WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim 5510 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması hâlinde bu niteliğin kazanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlatılacağına ilişkin düzenleme ile de her zaman sigortalının ölümü ile hak sahipliğini kazanma tarihlerinin aynı olmayacağına vurgu yapılmıştır. 16. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, ölüm sigortasından aylık bağlama koşulları değerlendirilirken hak sahipliği sıfatının kazanıldığı başka bir anlatımla hak sahipliği hakkının doğduğu tarihteki mevzuat hükümleri ile düzenlenen şartların dikkate alınması gerekmektedir. Hakkın doğması ise hak sahipliği sıfatına yönelik tüm şartların sağlanması olarak anlaşılmalıdır. 17....

    Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 46 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 1699 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’nin başvuru öncesi ebeveynlerinin devlet eliyle iskan hakkından faydalandığı bu nedenle göçebelik durumu olmadığının tespiti ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 294 no’lu kararı ile 12.08.1992 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli ... Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 294 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu'nun 24/08/1995 tarih ve 1995/180 no'lu kararı ile konutsal ve tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmeleri nedeniyle dava konusu 12 numaralı bağımsız bölümün davalılar adına 21/01/2011 tarihinde tescil edildiğini, ne var ki davalıların, başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti üzerine Mahalli İskan Komisyonu'nun 13/12/2011 tarih ve 2011/10 no'lu kararı ile 24/08/1995 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürüp tapunun iptali ile taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının 24.08.2015 tarihi itibariyle aylığa hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanun'un geçici 10 uncu maddeleridir. 3. Değerlendirme İnceleme konusu davada; davacı 24.08.2015 tarihi itibariyle aylığa hak kazandığının tespitini talep etmiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacının 01.08.1986 - 14.03.1994 tarihleri arasında 4/c, 01.11.1995 - 30.05.1996 tarihleri arasında 4/a, 17.12.1994 - 31.12.1994, 13.08.1996 - 31.12.2004,01.05.2015-30.09.2015 tarihleri arasında 4/b kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmaktadır....

          Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarı sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir. 19.02.2009 tarihli trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan kurum zararının, üçüncü kişiler yönünden 5510 sayılı Yasanın 21/4. madde hükümleri uyarınca rücuan tazminat istemine ilişkin olan davada; davalı ... şirketi tarafından sigortalanan .....plakalı araç sürücü davalı...

            Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır. I–Ölen sigortalının 67 nci Madde gereğince tespit edilecek aylığının; A) (Değişik: 20/3/1985-3168/2 md.) Dul eşine % 50'si, aylık alan çocuğu bulunmayan dul eşine %75'i, B) (Mülga: 20/3/1985-3168/6 md.)...

              Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve "Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması" başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, "Aylık ve gelirlerin birleşmesi" başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....

              Yapılacak iş, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarih itibariyle kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği ve aylığa hak kazanamadığı gözetilerek, Almanya Sigorta Kurumundan davacının yabancı ülke mevzuatına tabi çalışması olup olmadığını, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alıp almadığını sormak, çalışmakta veya ödenek almakta ise kesin dönüş koşulu sağlanamadığından aylık istemini tümden reddetmek, kesin dönüş koşulu sonraki bir tarihte sağlanmış ise takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hükmetmekten ibarettir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Yurda kesin dönüş koşulunun aylık bağlanırken Kurumca, yargılamada ise mahkemece re'sen araştırılması gerekir. 3201 sayılı Kanun'un 6.maddesi uyarınca yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların beyanlarına bağlı kalınmaksızın, resmi kayıtlar doğrultusunda, resen araştırılarak, irdelenip saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, özellikle sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneğinin ikamet koşuluna bağlı olup olmadığı Kurumdan ve ihtiyaç duyulursa yabancı ülke sosyal güvenlik kuruluşundan sorulmalıdır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden ... Sigorta Kurumu tarafından düzenlenen 27.02.2014 tarihli yurt dışı hizmet belgesine göre; davacının 07.12.2013 tarihine kadar işsizlik ödeneği almakta olduğu görülmektedir. Yapılacak iş, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı tarih itibariyle kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği ve aylığa hak kazanamadığı gözetilerek, ......

                  nun fiili kullanımında olduğu belirtilerek hazine adına tespit edilmiştir.Davacılar kadastro çalışmasında taşınmazın hak sahipliğinin ... adına tespit edildiğini,tespitin iptali ile davalı ile birlikte hak sahipliğinin tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu 134 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki "İş bu taşınmaz fındık bahçesi olarak 1994 yılından beri ... oğlu ...'nun kullanımındadır" ibaresinin iptaline,kadastro tutanağının beyanlar hanesine "İş bu taşınmaz fındık bahçesi olarak 1994 yılından beri ... oğlu ...,... oğlu ...,... oğlu ...'nun kullanımındadır" açıklamasının yazılmasına ve 134 ada 38 parsel sayılı taşınmazın fındık bahçesi niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafınan temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu