık özleşmesinde, davalının simsarlık ücret alacağının, asıl sözleşmenin (resmi satım sözleşmesinin) yapılıp yapmamasından bağımsız olarak ve simsarlık sözleşmesinin imzalanmasıyla doğduğu kabul edilmiştir. Davacı yanca delil olarak dayanılan ve mahkemece hükme esas alınan ve simsarlık sözleşmesiyle aynı tarihte düzenlendiği anlaşılan ikinci sözleşme, davacı ile satıcı arasında düzenlenmiş olup, davalı simsar bu sözleşmenin tarafı değildir. Sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince, alıcı ile satıcı arasında cayma bedeli verilmesine ilişkin olarak düzenlenen sözleşmedeki hükmün, sözleşmenin tarafı olmayan davalı simsar açısından bağlayıcı olduğu kabul edilemez. Sözleşmenin, hile sonucu davacının iradesinin bozularak imzalatıldığına dair iddia kanıtlanamamıştır. Sözleşme ile davalının verdiği simsarlık hizmetinin tapu devrine bağlanmadığı, aracılık hizmetinin sözleşmenin imzalanması ile yerine getirildiği ve davalının verdiği hizmet karşılığı ücrete hak kazandığı açıktır....
üzerinden belirlendiği görülmekle, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, simsarlık ücretinin belirlenmesinde, tapudaki satış bedeli değil, tarafların sözleşmede belirlediği değerin esas alınması gerektiğinin (Emsal nitelikte Yargıtay 13.HD 2012/26937 E- 2013/5719 K.sayılı kararı) gözetilmemesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun değildir....
Yönünden açmış olduğu dava yönünden; Simsarlık sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 520-525 maddelerinde düzenlenmiştir. TBK. 520. maddesinde “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir.TBK 147/5 Maddesi vekalet ,komisyon ve acentelik sözleşmelerinden ticari simsarlık ücreti alacağı dışında ,simsarlık sözleşmesinden doğan alacakların 5 yıl zamanaşımı uygulanacağı belirtilmiştir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, "taşınmaz konusundaki simsarlık sözleşmesi bu şekle uyularak akdedilmediği takdirde geçersiz olur ve sözleşme geçersiz olduğu için de, simsar (davacı) bu sözleşmeden dolayı herhangi bir simsarlık ücreti alacağına hak kazanamaz. Anılan durum karşısında davacı/simsar ile davalı/satıcı arasında, yazılı bir simsarlık sözleşmesi akdedilmemiş olduğundan, davacının davalıdan simsarlık ücreti alacağına hak kazanamadığı, Davacının tespit taleplerinin hukuki menfaat yokluğundan reddine," karar verilmiştir....
tarafından sunulan 03/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında hizmet sözleşmesini konu alan bir simsarlık sözleşmesinin kurulduğu, sözleşme gereğince davacının finans müdürü niteliği taşıyan dava dışı üçüncü kişinin davalı ile sözleşme yapmasına kadar yükümlülükleri yerini getirdiği, dava dışı üçüncü kişinin sözleşme yapmakla birlikte kısa süre sonra işten ayrıldığı, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan üç aylık süre içinde işten ayrılma gerçekleşirse simsarlık ilişkisinin tekrar aktif hale geleceğine ilişkin düzenlemenin "sözleşme kaleme alanın aleyhine yorumlanır" ilkesi dikkate alındığında bir tekeffül (garanti-teminat) olarak değerlendirilebileceği, söz konusu teminat dikkate alındığında, davacının simsarlık ilişkisinden dolayı bir bakiye alacağının bulunmadığı belirtilmiştir....
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar eski komşu olduklarını, Davacı, satılan taşınmazın bulunduğu binada faaliyet göstermekte olup; komşusu olan müvekililiin internetteki satış ilanını tesadüfen görmüş ve müvekilili şirketle iletişime geçerek "mülkünüzle ilgilenecek müşterim var" demiş ve müvekililiin bu hususta herhangi bir masraf, komisyon, aracılık bedeli, tapu harcı ve sair bedeli karşılamayacağını beyan etmesi üzerine bedeli alıcıya ait olmak üzere süreci yürütmeye devam ettiği, davacı tarafça dosyaya sunulan yazışmalardan da net olarak görüleceği üzere müvekilili tarafından davacıya mesaj gönderilidiği ve cevaben davacı tarafça herhangi bir itiraz sunulmayıp, ihtirazi kayıt düşülmeksizin yazışma normal seyrinde ilerletilerek süreç devam ettirilmiştir. nitekim dava dilekçesinde de ikrar edildiği üzere aracılık bedeli davacı tarafça ------- tahsil edilidiği, Taraflar arasında aracılık bedelini düzenleyen bir sözleşme yahut herhangi bir evrak imzalanmamıştır. müvekilili...
Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520 ila 525. maddelerinde düzenlenmiş olup; her iki tarafın tacir olup ticari işletmesini ilgilendirmesi halinde simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan davalar ticari dava niteliğinde olacak, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olacaktır....