Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/49 E., 2010/384 K. sayılı kararının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi karşısında eldeki davada davalının sebepsiz zenginleşen konumunda olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre davacının davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunmasının mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. III. ÖN SORUN 12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; mahkemece bozma öncesi ilk karar gerekçesinde ... 2....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davanın davalı banka yönünden de kabulü gerektiğini belirterek bu yönüyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6098 sayılı TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
Somut olayda, davalı banka, havaleyi kabul ile havale eden tarafından gönderilen parayı havale alıcısının hesabına geçirmiş olmakla, havale konusu para üzerinde tasarruf hakkı havale alıcısına geçmiş olup havale eden, TBK'nın 559/1.maddesi uyarınca havale alıcısına vermiş olduğu yetkiyi geri alabilirse de, davalı havale ödeyicisi bankaya verdiği yetkiyi geri alamayacağından irade fesadına dayalı dahi olsa iade istemini davalı bankaya karşı ileri süremez. Davalı bankanın, TBK'nın 557/1. maddesi de gözetildiğinde, havale alıcısının hesabına aktardığı havale konusu para üzerine, havale alıcısı ile aralarındaki sözleşmeye dayanarak bloke koymuş olmasında da yasaya aykırı bir durum sözkonusu olmayıp davacının iadesi talebinin reddedilmesinde davalı banka açısından bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:"Davacı bankanın Sabri Gültekin'e göndermek üzere 8.755,00 TL havaleyi sehven davalıya yaptığı, bunun davacının sunduğu dekontta görüldüğü, davalının bu şekilde sebepsiz zenginleştiği ancak sebepsiz zenginleştiği miktarı davacıya iade etmediği, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan zamanaşımının dolduğu davalı yanca iddia edilse de 10 yıllık sürenin dolmadığı, davacının öğrenme tarihi olarak ihtarname gönderme tarihlerinin kabulünün gerektiği, eğer daha önce sebepsiz zenginleşme olgusunu bildiği iddia ediliyorsa bunu davalının ispat etmesi gerektiği, şu halde toplam icra takip bedeli olan 13.103,35 TL üzerinden davanın kabulüne, alacağın likit olması ve davalının kötüniyetli olduğuna kanaat getirilmesi nedeniyle icra inkar tazminatının da kabulüne", şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı, Kadastro Mahkemesi'nin 2004/9 Esas - 2005/15 Karar sayılı dosyasında asli müdahil taraf olarak yer almış sözü edilen ilamın kesin hüküm niteliğinde bulunmasına göre tapu iptal ve tescil istemine yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak davacı dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil isteminin yanında tapu kaydının iptaline karar verilmesi mümkün olmayan bölümler yönünden ise ödediği satın alma bedelinin kendisine iade edilmesi isteminde bulunduğuna göre; davasının tapu iptal ve tescil; olmadığı takdirde ise sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılan alacak davası olduğunun kabulü gerekir....
nun hesabına müvekkili tarafından havale edildiğini, buna rağmen müvekkilinin eşinin şirkete ortak olması için gerekli işlemlerin yapılmadığını, davalıların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sorumlu olduklarını ileri sürerek, 40.000 TL'nin davalılardan reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davalılardan ...'nun davalı sıfatının, davacının ise davacı sıfatının bulunmadığını, eşinin şirkete ortak olması için para yatıran davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkillerinden talepte bulunmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafından yapılan havaleye ilişkin dekontta açıkça gönderilen paranın ...'ın ortaklık hisse bedeline ilişkin olduğunun yazılı olduğu, davacı da parayı eşinin davalı şirketten hisse alması için gönderildiğini beyan ettiği, dava konusu edilen bedelin davacı tarafından dava dışı ...'...
Geçersiz sözleşmeye istinaden, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile mükelleftirler. Davalı aldığı kapora bedelini davacıya iade zorundadır.Bu nedenlerle davalının sübuta yönelik istinaf itirazları yerinde değildir. Ayrıca alacak likit olduğundan davada icra inkar tazminatı koşulları da oluşmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin, müvekkili şirketin eski bayisi olan Çankaya Medya Dağıtım Limited Şirketinin bayilik kodunu havale açıklamasına yazmak suretiyle 50.000 TL'yi gönderdiğini, diğer bir anlatımla davacı şirket tarafından, dava dışı Çankaya Medya ile müvekkil şirket arasındaki sözleşme uyarınca kurulan cari hesaba ödeme gerçekleştirildiğini, davacı şirket yetkilisinin müvekkili şirketin eski bayisinin gayriresmi ortağı olduğunu ve bayinin faaliyetlerinde fiilen görev aldığını, davacının sehven yaptığını iddia ettiği ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak müvekkil şirketten değil, vekaletsiz iş görme hükümlerine dayanarak dava dışı eski bayiden talep etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacı şirketin ödemeyi bilinçli bir şekilde yapmadığı, ödemenin hatayla gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. .../......
Anılan 559. maddenin ikinci fıkrasında, havale ödeyicisinin (davalı banka) havale alıcısına havaleyi kabul ettiğini açıklamadığı sürece havale edenin ona verdiği yetkiyi geri alabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, davalı banka, havaleyi kabul ile havale eden tarafından gönderilen parayı havale alıcısının hesabına geçirmiş olmakla, havale konusu para üzerinde tasarruf hakkı havale alıcısına geçmiş olup havale eden, TBK 559/1.maddesi uyarınca havale alıcısına vermiş olduğu yetkiyi geri alabilirse de, davalı havale ödeyicisi bankaya verdiği yetkiyi geri alamayacağından irade fesadına dayalı dahi olsa iade istemini davalı bankaya karşı ileri süremez. Davalı bankanın, TBK'nın 557/1. maddesi de gözetildiğinde, havale alıcısının hesabına aktardığı havale konusu para üzerine, havale alıcısı ile aralarındaki sözleşmeye dayanarak bloke koymuş olmasında da yasaya aykırı bir durum sözkonusu olmayıp davacının iadesi talebinin reddedilmesinde davalı banka açısından bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
ın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre elde ettiği kazanımı geri vermek zorundadır ve BK'nun 64.maddesi gereğince ağaçların davalıya iade anındaki değerini isteyebilir. Ancak, 02.02.1991 gün, 1990/1 E-1991/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tesbit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Bu azalma ve çoğalma dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalıya teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur. Buna göre taşınmazın fiilen davalıya teslim edildiği tarih itibariyle sebepsiz zenginleşme miktarı belirleneceğinden, davanın açıldığı sırada dava konusu taşınmazın davacı tarafından fiilen kullanıldığı anlaşıldığı takdirde davacının sebepsiz zenginleşme talebinin reddi gerekir....