Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun ve maluliyet aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, askerlik borçlanmasının kabulüyle maluliyet aylığına hak kazandığının tespitini istemiştir. Mahkemece davacının 01.10.2010 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2005 gününde verilen dilekçe ile binada hak sahipliğinin tesbiti ve tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesinin kısmen temliki nedeniyle hak sahipliğinin tespiti ve tespit hükmünün tapuya şerhi istemleriyle açılmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalılar ... ... mirasçıları ile ... Belediyesi yönünden davanın ispat edilemediğinden reddine, davalı Hazine yönünden ise davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

      Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka Krallığı arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 33’üncü maddesinde yer alan “Bir Danimarka veya Türk vatandaşı ya da geriye kalan hak sahiplerinin, özellikle Türk mevzuatına göre tamamlanan prim veya sigorta süreleri dikkate alındığında, bir aylığa hak kazanma koşullarını yerine getirmediği takdirde, ilgili kimsenin Danimarka mevzuatına göre tamamladığı ikamet sürelerinin gerekli miktarı, Türk mevzuatına göre geçirilmiş prim ve sigorta süreleri gibi ikamet sürelerinin gerekli miktarı, Türk mevzuatına göre geçirilmiş prim ve sigorta süreleri gibi dikkate alınır, ancak söz konusu prim ve sigorta süreleri ile anılan ikamet süreleri çakışmamalıdır.” hükmü yer almaktadır....

        S O N U Ç : Hüküm fıkrasının iki, üç ve dördüncü bentlerinin tamamen silinerek, yerlerine; “2-Davacıya 01.03.2014 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına, 01.06.2014 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan ./.. tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından ödenen 25,20 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine, 4-Davacı tarafından yapılan toplam 561,00 TL yargılama giderinin davalı Kurum'dan alınarak davacıya ödenmesine,” ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; sigorta şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktarı sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; sigorta şirketlerinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödedikleri miktar oranında sorumlu tutulmaması, yargılama giderleriyle vekalet ücretinden sorumluluğun da, poliçe limiti kapsamındaki ödeme yükümlülüğüyle orantılı olarak belirlenmesi gerekir. 19.02.2009 tarihli trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan kurum zararının, üçüncü kişiler yönünden 5510 sayılı Yasanın 21/4. madde hükümleri uyarınca rücuan tazminat istemine ilişkin olan davada; davalı ... şirketi tarafından sigortalanan .....plakalı araç sürücü davalı...

            Nitekim 5510 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması hâlinde bu niteliğin kazanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlatılacağına ilişkin düzenleme ile de her zaman sigortalının ölümü ile hak sahipliğini kazanma tarihlerinin aynı olmayacağına vurgu yapılmıştır. 20. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, ölüm sigortasından aylık bağlama koşulları değerlendirilirken hak sahipliği sıfatının kazanıldığı başka bir anlatımla hak sahipliği hakkının doğduğu tarihteki mevzuat hükümleri ile düzenlenen şartların dikkate alınması gerekmektedir. Hakkın doğması ise hak sahipliği sıfatına yönelik tüm şartların sağlanması olarak anlaşılmalıdır. 21....

              Bu şekilde belirlenen taban aylık bağlama oranı, sigortalının tahsis talep tarihi itibarıyla kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5000 günden fazla ödediği her 240 günlük 3malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için (l)’er artırılır, 5000 günden noksan ödediği her 240 gün için (1)’er eksiltilir....

                yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı, çalışma gücü oranının %40'ın altına düşmesi nedeniyle almakta olduğu yaşlılık aylığının kesildiği 21.03.2019 tarihinde tam aylık almaya hak kazanan davacının yersiz ödemeden sorumlu tutulmasının hak ve nesafet kurallarına uygun düşmeyeceği..." gerekçeleriyle; "1- Davanın KABULÜNE, davacının tahsis talep tarihi olan 23/03/2018 tarihini takip eden ay başından itibaren 506 sayılı yasanın geçici 81/B-h maddesi uyarınca yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının TESPİTİNE, aksi kurum işleminin İPTALİNE, 2- Davacının davalı kuruma 03/03/2020 tarih, 2487796 sayılı yazıyla bildirilen alacaktan borçlu olmadığının TESPİTİNE, aksi kurum işleminin İPTALİNE," karar verilmiştir....

                Nitekim 5510 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan ölüm sigortasından sigortalının hak sahiplerine bağlanacak aylıkların, hak sahibi olma niteliğinin ölüm tarihinden sonra kazanılması hâlinde bu niteliğin kazanıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren başlatılacağına ilişkin düzenleme ile de her zaman sigortalının ölümü ile hak sahipliğini kazanma tarihlerinin aynı olmayacağına vurgu yapılmıştır. 16. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, ölüm sigortasından aylık bağlama koşulları değerlendirilirken hak sahipliği sıfatının kazanıldığı başka bir anlatımla hak sahipliği hakkının doğduğu tarihteki mevzuat hükümleri ile düzenlenen şartların dikkate alınması gerekmektedir. Hakkın doğması ise hak sahipliği sıfatına yönelik tüm şartların sağlanması olarak anlaşılmalıdır. 17....

                  Mahkemece verilen 2011/61 Esas- 2014/208 Karar nolu ve 27.03.2014 tarihli red kararının, davacı kurum vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 16.11.2015 Tarih ve 2014712124 Esas Nolu Kararı ile, trafik kazasında vefat eden sigortalının 5510 sayılı Kanunun 4/1-c maddesi kapsamında sigortalı olduğu ve anılan Kanunun yürürlüğünden önce 5434 sayılı Kanuna tabi çalışmalarının bulunduğu gözetilerek, kurumdan, sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımların hangi kanun hükümlerine dayalı olarak yapıldığı sorularak, 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıldığının belirlenmesi halinde davanın yasal dayanağının 5510 sayılı Kanunun 39. Maddesi olduğu ve anılan Kanunun 101....

                    UYAP Entegrasyonu