Emeklilik A.Ş’den hayat sigortası poliçesinin yapıldığını, 3. kişi lehine yapılan hayat sigortacısı lehine ... Sigorta A.Ş’nin kendi menfaatini yani davacıların murisi ...’ı riziko işçisi olarak kendi lehine sigorta ettirdiğini, ...’ın 09.04.2010 tarihinde vefat ettiğini, kredi borcu için müvekkillerinin 15.10.2010 tarihinden dava tarihine kadar toplam 8.441,45 TL ödeme yaptığını, bu nedenle hayat sigortası poliçesi kapsamında kalması nedeni ile 20.000,00 TL kredi borcundan dolayı ...’ye borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri tarafından ödenmiş bulunan 8.441,45 TL’nin ödeme tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Alacak (Abone Sözleşmesi Kaynaklı) KARAR : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların mirasçısı olduğu müteveffa Özkan Öngel'in 01/12/2007 tarihinde Garanti Bankası Gaziosmanpaşa şubesinden 50.000,00TL bedelli 36 ay vadeli tüketici kredisi çektiğini ve söz konusu kredi borcu devam ederken öldüğünü, bankanın bu kredi sözleşmesi nedeni ile müteveffaya T7 tarafından hayat sigortası yapıldığını, bu hayat sigortasını davacı mirasçılara ödenmemiş olduğunu, aynı zamanda kalan kredi borcunu ise mirasçılardan müteselsilen tahsil edildiğini, davalı T7 'nin yapmış olduğu bu hayat sigortası kapsamında hayat sigortası tam olarak bilinemediğinden belirsiz alacak davası açtığını, bankadan kredi ile alınan aracın geriye kalan bütün bedeli davacı mirasçılar tarafından ödendiğini ve bankaya herhangi bir borcu kalmadığını,...
T5 A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı varislerin sigorta poliçesinin lehtarı olmadıklarından dava açma haklarının bulunmadığını, hayat sigortası sözleşmesinde dain-i mürtehin ve lehtar olarak T. İş Bankası A.Ş.'nin tayin edildiğini, ölüm tazminatını isteme hakkının T. İş bankasına A.Ş.'...
Sigortası ... Emeklilik A.Ş. isimli sigorta şirketinden hayat sigortası yapıldığını ve priminin kredi tutarından tahsil edildiğini, murisin 14/06/2014 tarihinde vefat ettiğini, vefat sonrası davalı banka şubesine yapılan müracaatla kalan kredi miktarının sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiğini, ancak davalı banka tarafından hayat sigortasının sadece kredinin kullandırıldığı ilk yıl için yapıldığı, sonraki yıllar için yenilenmediğinin bildirildiğini, hayat sigortasının banka tarafından yanilenmesi gerekirken yenilenmediğini belirterek ödeme tablosuna göre anapara olarak kalan 6.803,00 TL kredi borcu , kalan taksit miktarları itibariyle de toplamda ödenecek 9.164,05 TL yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
A.Ş. arasında ... numaralı 04/08/2022 tarihli hayat sigortası poliçesi/sertifikası düzenlendiğini, müvekkili bankanın söz konusu sigorta ilişkisinde lehtar ve dain-i mürtehin konumunda olduğunu, ilgili banka müşterisinin vefatı üzerine müvekkili banka tarafından sigorta tazminat bedelinin ödenmesi için ilgili sigorta şirketine başvurulsa da müvekkili bankaya verilen 28/06/2022 tarihli yazı cevabı ile tazminat talebinin reddedildiğini, müvekkili bankanın tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin açıkça haksız ve hukuka aykırı olduğunu, adı geçen sigorta şirketi nezdinde hayat sigortalısı olan müteveffa ...'...
dan 120 ay vadeli 41.250,00 TL'lik konut kredisi çektiğini, davalı ...Ş. tarafından 25.06.2012 başlangıç 25.06.2022 bitiş tarihli azalan teminatlı hayat sigortası yaptırıldığını, sigorta primlerinin de kesilerek eksiksiz olarak davalı sigorta şirketine ödendiğini, murisin vefatı üzerine müvekkillerinin hayat sigortası kapsamında vefat tazminatı almak için ilgili ölüm evraklarını davalı sigorta şirketine ibraz ettiklerini ve sigorta şirketini temerrüte düşürdüklerini, ancak davalının hukuka ve kanuna aykırı şekilde olumsuz yanıt verdiğini ödemekle yükümlü olduğu tazminatı ödemekten kaçındığını, ölüm nedeni olarak belirtilen nedenler arasında illiyet bağı olduğunu gerekçe göstererek tazminat ödemediğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile azalan teminatlı hayat sigortası gereği 33.000,00 TL tazminatın 31.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranında ticari temerrüt faizi ile, murisin ölümünden sonra müvekkillerince bankaya ödemiş oldukları 4.536,00 TL...
Her ne kadar mahkemece, murisin kalan tüketici kredisi borcunun hayat sigortası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenmesine ilişkin davacının davalı bankaya yönelik istemi ile ilgili olarak sigorta şirketinin davada taraf olmasının mecburi olduğu ancak davacı tarafından verilen süre içerisinde taraf teşkilinin sağlanmadığı, davalı bankanın tek başına husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davacının murisi ile davalı banka arasında tüketici kredisi ilişkisi vardır. Uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmaktadır....
KARAR Davacı, babası İsmail Karadoğan'ın 2010 yılı Temmuz ayında kullandığı tüketici kredisini 25.11.2010 tarihinde yapılandırdığını, bu krediye istinaden davalı tarafından hayat sigortası yapıldığını, 650 TL prim tahsil edildiğini, babasının 27.11.2010 tarihinde vefat ettiğini, istenilen evraklarla davalı bankaya ve sigorta şirketine başvurarak Hayat sigortasından yararlanma talebinde bulunduğunu, faiz işlediği için babasından kalan kredi borcunu bankaya ödediğini, davalı sigorta şirketinin poliçenin 03.12.2010 tarihinde tek taraflı olarak iptal edildiğini bildirdiğini ve geçerli bir hayat sigortası poliçesine rağmen ödeme yapılmamasının haksız olduğunu ileri sürerek uğradığı zararın tahsilene karar verilmesini istemiştir. Davalı İş Bankası, kendilerine karşı dava açılamayacağını, davacının dava açma hakkını olmadığını ve davanın husumet nedeniyle ret edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı ... A....
Sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere hayat sigortası yaptırmıştır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini de ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir....
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198-2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226-2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. Bu nedenle, davacılar miras bırakanı tüketici olup, davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmasına göre, 6502 sayılı yasa kapsamında kalan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur....