Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen inceleme konusu karar, sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat istemine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Dosyanın incelenmesinden; dava dışı Y... M..'in davalı kooperatiften çektiği ticari kredinin teminatı olarak davacının takipten önce sattığı taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, dava dışı Y... M...'in davalıya olan kredi borcunu ödememesi nedeniyle davacı ve Y... M... aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, davacının bu borcu ödediği, sebepsiz zenginleşenin dava dışı Y... M... olduğu anlaşılmakla, iş bu davada davalıya husumet yöneltilmesi doğru olmayıp, husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru değilse de; sonuç itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 04.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi. ....
Hukuk Dairesi'nin 2018/2134-2019/1214 Esas ve Karar sayılı "davacı tarafça borçlu olmadığı halde ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığı paranın iadesinin talep edildiği, davanın icra takibi nedeniyle borçlu olmadığı bir paranın istirdatı istemine ilişkin olup, İİK'nın 72. m. düzenlenen istirdat davası niteliğinde olduğu, her ne kadar davacı tarafça davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği, davanın da 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesine" ilişkin kararını onayan Yargıtay 11....
yokken ödeme yapması durumunda yapılan bu ödemenin icra tehdidi altında gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı menfi tespit davası açma yahut çekin iptali davası açma imkanına sahipken bu imkanlarını kullanmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, icra takibi yapılmadan önce hatalı bir şekilde ödeme yapan davacının ödediği bu bedeli istirdat davası ile değil genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası yoluyla talep etmesi gerektiğini, ancak bu davadaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme davasına ilişkin olmayıp İİK m. 72 hükmüne göre istirdat davası kapsamında bedelin iadesi talebine ilişkin olduğunu, dolayısıyla davacı taleplerinin istirdat davası kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek davanın usulen reddine karar verilmesi gerektiğini, Ayrıca müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı bir ödeme sebebiyle faiz ödemeye mahkum edilmiş olmasının da hatalı olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş olduğu halde ödeme...
Somut olayda öncelikle çözümlenmesi gereken husus, davanın İİK'nın 72. maddesi gereğince istirdat davası mı, TBK'nın 77. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davası mı olduğudur. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, bir davada dayanılan maddi vakıları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle, bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HUMK'nun 76.md, HMK'nun 33.md). Her ne kadar davacı tarafça eldeki dava sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açılmış ise de; yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemekte ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği kabul edilmektedir. (Yargıtay 19....
Burada sebepsiz zenginleşen dava dışı takip borçlusu olduğundan, davacı tarafından ancak dava dışı gerçek borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilecek olup, davalı ... Sanayi ve Tic Ltd Şti'nin bu davada taraf sıfatı da bulunmadığından davacı tarafça açılan davanın aktif ve pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasında, davacı yanca icra dosyasına mahsuben, davalı hesabına 16/01/2018 tarihinde 33.663,15-TL. gönderildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır; uyuşmazlık, davanın İİK m.72 kapsamında sebepsiz zenginleşme davasının özel bir türü olan istirdat davası olup olmadığı, TBK genel hükümler kapsamında sebepsiz zenginleşme davası olup olmadığı noktasında olup, davanın İİK m.72 kapsamında kalması halinde davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği, TBK'nın sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında kalması halinde 2 yıl- 10 yıl zaman aşımının uygulanması gerektiği yasa gereğidir. Menfi tespit ve istirdat davaları İİK m.72'de "... Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. ......
Bankası'na bu durumun bildirilmesine rağmen iade işleminin gerçekleşmeyeceğini bildirdiklerini, bu nedenle müvekkilinin son ciranta ...Bank A.Ş'den protesto yediğini, sehven yatırılan bu bedelin sebepsiz zenginleşme olduğunu belirterek, Türkiye ... Bankası ... Şubesi'ne yatan 10.620,00.-TL miktarındaki para üzerine üçüncü kişilere devrini önlemek amacıyla tedbir konulmasına, davalı tarafın hesabına yatan paranın hesaptan alınarak müvekkiline ödenmesine ve bu olay neticesinde sebepsiz zenginleştiği 10.620,00.-TL'nin sebepsiz zenginleştiği ... tarihinden itibaren işleyecek temerrüt ve yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; dava konusu bono bedelinin cirantaya ödenmesine rağmen sehven bir kez de lehdara ödenmesi nedeniyle, davalıya sehven yapılan bu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatına karar verilmesi istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/185 esasından 10.08.2010 tarihinde 1.000,00 TL için dava açtığı, bu miktar için 20/03/2012 tarihinde kabul kararı verildiği, davacının mahkememize açtığı dava tarihi ise 21/05/2012 olduğu, dava sebepsiz zenginleşme kurallarına dayalı açıldığına göre, ödemenin yapıldığı tarihte sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği, en son ödeme 06/05/2010 tarihinde yapıldığına göre bu tarihte zenginleşmenin gerçekleştiği, dolayısıyla zamanaşımının da bu tarihte işlemeye başladığı, davacının .......
Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez. Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda borçlunun borcunu anlaşmaya uygun bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun davranmazsa alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasını, değilse doğan zararının giderilmesini talep eder. Sebepsiz zenginleşmede ise sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi sözkonusudur. Sebepsiz zenginleşme alacaklıya 2.derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez....