Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

den 10/07/2017 tarihinde 39.798,00 TL bedelli kredi kullandığını, kredi kullanım esnasında müteveffa İsmail Kaya'ya davalı Koç Finansman A.Ş. tarafından diğer davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, müvekkillerinin murislerinin vefatı üzerine bahsi geçen sigorta poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketine rizikonun gerçekleştiğinden bahisle başvuruda bulunduklarını ve ihtarname gönderdiklerini ancak, davalı sigorta şirketince ihtarnameye yanıt verilmediğini, dahası davalı sigorta şirketinin müteveffanın sağlık durumuyla ilgili detaylı bir beyanını almadığını, bu anlamda müvekkillerinin murisinin vefatı neticesinde rizikonun gerçekleştiğini ve davalı sigorta şirketinin diğer davalıya kalan kredi tutarını ödemesi gerektiğini iddia ederek, davasının kabulünü talep etmiştir....

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Alacak (Abone Sözleşmesi Kaynaklı) KARAR : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların mirasçısı olduğu müteveffa Özkan Öngel'in 01/12/2007 tarihinde Garanti Bankası Gaziosmanpaşa şubesinden 50.000,00TL bedelli 36 ay vadeli tüketici kredisi çektiğini ve söz konusu kredi borcu devam ederken öldüğünü, bankanın bu kredi sözleşmesi nedeni ile müteveffaya T7 tarafından hayat sigortası yapıldığını, bu hayat sigortasını davacı mirasçılara ödenmemiş olduğunu, aynı zamanda kalan kredi borcunu ise mirasçılardan müteselsilen tahsil edildiğini, davalı T7 'nin yapmış olduğu bu hayat sigortası kapsamında hayat sigortası tam olarak bilinemediğinden belirsiz alacak davası açtığını, bankadan kredi ile alınan aracın geriye kalan bütün bedeli davacı mirasçılar tarafından ödendiğini ve bankaya herhangi bir borcu kalmadığını,...

Sigortası ... Emeklilik A.Ş. isimli sigorta şirketinden hayat sigortası yapıldığını ve priminin kredi tutarından tahsil edildiğini, murisin 14/06/2014 tarihinde vefat ettiğini, vefat sonrası davalı banka şubesine yapılan müracaatla kalan kredi miktarının sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiğini, ancak davalı banka tarafından hayat sigortasının sadece kredinin kullandırıldığı ilk yıl için yapıldığı, sonraki yıllar için yenilenmediğinin bildirildiğini, hayat sigortasının banka tarafından yanilenmesi gerekirken yenilenmediğini belirterek ödeme tablosuna göre anapara olarak kalan 6.803,00 TL kredi borcu , kalan taksit miktarları itibariyle de toplamda ödenecek 9.164,05 TL yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

    dan 120 ay vadeli 41.250,00 TL'lik konut kredisi çektiğini, davalı ...Ş. tarafından 25.06.2012 başlangıç 25.06.2022 bitiş tarihli azalan teminatlı hayat sigortası yaptırıldığını, sigorta primlerinin de kesilerek eksiksiz olarak davalı sigorta şirketine ödendiğini, murisin vefatı üzerine müvekkillerinin hayat sigortası kapsamında vefat tazminatı almak için ilgili ölüm evraklarını davalı sigorta şirketine ibraz ettiklerini ve sigorta şirketini temerrüte düşürdüklerini, ancak davalının hukuka ve kanuna aykırı şekilde olumsuz yanıt verdiğini ödemekle yükümlü olduğu tazminatı ödemekten kaçındığını, ölüm nedeni olarak belirtilen nedenler arasında illiyet bağı olduğunu gerekçe göstererek tazminat ödemediğini, belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile azalan teminatlı hayat sigortası gereği 33.000,00 TL tazminatın 31.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi oranında ticari temerrüt faizi ile, murisin ölümünden sonra müvekkillerince bankaya ödemiş oldukları 4.536,00 TL...

      Her ne kadar mahkemece, murisin kalan tüketici kredisi borcunun hayat sigortası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenmesine ilişkin davacının davalı bankaya yönelik istemi ile ilgili olarak sigorta şirketinin davada taraf olmasının mecburi olduğu ancak davacı tarafından verilen süre içerisinde taraf teşkilinin sağlanmadığı, davalı bankanın tek başına husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davacının murisi ile davalı banka arasında tüketici kredisi ilişkisi vardır. Uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanmaktadır....

        T5 A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı varislerin sigorta poliçesinin lehtarı olmadıklarından dava açma haklarının bulunmadığını, hayat sigortası sözleşmesinde dain-i mürtehin ve lehtar olarak T. İş Bankası A.Ş.'nin tayin edildiğini, ölüm tazminatını isteme hakkının T. İş bankasına A.Ş.'...

        KARAR Davacı, babası İsmail Karadoğan'ın 2010 yılı Temmuz ayında kullandığı tüketici kredisini 25.11.2010 tarihinde yapılandırdığını, bu krediye istinaden davalı tarafından hayat sigortası yapıldığını, 650 TL prim tahsil edildiğini, babasının 27.11.2010 tarihinde vefat ettiğini, istenilen evraklarla davalı bankaya ve sigorta şirketine başvurarak Hayat sigortasından yararlanma talebinde bulunduğunu, faiz işlediği için babasından kalan kredi borcunu bankaya ödediğini, davalı sigorta şirketinin poliçenin 03.12.2010 tarihinde tek taraflı olarak iptal edildiğini bildirdiğini ve geçerli bir hayat sigortası poliçesine rağmen ödeme yapılmamasının haksız olduğunu ileri sürerek uğradığı zararın tahsilene karar verilmesini istemiştir. Davalı İş Bankası, kendilerine karşı dava açılamayacağını, davacının dava açma hakkını olmadığını ve davanın husumet nedeniyle ret edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı ... A....

          Sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı, davacı banka lehtar olduğu sigorta poliçesindeki hakları talep ettiğinde, sigorta şirketinin ona karşı ileri sürebileceği bir defi ve itiraz hakkı bulunmamaktadır. Davalıların murisi, bankadan kullandığı krediye teminat oluşturmak üzere hayat sigortası yaptırmıştır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi, lehtar konumunda olduğundan bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini de ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir....

          un vefatını, davalı banka ve davalı sigorta şirketine bildirdiklerini, ancak bu konuda kendilerine cevap verilmediğinden kredi borcunu ödemeye devam ettiklerini, murise yapılan hayat sigortasına rağmen, davalı bankanın hayat sigortası kapsamında kredi borcunu sigorta şirketinden tahsil etmeyerek kendilerinden ödemeleri aldığını ileri sürerek; davacılardan kendilerinden çekilen krediden borçlu olmadıklarının ve kalan borçtan hayat sigorta poliçesindeki teminat oranında sorumlu olmadıklarının tespitine, aksi halde sigorta teminat poliçesinde yazılı teminatın rizikonun gerçekleşmiş olması nedeni ile ölüm tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan faizi ile, davalı sigorta şirketinden tahsiline ve murisin ölüm tarihinden sonra ödenmiş olan taksitlerin davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16.05.2017 tarih ve 2017/198-2017/5526 E-K sayılı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 14.03.2017 tarih ve 2017/226-2017/208 E-K sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup ticari kredi sözleşmesi değildir. Hayat sigorta sözleşmelerinin niteliği gereği, sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. Bu nedenle, davacılar miras bırakanı tüketici olup, davalı sigorta şirketi ile arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğunun anlaşılmasına göre, 6502 sayılı yasa kapsamında kalan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu