ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2016/457 Esas KARAR NO: 2021/404 DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) DAVA TARİHİ: 15/04/2016 KARAR TARİHİ : 08/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların aralarında --------altında ----- olarak belirlendiğini, şirket ana sözleşmesinin ------- taraflarca imza altına alındığı ve şirket faaliyetlerine başlandığını, şirket ana sözleşmesinde de açıkça görüleceği gibi şirket sermayesinin ---- olarak belirlendiğini ve taraflarca hisse bedelinin ---- ödenmek üzere taahhüt yapıldığını, geçen ------ zarfında davalı tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, ayrıca davalı tarafın taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmemesinden ötürü alacaklıların yasal işlem başlattığını, kira borçlarından ötürü gayrimenkul sahibinin ---- dosyası ile --- tutarında İcra takibi başlattığını, ----...
nin 1 adet pay karşılığı 2.000,00 TL sermaye koyma borcuna ilişkin taahhüdünün 1/4'ü şirket kuruluşunun tescil tarihinden itibaren en geç üç ay içinde, kalan 3/4 ise üç yıl içinde ödenmesi gerektiğine karar verildiğini, daha sonra müvekkili şirketin ticaret unvanının ... olarak değiştirildiğini, müvekkili şirketin ticaret siciline tescil tarihi olan 12/01/2012'den bu yana davalının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğini, bunun üzerine davalıya sermaye koyma taahhüdünü 1 ay içerisinde yerine getirmesi için 31/07/2015 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ayrıca müvekkil şirket tarafından 04/08/2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan suretiyle davalıya sermaye taahhüdünü ödemeye çağrıda bulunulduğunu, davalının gerek ihtarname gerekse ticaret sicilindeki ilana rağmen söz konusu borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek davalı ortak ...'nin şirket ortaklığından çıkarılmasına ve hisselerinin şirkete devredilmesine karar verilmesini istemiştir....
zararlarıyla sözleşmenin aynen ifasından kaynaklı zararlarını talep edebileceği, davacının sermaye koyma borcunun ihlalinden kaynaklı doğrudan zarar talebi sözleşmenin uygulanmasına ilişkin olup, fesih sonucuna bağlı olmadığından yerinde görülmediği gerekçesiyle sermaye koyma borcuna yönelik talebi açısından ise davanın reddine karar verilmiştir....
İhtar üzerine yaptıkları ödeme kısmi ödeme olup sermaye koyma borcu tamamen yerine getirilmediğinden sermaye taahhütlerini yerine getirdikleri yönündeki davacıların iddiası yerinde değildir. Yine anılan maddede, süresinde borcunu yerine getirmeyen ortağın temerrüde düşeceği, mütemerrit pay sahibinin yönetim kurulu kararı ile ıskat edilebileceği 483. maddede de bunun usulü düzenlenmiş olup, sermaye koyma borcunun tamamı ferileri ile birlikte yerine getirilmedikçe ortak mütemerrit olmaktan kurtulamaz. Iskatın sadece pay taahhüdünden doğan borca ilişkin olduğu ferilerinin ödenmemesi halinde ıskat usulüne başvurulamayacağına ilişkin davacı iddiasının yasal temeli bulunmamaktadır. Maddede mütemerrit ortağın ıskat edilebileceği belirtildiğinden ve borcun tamamı ferileri ile birlikte yerine getirilmedikçe temerrüt hali sona ermeyeceğinden maddeden sadece ana para borcuna ilişkin olarak ıskat kararı alınabileceği sonucuna varılamayacaktır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2022/15 Esas KARAR NO:2024/297 DAVA:Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) DAVA TARİHİ:07/01/2022 KARAR TARİHİ:17/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Sermaye Koyma Borcuna İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı ... limited Şirketi ortakları olduğu, ortaklık payları ise %50-50 olduğu, taraflar öncesinde evli olup şirket işleyişinde sorun yaşanmamış ancak boşandıktan sonra şirketi devam ettirmek mümkün olmadığı, ortakları olduğu şirketin bir geliri ve mal varlığı olmadığından dolayı şirket hakkında tasfiye/fesih davası devam ettiği, genel kurul toplantı tutanağında da görüleceği üzere davalı şirketin işleyişi sabote etmekte ve şirketi kurtaracak ve ya faaliyet yürütecek kararlara red oyu verdiği, hatta hal böyle iken dahi şirketin tasfiyesini dahi istemediği, ancak davalı hiç bir gidere katılmadığı gibi amme borçlarını da ödemediği, şirketin...
in 291.915 adet paya karşılık 7.297.889,37 TL ile ortaklık kaydı bulunduğu belirtilerek karar alındığını, ... vekilince pay oranının düşürülmesine muvafakat etmediklerine ilişkin şerhin toplantı tutanağı ve hazirun cetveline düşürüldüğünü, 10.05.2017 tarihli sermaye arttırımı sonrasında sermaye yapısında değişikliğe ilişkin evrakın ibraz edilmemesi ve sermaye yapısını gösteren en son tescilin iptaline ilişkin de yargı kararı olmaması nedeniyle hazirun cetvelinin gerçeği yansıtmadığı ve mevcut durumda alınan kararların kanunda öngörülen karar nisabı ile alınmadığının tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/177 Esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş, mahkemenin 2022/177 -171 E K sayılı 17/03/2022 tarihli görevsizlik kararı ile özetle; davanın hukuki niteliği itibariyle, sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen davacı ortaktan sermaye alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, anonim şirketlerde sermaye koyma borcunda temerrüde düşülmesinin sonuçları TTK md. 482-483’te düzenlendiği, TTK md 482’de temerrüdün genel sonuçları, TTK md 483’te ise ıskat usulünün düzenlendiği, pay sahibinin belirlenen vadede sermaye borcunu ifa etmeyip temerrüde düşmesi halinde şirket yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, kısmi ödemelerden doğan haklardan mahrum etmeye ve şirketten çıkarmaya yetkili olduğu (TTK 482/2), anonim şirkete sermaye koyma borcunun ifa edilmediğine ilişkin uyuşmazlığın TTK da düzenlendiği ve bu hali ile davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı ile dosya mahkemize gönderilmiştir....
Şti. olarak değiştirildiğini, ortakların payının tamamını Ebru Şen'e devrettiğini, devir sonrasında 29.05.2019 tarihinde Ebru Şen'in tek ortak olarak sermaye artırımı yaparak 500.000,00 TL olarak belirlendiğini, sermaye borcu olarak geriye kalan 490.000,00 TL'nin 24 ay vade ile ödeyeceğini taahhüt altına alındığını, 17.09.2019 tarihinde noter onaylı genel kurul kararıyla tek ortak Ebru Şen hissesinin yarısını T5 devrettiğini, müvekkili T5 devir sonrası 135.000,00 TL değerindeki %27 hissesini T4 ve 100.000,00 TL değerindeki %20 hissesini T3 02.03.2020 tarihinde noter onaylı genel kurul kararıyla usulüne uygun olarak devrettiğini, sermaye koyma borcunun amacı şirketin mal varlığına ilişkin olduğunu ve sermaye artımında ortaya çıktığını, hisse devri ile doğmayacağını, hisse devri sözleşmesinin sermaye artırım sözleşmesi olmadığını, sermaye koyma borcunun dayanağı olmayacağından ortaklığa karşı bir borçtan söz edilemeyeceğini, şirket hissesinin devri ile sermaye koyma borcu doğuran bir işlem...
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin ayni sermaye koyma taahhüdünde bulunmamasına rağmen usule ve kanuna aykırı şekilde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında bu yönde karar alındığını, davalı şirketin ayni sermayenin tespiti için açtığı davanın devam ettiğini, davalı şirket yönetim kurulunun müvekkilinin ayni sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle müvekkilinin ortaklıktan ıskatına karar verdiğini, ayni sermaye koyma prosedürüne ve ıskat prosedürüne uyulmadığını ileri sürerek ıskata ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli açtığı davada, ihtiyati tedbir yoluyla ilgili yönetim kurulu kararının uygulanmasının kararın kesinleşmesine kadar durdurulması ile müvekkiline ait hisselerin davalı ve/veya 3. kişilere devir ve üzerinde başkaca tasarruf yapılmasının önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....
Sermaye koyma taahhüdü altına girdiklerini, müvekkilinin söz konusu sermaye borcunu yerine getiremediği için davalı tarafından bononun haksız ve yetkisiz bir şekilde icra takibine konulduğunu, müvekkilinin davalıya senede ilişkin bir borcunun bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, senedin sebepten mücerret olmadığını ileri sürerek davalı tarafından müvekkili aleyhine İcra Müdürlüğünün 2012/2299 Esas sayılı icra takip dosyasına konu bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının İcra Hukuk mahkemesinde açılan davadan feragat ettiği için işbu davayı açamayacağını, borcunu kabul ettiğini, takibe konu bononun taraflar arasında imzalanan sözleşmede bahsi geçen bono olmadığını, kişisel alacağını teminat altına alan bir bono olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....