başvuruya verilen 11.03.2005 tarihli cevabi yazı ile hak sahipliğinin 7269 sayılı Kanunun 3177 sayılı Kanunla değişik 40. maddesine göre kendiliğinden sona erdiğine ilişkin dava konusu işlemi öğrendiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda, davacıların talebi bakımından, (ölüm/yaşlılık aylığı) yapılması gereken iş sigortalının hangi tarih itibariyle yaşlılık aylığının iptal edildiği, 6552 sayılı Kanun uyarınca hangi tarih itibariyle sigortalılığının geçerli sayılması sonucu aylığa hak kazandığı Kurumdan sorularak, sigortalının iptal sonucu alamadığı yaşlılık aylığı dökümü ve sigortalının vefatı neticesinde davacılara bağlanması gereken ölüm aylığına ilişkin olarak ayrıntılı döküm ve tüm gelir bağlama evraklarını getirtmek, Kurumdan hem sigortalının hem hak sahiplerinin alması gereken aylıkların ayrıntılı dökümü istenerek, Kurum işlemlerini irdeleyen karşılaştırmalı ve ayrıntılı bilirkişi raporu almak, faiz alacağını da bu kapsamda belirleyerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Ayrıca davalı Kurum harçtan muaf olmasına rağmen hakkında harca hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır....
sahipliğinin düşeceği açıkça belirtildiğinden, hak sahipliğinin sonlandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır....
Diğer taraftan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....
Sigortalının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde sigortalının iş kazası sonucu ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanacağı, bildirilmiş 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde " geçimi sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana ve babasına" ibareleri 29.7.2003 tarihli 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilerek " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa'ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere bunlardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan ana ve babasına" ibareleri getirilmiştir. Bu tür yasaların yürürlüğe girmeleri ile birlikte derhal tesirini husule getireceği tartışmasızdır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. H.G.K.'...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2022 NUMARASI : 2022/383E - 2022/49K DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin yıllardır anne/babadan mirasçı olduğu ve kiralama yoluyla faaliyette bulunduğu taşınmazlar üzerinde tarım ve hayvancılık işi ile uğraştığını, zirai ürün tesliminden kaynaklı müstahsil makbuzunda yapılan 1995/10 dönemine ait Bağ-Kur prim tevkifatı gereği 28/12/2020 tarih, 16918188 varide sayılı dilekçesi ile T3 Kurumu'ndan 7256 sayılı kanun doğrultusunda yapılandırma ve emeklilik talebinde bulunduğunu, davalı kurum tarafından 28/12/2020 tarihli yazı ile "davacının dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin tetkikinde, Ziraat Odası kaydı olmaması ve davacının adına kayıtlı tarla tapu kaydının olmaması nedeniyle...
maddesi yollaması ile davacının borçlandığı gün sayısının mal edileceği dönemin 2000 yılı öncesi olması nedeni ile 506 sayılı Yasa'nın 61, Ek 34 ve Ek 35. maddeleridir. 61. maddede, “Yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanan sigortalıya, bu Kanuna göre tespit edilen göstergesinin katsayı ile çarpımının %60'ı oranında ve aşağıdaki hükümler nazara alınarak yaşlılık aylığı bağlanır. A) Yaşlılık Aylığı: a) Sigortalının kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5 000 günden fazla ödediği her 240 günlük malûllük Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları primi için % 60 oranı (1)'er artırılarak. b) (Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) Sigortalının, 5 000 günden noksan ödediği her 240 günlük malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için % 60 oranı 1 eksiltilerek, Hesaplanır. c) (Değişik: 11/12/1981-2564/2 md.) Yukarıdaki (b) fıkrası hükmü, 60 ıncı maddenin (B-C-D) bentlerine göre aylığa hak kazananlar için uygulanmaz....
Görülüyor ki, yapıları zarar gören yerlerdeki tedbirlerin tümü ve bu arada hak sahibi belirlenmesi, hak sahiplerinin ilanı ve hak sahipliğinin kesinleştirilmesi işlemleri idaridir. Temeli idari bir işleme dayanan uygulama ile ilgili davaların görülme yeri idare mahkemeleri olacağından açılan davanın yargı yeri nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken çekişmenin esası incelenerek davanın yazılı olduğu şekilde doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, 28.09.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nun 06.04.2005 tarihli, 2005-10-183 Esas, 2005-241 Karar nolu kararıda bu yöndedir.Bu durumda aylık bağlama hakkını doğuran olayın sözü edilen yasa değişikliği olduğu gözetilerek şartlar oluşuyor ise ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise aylığın ölüm tarihini takip eden aybaşından, ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ise aylığa 01.09.2003 tarihinden itibaren hak kazanılacağının kabulü gerekir....
Öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe gire 5510 sayılı Yasa'nın 50. maddesinde isteğe bağlı sigortalılık şartları düzenlendikten sonra 51. maddede isteğe bağlı sigortalılığın, isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden, aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden veya ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona ereceği hüküm altına alınmış, 52. maddenin 3. fıkrasında da “Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89'uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir....