Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....
başlığını taşıyan 97. maddesinde ise, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malûllüğü ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmının zamanaşımına uğrayacağı açıklanmış olup, her iki yasal düzenleme karşılaştırıldığında, sigortalının hak sahipleri yönünden daha lehe olan 5510 sayılı Kanundaki hükmün uygulanması gerekmektedir....
hak sahiplerine kısmi aylık bağlananların talepleri halinde haklarında tahakkuk ettirilen borçlarını tamamen ödemeleri şartıyla, kısmi aylıklarının, borçlarını ödedikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren tam aylığa çevrileceği hükmünün yer aldığı, bu hükümler ile sosyal güvenlik sözleşmelerine göre kısmi aylık bağlananlara istekleri halinde diğer şartları da taşımaları kaydıyla yurt dışında geçen sürelerinin borçlandırılması suretiyle bağlanan aylıkların tam aylığa çevrilmesi imkanının verildiği, davacının 2 yıl 2 ay Sandık iştirakçisi olarak, … Anonim Şirketi Mensupları … Sandığı Vakfına tabi olarak 1 yıl 4 ay 12 gün çalıştığı, daha sonra gittiği Almanya'da çalışırken sakatlanması üzerine Alman Sigorta Mercii tarafından 1.11.1999 tarihi itibariyle maluliyet aylığı bağlandığı, bu maluliyetinin Sandık Sağlık Kurulunca kabul edilmesi sonucunda, 5434 sayılı Yasanın malül aylığı bağlanmasına ilişkin hükümleri uyarınca Almanya'da geçen toplam 27 yıl 6 aylık hizmet süresi de dikkate alındığında...
Hizmet sözleşmesine dayalı sigortalı çalışmaları nedeniyle 23.10.2004 tarihinden itibaren 1308 gün prim ödemesi bulunan ve 21.11.2001 – 21.05.2003 tarihleri arasındaki 540 günlük askerlik süresini borçlanan davacı sigortalının, 24.12.2009 tarihli dilekçesi ile, kendisine maluliyet aylığı bağlanmasına ilişkin isteği, %60 oranında çalışma gücü kaybının bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kurum tarafından reddedilmiştir. 5510 sayılı Yasanın malûllük sigortasından yararlanma şartlarını düzenleyen 26 ncı maddesine göre, malul sayılan sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının; en az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması gerekir. ...tarafından düzenlenen ve mahkemece hükme esas alınan 19.08.2011 tarihli raporda, davacının çalışma gücünü %60 oranında kaybettiği ancak sürekli...
un 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında Mahalli İskan Komisyonunun 15/03/1996 tarih ve 35 nolu kararı ile tarımsal iskana hak kazanmış olduğunu, verilen karar gereğince dava konusu 1802 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, Mahalli İskan Komisyonunun 06/04/2012 tarih ve 2012/242 sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürerek 1802 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, herhangi bir savunma getirmemişlerdir. Mahkemece, 5543 sayılı yasanın 6495 sayılı yasa ile eklenen geçici 7/3 fıkrasında mülga 2510 sayılı yasaya göre hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam eder hükmü gereğince, yine hak sahipliğinin iptali kararı verilmişse de, davalının sigorta kaydının bulunmasının yerleşik hayata geçtiğinin kanıtı olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacının 16.04.2014 tarihi itibariyle aylığa hak kazandığının tespiti ve aylıkların yasal faiziyle tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun'un geçici 81 nci, 5510 sayılı Kanun'un 42 nci maddeleridir. 3....
K A R A R Dava, davacının ölen babası nedeniyle aylık almaya hak kazandığının tespiti ile Kurum tarafından boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesi ile bağlanmayan aylığa hak kazandığının tespiti ve aksi Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile davalı kurumun 19.8.2010 tarih 2010/138 sayılı rapora esas işlemin iptali ile davacıya yeniden yetim aylığının bağlanmasına,karar verilmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili, dava konusu buluşu müvekkilinin davacı işveren yanında çalışmaya başlamadan önce tasarladığını ve hayata geçirdiğini, tamamen kendi çalışması sonucu gerçekleştirdiği buluş üzerinde davacının hak sahibi olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin patentten doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla dava konusu patent üzerindeki davacı-karşı davalının payının ve hak sahipliğinin müvekkiline devredilmesini, bu talepleri kabul edilmediği taktirde, davacının patentteki hak sahipliğinin hükümsüzlüğü ile buluş sahibinin müvekkili olduğunun ve patent başvurusu yapma, patent alma hakkının ve tamamı ile patentin müvekkiline ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise, reddini istemiştir....
Davalılar, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereği hak sahipliklerinin kayıtsız şartsız devam edeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 6495 Sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskan Kanununa eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrası gereğince 2510 sayılı yasa döneminde hak sahibi olanların herhangi bir koşul aranmadan hak sahipliklerinin devam edeceği, hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü....
veya diğer bir dosyadan gelir veya aylığa hak kazanıldığı tarihe kadar düşer.” hükmü düzenlenmiştir....