Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Burada kastedilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır....

Verilen direnme kararı üzerine de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/3-590 Esas sayılı kararı ve "...Ne var ki, somut olayda hatalı ödemeye ilişkin olarak ortada, salt hatalı ödeme işlemi bulunmakla, idarenin bu işlem nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, genel mahkemede dava açması olanaklıdır. Ortada bir şart tasarruf bulunmadığından, şart tasarrufun varlığı halinde uygulanacak ilkelerin somut olay yönüyle uygulama yeri yoktur. Öyle ise, söz konusu ödeme davalı yönünden nedensiz zenginleşme olup, burada, idare hukukunun idari kararların geri alınmasıyla ilgili kurallarının uygulanmasına olanak yoktur. Hal böyle olunca, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, şart tasarrufa da konu olmayan hatalı ödemelerin, borçlar hukukunun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri alınmasına karar verilmesi gerekir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/660 KARAR NO : 2021/645 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18.06.2020 NUMARASI : 2018/260 ESAS 2020/47 KARAR DAVA KONUSU : Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle Tazminat KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    Borcun varlığı ya da saikte bir yanılmanın söz konusu olmaması, yanılma söz konusu olsa dahi şüphenin, sebepsiz zenginleşme açısından yanılmayı ortadan kaldırması, uygulamada yargının, PMF Tablosu ve progresif rant yöntemi gereğince zarar tespitini kabul etmesi, bu durumda bakiye tazminat iddiasıyla açılacak bir davada zararın, yüksek olasılıkla PMF Tablosuna göre hesaplanma ihtimali olduğu, davacının bilgisindeyken artık davacı hesaplama yönteminde yanılgıya düştüğünden bahsedilemez. Kaldı ki davalı için fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği tahkim yargılamasında müteveffanın babasının dikkate alındığı bilirkişi raporunda, davalı açısından bakiye tazminat alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Hakem Heyetinde babanın tazminat hakkından feragat etmesi nedeniyle onun payının dikkate alınmadığı rapor üzerinden hüküm tesis edilmiştir....

      Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi de kaynağını bu maddeden almakla TBK’nın 237. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi uyarınca, noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdendir. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin satış vaadi sözleşmeleri resmi şekil şartına tabi olmakla geçerlilik şekline uyulmazksızın yapılan sözleşmeler hukuken geçersiz olacak ve geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, tarafları bakımından hak ve borç doğurmayacak, taraflar ancak geçersiz sözleşmeye dayalı olarak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteyebileceklerdir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemli dava sonucunda, davacı payının tamamının terkinine karar verilmesine rağmen 90/28731 payının bedelinin hesaplanmadığından bahisle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan incelemede; Davacının; 986/28731 hisse ile malik olduğu ...... İlçesi, ...... .........

        K A R A R Asıl Dava, mülkiyet hakkına dayalı müdahalenin men'i karşı davalar TMK 724. maddesi gereğince temliken tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin .... Karar sayılı bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuştur. .... sayılı Yargıtay Kanununa.... sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve .... sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (1) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          nun sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenebileceği" şeklindedir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun 2011/3- 809 Esas-2012/125 sayılı kararı," Hiç bir hukuki dayanağı olmayan şart tasarrufa konu olmayan hatalı ödemelerin BK. 'nun sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri alınması gerekir." şeklindedir. Türk Borçlar Kanunu'nun 82. maddesi uyarınca, dava açmaya yetkili kişi ya da organının yersiz ödemeyi öğrenme tarihinden itibaren 2 yıllık süre zamanaşımı def'i karşısında nazara alınmalıdır.(Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 22/01/2014 tarih ve 2013/21171 Esas-2014/795 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı idare tarafından, davalı ile yapılan sözleşmeye göre sözleşmeli personele yasal harcırah dışında ilave ücret ödenmeyeceği hüküm altına alınmasına rağmen, ödenen fazla ücretin iadesi istenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar tarafı dava dilekçelerinde 266 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak davalı adına tespit edildiğini ancak davalının taşınmazın adına tespit ve tescil işlemi sonunda taşınmazı ifraz ederek iyiniyetli üçüncü kişilere sattığını, bu hale göre 266 ada 9 parselin satışı nedeniyle davalı tarafından müvekkiller aleyhine gerçekleşen sebepsiz zenginleşmenin karşılığı olarak bir miktar tazminatın hüküm altına alınması istemi ile dava açmışlardı. Yine davacıların dava dilekçelerinde tapu kaydının iptali veya adlarına tescil istemi bulunmamaktadır. Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı üzere davacılar sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat istemi ile dava açmışlar olup davacıların iddia ettiği sebepsiz zenginleşme tarihi kadastro tespiti tarihinden sonra olduğu gibi dayandıkları maddi vakada kadastro tespiti sonrası hatalı oluştuğunu iddia ettikleri tapu kaydının ifrazı ile üçüncü kişilere satış işlemidir....

            Görüleceği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir..." şeklinde sebepsiz zenginleşmenin açıklandığı, tarafların, geçersiz sözleşme sebebiyle verdikleri şeyleri sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince birbirlerinden talep edebilecekleri, geçersiz sözleşmelerde, Türk Borçlar Kanunu'nun 77- 82 maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tarafların, karşılıklı olarak ancak verdiklerini geri alma hakkına sahip oldukları (Yargıtay 3....

            UYAP Entegrasyonu