Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Komisyonu’nun 09.08.2002 tarih ve 166 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 635 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...'ın ebeveyni ile birlikte topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi ve...kaydının bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 266 no’lu kararı ile 09.08.2002 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli ... Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 266 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 24.08.1995 tarih ve 101 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 4106 ada 16 parseldeki 25 nolu bağımsız bölümün davalılar adına tescil edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince davalı ...’ın hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğunun tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 13.12.2011 tarih ve 2011/15 no’lu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürerek dava konusu 4106 ada 16 parseldeki 25 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; 5434 sayılı Kanunun mülga 32. maddesinde öngörülen fiili hizmet zammı süreleri sigortalının hem prim ödeme gün sayısına hem de sigortalılık süresine eklendiği, yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını belirleyen 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin B ve C bentlerine göre 23/05/2002 tarihindeki sigortalılık süresi tespit edilerek aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği, buna göre 23/05/2002 tarihine kadar geçen fiili hizmet zammı süreleri de sigortalılık sürelerine ilave edilerek aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği, 23/05/2002 tarihi itibariyle 13 yıl 10 ay 8 gün sigortalılık süresi, bu süreye 2 yıl 8 ay 3 gün fiili hizmet zammının eklenmesi ile bu defa 16 yıl 6 ay 10 gün sigortalılık süresinin bulunduğu, geçici 81- B/b fıkrasında öngörülen 25 yıl sigortalılık süresi, 49 yaş ve 5300 prim gün sayısı koşulunun yerine getirmesi halinde tarafına yaşlılık aylığı bağlanabileceğini belirterek, davanın reddine karar...
Bu itibarla; davalı ...’ya yapılan tebligat usulsüz olduğundan, davalının mernis adresi araştırıldıktan sonra gerekçeli kararın ve temyiz başvuru dilekçesinin davalı ...’ya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın temyiz incelemesine esas olmak üzere gönderilmesi, 2-Temyiz incelemesine esas olmak üzere, Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 74 sayılı kararı ile tarımsal iskan edilmek üzere davalıların hak sahibi sayılmalarına karar verildiği,daha sonra yine Mahalli iskan komisyonunun 27.04.2012 tarih ve 2012/303 sayılı kararı ile bu hak sahipliğinin iptaline karar verildiği anlaşılmakla, davalılardan sorularak söz konusu hak sahipliğinin iptaline ilişkin karara karşı idari yargıda iptal davası açılıp açılmadığının tespit edilmesi Geri çevirme ile istenilen hususların yerine getirilip getirilmediğinin mahkemece hakimince bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle...
ın Türk vatandaşı olup, 04.08.1995 tarihinde öldüğü; Türk vatandaşlığından 30.07.1997 tarihinde aldığı belge ile izinle ayrılan hak sahibi davacıya ....ca, Türk-... Sosyal Güvenlik Sözleşmesi hükümleri uyarınca sözleşme aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Anılan sözleşme aylığının tam aylığa çevrilmesi ve 3201 sayılı Kanun kapsamındaki murisin yurtdışı sürelerini borçlanma istemini içeren 16.01.2012 günlü davacı istemi üzerine yapılan değerlendirmede davalı Kurum tarafından davacının Türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle borçlanma isteminin kabul edilmediği bildirilmiştir. İş bu davayla davacı, Türk vatandaşı olan murisi sigortalının yurtdışında geçen borçlanmaya esas süreleri hak sahibinin talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabileceğinin tespitine karar verilmesini istemiştir....
Hak sahiplerine yönelik .... aylığı tahsisinde .... hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda, her ne kadar 5510 sayılı Yasa uyarınca davacının...sından dolayı .... aylığına hak kazanamayacağına karar verilmişse de 5510 sayılı Yasa'nın 54.maddesinin somut olayda uygulanabilmesi için hak sahibi sıfatı ile .... aylığı talep edilebilecek her iki sigortalının .... tarihinin de 01.10.2008 tarihinden sonra olması gerektiği açıktır. Dolayısıyla, somut olayda uygulanması gereken 1479 sayılı Yasa’nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 45.maddesi önceki düzenlemelere göre lehe olup davacının aylığa hak kazandığı açıktır. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz olunan .... Mahkemesinin kararının bozulması gerekmektedir....
Belirtilen açıklamalar ışığında dava dosyası incelendiğinde, babası üzerinden aylık alma açısından hakkı doğuran olay eşinin vefat ettiği tarih olacağından, söz konusu tarihteki ilgili mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacının çift aylığa hak kazanamadığı belirgindir. ..." gerekçesiyle Dairemizce verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, malûllük aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı.... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve toplanan delillere göre davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) Malûllük aylığı tahsis başvurusu davalı Kurumca reddedilen 1479 sayılı Kanuna tabi davacı sigortalının 21.04.2008 günü açtığı işbu davanın yargılama aşamasında düzenlenen 13.07.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3....