Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TALEP : İhtiyati tedbir TALEP TARİHİ : 28/08/2020 KARAR TARİHİ : 19/11/2020 KARAR YAZIM TARİHİ : 19/11/2020 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiş olmakla Dairemizce HMK'nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen nedenlerle davalı Sara Berru'nun kızı, kocası ve yakın arkadaşlarına usulsüz şekilde devir işlemleri yaptığını, bu nedenle müvekkilinin büyük ekonomik zarara uğrattığını, davalı tarafça davanın öğrenilmesiyle taşınmazın hak sahipliğinin yine bu şekilde noter işlemiyle üçüncü kişilere devredilmesi yoluna gidileceğini ve bu yolla müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını , bu nedenle Emlak Konut Gyo A.Ş. yazı yazılarak dava konusu taşınmazın hak sahipliğinin dava dışındaki...

    GEREKÇE : Bilindiği üzere, 5510 sayılı Yasanın 28.maddesinin 8. fıkrasında aynen "Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin kesilmesi şarttır. " hükmü, 30.maddesinin 1. fıkrasında; "4 üncü maddenin birinci fıkrasının; a) (a) ve (b) bentlerinde belirtilen sigortalılardan yaşlılık aylığına hak kazananlara, yazılı istek tarihinden sonraki, ...ay başından itibaren aylık bağlanır. " hükmü mevcuttur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 22.12.1992 tarihli kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilip 1464 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan Halil ve ailesi adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 345 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce davalıların mirasbırakanı Halil Gözel’in Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2015/434 Esas, 2015/665 sayılı kararı ile açılmamış sayılmasına karar verilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

      Davalılar vekili, mirasbırakan ....1989 yılında hak sahibi olup 1980 yılında ölümüyle dava konusu taşınmazın mirasçılarına 2000 yılında teslim edildiğini, davalı idarenin yapılan bir şikayet üzerine 14.04.2006 tarihli kararı ile hak sahipliğinin iptaline karar verdiğini, işlemin iptal gerekçesinin davalıya ölen eşinden başkaca bir taşınmaz kalması nedenine dayandırıldığını, ...... hak sahipliği için 1976 yılında başvurmasına rağmen taşınmazın ölümünden çok sonra 2000 yılında teslim edildiğini, başvuru tarihinden taşınmazın teslim tarihine kadar geçen bu 24 yıllık süre içerisinde koşulların değişmesinin hak sahipliğini etkilemeyeceğini, aile temsilcisi ...bu süre zarfında birikimiyle Kahramanmaraş’tan gecekondu bölgesinden aldığı arsaya, mirasçılarının gecekondu yaptıklarını, idarenin kıymetsiz taşınmazı gerekçe göstererek 24 yıl sonra tahsis edilen taşınmazı geri almasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, idare mahkemesinde açılan davanın retle sonuçlanıp kesinleştiğini ancak aynı hususta...

        İş Mahkemesinin 24.11.2017 tarihli hükmünün, birinci fıkrasının tamamen silinmesi ile yerine “Davacıya 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ve bu tarihten sonra 01.11.2015 tarihine kadar ödenmesi gereken aylıkların, 01.01.2014 tarihi başlangıç kabul edilerek, aylığa hak kazanılan tarihlerden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 18.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın belirlenmesi ve incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Her uyuşmazlığın yürürlükte bulunduğu mevzuat hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kuralı gereğince ve 1479 sayılı Kanunun 41. maddesinde ölüm aylığının ne zaman başlayacağına dair “Sigortalının ölümde hak sahibi kimselerine bağlanacak aylıklar, ölümle aylığı hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından başlar.” şeklindeki düzenlemeye istinaden, somut olay bakımından babanın ölüm tarihi olan 20.01.1989 tarihindeki kanuni düzenlemelere değer verilmesi gerekmektedir....

            Ölüm aylığının hesaplanmasında 2926 sayılı Kanunun 24. maddesi gereğince, “a) Sigortalının almakta olduğu malullük veya yaşlılık aylığı,          b) Sigortalının bağlanmasına hak kazanmış olduğu malullük veya yaşlılık aylığı veya kısmi yaşlılık aylığı, c) Malullük aylığı bağlandıktan sonra kontrol muayenesi sebebi ile aylığı kesilen sigortalı için kesilmiş bulunan malullük aylığı, d) Yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra 20 nci maddenin birinci fıkrasına göre kesilen aylığı,      e) Sigortalının (...)(2) prim ödemekle beraber 15 tam yıl sigorta primi ödemeden ölümü halinde 15 tam yıl sigorta primi ödemiş olanlar gibi 18 inci madde hükmüne göre hesaplanacak kısmi aylığı, Esas tutulur. …” . Bu halde davacıya bağlanacak ölüm aylığının belirlenmesi için sigortalıya tahsisi gereken yaşlılık aylığı miktarının belirlenmesi gerekir. Yaşlılık aylığının hesabında öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun Geçici 2....

              hak kazanıldığının tespitine ilişkin hüküm kurulmalı, kuşkusuz, yargılama aşamasında gelir/aylık bağlama koşulları gerçekleşen sigortalı yönünden tahsis talep günü itibarıyla şartlar oluşmamakla Kurumun dava açılmasına sebep olan herhangi bir haksız işleminin de söz konusu bulunmadığı gözetilerek yargılama giderleri buna göre değerlendirilmelidir....

                Hal böyle olunca ve özellikle, sigortalının kusursuz olduğu belirtilerek dava açılmış olmasına göre, hak sahiplerinin manevi tazminatlarının sigortalının müterafik kusuru gözetilerek bir miktar indirim yapılmak suretiyle belirlenmesi gerekirken, davacı eş ... yararına talep gibi manevi tazminat takdir edilmesi isabetsizdir. Öte yandan Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. İhtiyari dava arkadaşlarının davada birlikte hareket etmeleri sadece biçimsel bakımdandır. Esas olarak ihtiyari dava arkadaşlarının davaları biri biriden bağımsızdır....

                  tarihinden başlamak kaydıyla, her bir aylığa hak kazanılan tarihten itibaren ayrı ayrı işletilecek yasal faizleriyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu