İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 06/03/2014 tarihinde tescil edilerek 13/03/2014 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen genel kurul kararıyla kanuni temsilcilik görevinin sona erdiği, dava konusu ödeme emri içeriği kamu alacağına ilişkin şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesine aykırı olarak şirketle hukuki bağının olmadığı 22/11/2017 tarihinde davacının ikamet adresinde tebliği usulsüz olduğundan kanuni temsilci sıfatıyla takibi için gerekli koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir....
Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili; davalının merkez yönetim kurulunun mahkeme kararı ile değiştiğini, bu dönemde yaşanan yönetim kargaşası sebebiyle görevden düşen eski yönetimin bu davaya cevap dahi veremediğini, davacının ...’in Ege Bölge Şube Başkanı olduğunu, 2006 yılında seçildiği bu görevi profesyonel sendika yöneticisi olarak yaptığını, 20.04.2009 tarihinde yapılan seçimle Bölge Şube Başkanlığı görevinin sona erdiğini, davacının ... Sendikasının çalışanı değil, profesyonel yöneticisi olduğunu, o tarihte.....
ın, işverenin 10.12.2018 tarihli genel kurul kararıyla, 3 yıllık bir süre için şirket genel müdürü olarak atanmış olması nedeniyle, bu tarihten önce iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle işveren tarafından sona erdirilmesi veya işçinin genel müdürlük görevi hariç başka bir yerde görevlendirilmek istenmesi halinde, işçi 3 yıllık genel müdürlük sürecinden kalan ücretin tamamını isteme hakkını kazanır. Yani, iş sözleşmesinin işveren tarafından herhangi bir nedenle sona erdirilmesi veya işçinin genel müdürlükten başka bir göreve atanması halinde, işçinin 10.12.2018 tarihinde genel müdür olarak atandığı 3 yıllık sürenin sonu olan 10.12.2021 tarihine kadar işleyecek maaşları toplamı en son SGK'ya bildirilen net maaş üzerinden hesaplanmak suretiyle işçiye cezai şart olarak ödenir....
C)İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince,davalı işyerinde ......
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, iş sözleşmesinin tarafların karşılıklı anlaşması sonucu sona erdirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalının iş sözleşmesini fesihte geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Taraflar arasındaki iş ilişkinin “bozma sözleşmesi” yoluyla sona erip ermediği hususu uyuşmazlık konusudur. Bozma sözleşmesi (ikale) yasalarımızda düzenlenmiş değildir. Sözleşme özgürlüğünün bir sonucu olarak daha önce kabul edilen bir hukuki ilişkinin, sözleşmenin taraflarınca sona erdirilmesi mümkündür. Sözleşmenin, doğal yollar dışında tarafların ortak iradesiyle sona erdirilmesi yönündeki işlem ikale olarak adlandırılır....
Bölge Şube Başkanı olduğunu, 2006 yılında seçildiği bu görevi profesyonel sendika yöneticisi olarak yaptığını, 20.04.2009 tarihinde yapılan seçimle Bölge Şube Başkanlığı görevinin sona erdiğini, davacının ... Sendikasının çalışanı değil, profesyonel yöneticisi olduğunu, o tarihte......
Yukarıdaki açıklamalar ışığında konu değerlendirildiğinde; A)Öncelikle sendika tüzüğünün 36. maddesi uyarınca davacının profesyonel sendika yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. Yine aynı madde gereğince, sendika şube yöneticilerinin ücretleri ise üye sayıları dikkate alınarak bütçede belirlenir. Dosyada talep döneminde uygulanan bütçe yer almamaktadır. Söz konusu bütçe hükümleri ile profesyonel sendika yöneticilerine sağlanan haklara ilişkin genel kurul kararları dosya kapsamına dahil edilmeden davacının talepleri hakkında karar verilmesi hatalıdır. b)Davacıya 19.11.2006-29.07.2007 arası dönem için hizmet ödeneğinin ödendiği görülmektedir. Davacının iptal edilen olağanüstü genel kurul nedeniyle yeniden seçildiği 10.03.2010 tarihine kadar hizmet ödeneği talebi vardır....
Davacı tanığı iş sözleşmesinin sona erdirilmesi ile ilgili beyanda bulunmamış, buna karşın, davalı tanıkları davacının dilekçeleri kendi isteği ile verdiğine dair anlatımda bulunmuşlardır. Somut olayda, davacı iş sözleşmesinin sonlandırılmasını 16.06.2010 ve 29.06.2010 tarihli dilekçeleri ile istemiş, işverence de davacının isteği doğrultusunda iş sözleşmesi sona erdirilmiştir. İş sözleşmesinin sona erdirilmesi yönündeki iradenin davacıdan geldiği anlaşılmaktadır. Davacı söz konusu iradesinin sakatlandığını kanıtlayamamıştır. Bu durumda taraf iradelerinin sözleşmenin sona erdirildiği yönünde birleştiğinin kabulü gerekir. Buna göre davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır. Belirtilen nedenlerle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesi uyarınca mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması ve belirtildiği üzere hüküm kurulması gerekmiştir....
Başka bir ifade ile kısıtlanması talep edilen kişinin yabancı uyruklu olması, şartlarının varlığı halinde Türk Mahkemelerince kısıtlama kararı verilmesine engel teşkil etmez. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 10. maddesi hükmü, vesayet ve kısıtlılık kararı verilmesi veya sona erdirilmesi sebeplerinde, hakkında vesayet veya kısıtlılık kararı verilmesi veya sona erdirilmesi istenen kişinin milli hukukunun yetkili olduğunu, yabancının milli hukukuna göre vesayet veya kısıtlılık kararı verilmesi mümkün olmayan hallerde, bu kişinin mutad meskeni Türkiye'de ise Türk hukukuna göre vesayet veya kısıtlılık kararı verilebileceğini veya kaldırılabileceğini, kişinin zorunlu olarak Türkiye'de bulunduğu hallerde de Türk hukukunun uygulanacağını hükme bağlamıştır....
A.Ş. alt işveren olarak çalıştığını, davalı ile ihbar olunan şirket arasındaki alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunu, çağrı merkezi işyeri emrinde müşteri temsilciliği yaptığını, müşteri temsilciliği görevinde ayda ortalama 20-30 saat kadar fazla mesai yaptığını, müvekkilinin vardiya usulü çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını belirterek bir kısım fark ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, sendika üyesi olmayan davacının Toplu İş Sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davacının ... Rehberlik ve Hizm. A.Ş. işçisi olduğunu bu nedenlerle taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....