Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti’ne verildiği iddia edilen çeklerin apel borcuna mahsup edilmesinin doğru olmadığı kaldı ki, çeklerin karşılıksız olduğu gibi, çeklerle yapılan ödemelerin şirket kayıtlarına da işlendiği ve kayıtlarda sermaye borcuna mahsup edildiği kabul edilmiş ise de, şirket kayıtlarına davalı tarafından yazıldığı ve diğer ortağın ihtarıyla kayıtlardan çıkartıldığına dair itirazlar da bulunduğu ve bu itirazlar üzerinde de hiç durulmadığı ayrıca, şirket ile dava dışı Berko İnşaat Ltd....

    Anonim şirketlerde sermaye koyma borcunda temerrüde düşülmesinin sonuçları TTK md. 482-483'te düzenlenmiştir. TTK md. 482'de temerrüdün genel sonuçları, TTK md. 483'te ise ıskat usulü düzenlenmiştir. Pay sahibinin belirlenen vadede sermaye borcunu ifa etmeyip temerrüde düşmesi halinde Şirket yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, kısmi ödemelerden doğan haklardan mahrum etmeye ve şirketten çıkarmaya yetkilidir. (TTK 482/2) TTK'nın 482/1 (6762 sayılı TTK 407/1) maddesine göre sermaye koyma borcunu süresinde yerine getirmeyen ortak ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğinden ve şirket sermaye borcunun temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini talep edebileceğinden, temerrüt faizinin ödenmemesi halinde sermaye koyma borcunun yerine getirildiğinden bahsedilemeyecektir....

      İİK.nun 179.maddesi uyarınca iflasın ertelenmesi talebiyle birlikte, şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olduğuna ilişkin bir iyileştirme projesinin sunulması gerekir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için proje ciddi ve inandırıcı bulunmalıdır. Projede, mali durumun iyileştirilmesi gerekliliğini doğuran sebepler, şirketlerin kurtuluşunu sağlayacak olan gerekli tedbirler yer almalıdır. İflas erteleme talebinde bulunan şirketlerin finansman sıkıntısı çektiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda üç şirketin ortaklarının sermaye koyma borcunu yerine getirmediği tespit edilmiştir.Sermaye ihtiyacı bulunan şirketin ortaklarının sermaye koyma borcunu yerine getirmeden talep ettikleri iflasın ertelenmesi isteminde iyileştirme projesi ciddi ve inandırıcı kabul edilemez....

        Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili ıslah dilekçesiyle müvekkilinin davalı şirketin ortağı olup şirkete sermaye borcu bulunmadığı halde mesnetsiz, fazladan sermaye ödemesi yaptığını, davalı şirket temsilcisi olan diğer davalı ...’in şirketin ihtiyacı bulunduğu gerekçesiyle müvekkilinden para talep ettiğini, bunun üzerine müvekkili adına eşi... hesabından davalı ...'in şahsi banka hesabına 4 ayrı işlemle toplam 100.000.00.-TL gönderildiğini, müvekkilinin şirkete sermaye koyma borcu bulunmadığının bilirkişi raporu ile saptandığını, davalı ...’in haksız zenginleştiğini bildirerek davacının eşi... tarafından gönderilen 100.000.00.-TL'nin davalı ...'den faizi ile tahsilini talep etmiştir. 11.02.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacının kuruluştaki sermaye koyma borcunu yerine getirdiği, başka borcu bulunmadığı, dava dışı... tarafından ...'in şahsi banka hesabına toplamda 100.000.00....

          KARŞIOY Davacı, 01.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı şirket temsilcisi olan diğer davalının, kendisinden sermaye borcunun eksik ödendiği iddiası ile para talep ettiğini, bunun üzerine kendisi adına eşi ... hesabından davalı ...'in şahsi hesabına 100.000.00 TL, dava dışı... tarafından da şirket hesabına 93.343.00 TL gönderildiğini, yargılama sırasında şirkete sermaye koyma borcu bulunmadığının bilirkişi raporu ile saptandığını, davalıların haksız zenginleştiğini bildirerek ... tarafından gönderilen 100.000.00 TL'nin davalı ...'den,... tarafından gönderilen 93.343.00 TL'nin ise her iki davalıdan avans faizi ile tahsilini talep etmiştir. 11.02.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda, davacının kuruluştaki sermaye koyma borcunu ödediği, başka borcu bulunmadığı, dava dışı ... tarafından davalı ...'...

            Davalı vekili, müvekkilinin sermaye artırımına ilişkin taahhütname imzalamadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre, davalının .../07/2008 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına katıldığı, ....000,00 TL sermaye koyma taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle, davalının ....000,00 TL borca ve 5.471,01 TL faize itirazının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının takibe konu asıl alacağın %40’ı oranında olmak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 22.11.2012 tarihli kararı ile bozulmuştur. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....

              Şti unvanlı bir şirket kurduklarını, ortaklık ana sözleşmesi uyarınca ortakların pay dağılımı ana sermaye 100.000 kabul edilerek ... 33, ... 33, ... 34 pay olmak üzere taahhüt edildiğini, ortaklığın 10/12/2019 tarihinde kurulduğunu, şirketin konusunun yolcu taşımacılığı yapmak üzerine oluşturulduğunu, ortakların ayın sermaye koyma taahhüdü olarak ticari ve binek araçlar olmak üzere her bir ortağın ortaklığa bir adet araç satın almasını öngördüklerini, şirket ana sözleşmesi uyarınca ortakların pay dağılımına ve sermaye koyma yükümlülüğüne göre her bir ortak şirkete boş senet imzalayarak sermaye koyma borcunu senede bağladığını; ancak ortaklığın henüz kurulmadan (tüzel kişilik kazanmadan) önce senetler düzenlendiğinden senedin lehtarı ve pek çok unsuru belirtilmeksizin yalnızca bedel kısmı ile imzaları mevcut halde ortaklığa tevdi edildiğini, ortakların bu senetleri imzalayarak sermaye koyma taahhütlerini bir de senede bağlayarak birbirlerine karşı; ortaklık iradelerini, iyiniyetlerini ve...

                Davacı tarafça gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 342. maddesinde; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği, hizmet edimlerinin kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı, aynı yasanın 343. maddesinde; konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçileceği, değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğunun; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342. maddeye uygunluğunun belirleneceği...

                  Maddesi uyarınca ayni sermaye olarak konulabileceğini rapor etmişlerdir. Dava, TTK'nın 343. maddesi gereğince şirkete sermaye olarak konulmak istenen ayın sermayenin değerinin tesbiti istemine ilişkindir. Sermaye koyma borcu TTK'nun 127. ve 128. maddelerinde, ayni sermaye konulabilecek mal varlığı unsurları ise TTK 342. maddesinde düzenlenmiştir. 342/1.maddesine göre "üzerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan nakden değerlendirilebilen ... mal varlığı unsurları sermaye olarak konulabilir." hükmü düzenlenmiştir....

                    Davalı vekili, müvekkilinin sermaye artırımına ilişkin taahhütname imzalamadığını, böyle bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu