Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1085 olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulü ile sigortalılık başlangıç tarihinin 21.03.1982 olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hükmün, davalılardan Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, dava dilekçesi ile 21.03.1982- 10.01.1986 arası ...... davalılardan işveren yanında geçen hizmetlerinin tespiti istemi ile dava açmış olup 30.11.2011 tarihli dilekçesine istinaden talebini sigortalılık başlangıç tarihinin 01.09.1985 olduğunun tespiti şeklinde ıslah etmiştir. Her ne kadar davacı tarafından ıslah talebinde bulunulmuş ise de, mahkemece, karar verilirken davacının ıslah dilekçesi göz önüne alınmadan hüküm kurulduğu anlaşılmış olup, hüküm isabetsizdir....
Eldeki davada ise, davacı, 01.05.1991 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespitini istedikten sonra mahkemece, davacı avukatının son celsedeki beyanı dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davalı kurumdan sorulmak suretiyle davacının sigortalılık başlangıç tarihinin talebi gibi 01.05.1991 tarihi olarak Kurumca esas alınıp aylık bağlanıp bağlanmadığının tespiti ile aylık kararının onaylı ve okunaklı bir suretinin getirtilmesi ile kurumca sigortalılık başlangıç tarihinin talebi gibi 01.05.1991 tarihi mi yoksa ileri bir tarih mi (01.08.1993) olduğu belirlendikten sonra sonucuna göre davanın konusuz kalıp kalmadığının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Kimlik No: ...) ... tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşı ikmal ettiği 01/06/1987 tarihi olarak tespitine karar vermiştir. B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI ... Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davalı Kurum vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, çalışmanın ispatlanamadığı yönünden kararın bozulmasını istemiştir. V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: İnceleme konusu dosyada; davacı sigortalılık başlangıç tarihinin 04.10.1982 tarihi olduğunun tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne, davacı ...'in (T.C. Kimlik No: ...) ... tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti ile sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşı ikmal ettiği 01/06/1987 tarihi olarak tespitine karar verilmiştir....
da sigorta kapsamına girdiği 04.04.1982 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti, 2012 yılı Kasım ayından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ve yaşlılık aylığı alacağı nedeniyle şimdilik 100,00 TL'nin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının Türkiye ... ... ......
Sayılı karar ile bozulması üzerine uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile davacının izinle vatandaşlıktan çıktığı 03/08/1998 tarihinden önceki yurtdışı çalışmalarını borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine, 27/11/1992 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Dairemizin 11.09.2014 tarih ve 2014/4081-16944 E.K. Sayılı kararında "... 11.08.1966 doğumlu davacının 18 yaşını ikmal ettikten sonra yurt dışında fiili çalışmasının bulunduğu "27.11.1992" tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine karar verilmesi..." yönünde bozma kararı verilmiş ise de kararda yer alan "27.11.1992" tarihi maddi hata sonucu yazılmış olup davacının sigortalılık başlangıç tarihi 27.01.1992 olup mahkemece bozma kararına uyulması sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davacının ülkemizdeki çalışmasından kaynaklanan sigortalılık başlangıç tarihinden 3201 sayılı Kanun'un 5/2 maddesine göre borçlanılan gün sayısı kadar geriye gidilmesi suretiyle bulunan sigortalılık başlangıç tarihi; davacının yurt dışında sigortaya giriş tarihinden önce olması nedeniyle davacının yurt dışındaki sigortalılığa dayalı sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasının 6100 sayılı HMK’nın 114/1-(h) bendi gereğince hukuki yarar yokluğundan HMK’nın 115.maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyiz nedenlerine ve özellikle 15.04.1963 doğumlu davacının 04.04.1972 tarihinden itibaren Almanya'da fiili çalışmasının bulunduğu anlaşılmakla 30 Nisan 1964 tarihli Türk Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 29.maddesinin 4.bendi hükmü uyarınca yurtdışında ilk defa çalışmaya başladığı 15.04.1981 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü yerinde olduğuna göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 15.04.1963 doğumlu davacının Almanya'da rant sigortasına girdiği 15.04.1981 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü, borçlanma bedelinin günlük 9,46 TL den hesaplanarak yurt dışında geçen süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti ile 25 yıl sigortalılık süresi, 46 yaş ve 5075 gün prim gün sayısı koşulları üzerinden davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile davacının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 01/07/1994 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/07/1994 olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01/07/1994 olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 2. ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur....
Davacının kısmen kabul edilen davasında sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti talebine dair hüküm kurulurken 506 sayılı Kanun'un 5510 sayılı Kanunla Mülga 60. maddesinin (G) fıkrasındaki; “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir.“ düzenlemesi gereği doğum tarihi 22.06.1968 olan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 22.06.1986 olarak tespiti gerekirken 01.04.1983 tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....
Davacının kısmen kabul edilen davasında sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti talebine dair hüküm kurulurken 506 sayılı Kanun'un 5510 sayılı Kanunla Mülga 60. maddesinin (G) fıkrasındaki; “Bu maddenin uygulanmasında; 18 yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir.“ düzenlemesi gereği doğum tarihi 22.06.1968 olan davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 22.06.1986 olarak tespiti gerekirken 01.04.1983 tarihinde 1 gün çalıştığının tespiti şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır....