Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 15/02/2018 tarih, 2017/4049 esas ve 2018/694 karar sayılı ilamı; ''...TTK.’nun 818. maddesi göndermesi nedeniyle aynı Kanun’un 732. maddesinde özel olarak düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanan sorumluluğu devam etmektedir. Bu halde bir yıllık süre, çeklerin gerçek keşide tarihlerine göre muhatap bankaya ibraz edilebilecekleri sürenin sonundan itibaren başlamaktadır. Eldeki menfi tespit davası 13.03.2014 tarihinde açılmış olup, dava tarihi itibariyle davacının sebepsiz zenginleşme sorumluluğu devam etmektedir. Bu sebeple davanın reddi sonuç itibariyle doğrudur. Ancak gerekçede yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasına ilişkin süre geçmeden ibrazın sağlandığı, başka bir deyişle sebepsiz zenginleşmeden doğan hakların dermeyan edildiği yönündeki saptama uygun değildir....

    CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde icra takibine konu kılınan bonoların borcuna karşılık davalı şirkete verildiğini açıkça kabul ettiğini, davacı-borçlunın borcunu icra takibi kesinleşmeden ödediği, davacının istirdat davası açmasının mümkün olmadığı, borçlunun takip konusu parayı ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine öderse, İİK m. 72' ye göre istirdat davası açamayacağı, borçlunun henüz itiraz etme imkanı bulunduğu bir dönemde yaptığı ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme olmadığı, bu halde borçlu, ancak borçlar kanununa göre sebepsiz zenginleşme davası açabileceği, dolayısıyla İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre açılan iş bu istirdat davasının reddinin gerektiği, davacı tarafın davalı tarafa borcunun olmadığı iddiasında olduğu beyanı ile davalı aleyhinde açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde icra takibine konu kılınan bonoların borcuna karşılık davalı şirkete verildiğini açıkça kabul ettiğini, davacı-borçlunın borcunu icra takibi kesinleşmeden ödediği, davacının istirdat davası açmasının mümkün olmadığı, borçlunun takip konusu parayı ödeme emrine itiraz süresi içinde icra dairesine öderse, İİK m. 72' ye göre istirdat davası açamayacağı, borçlunun henüz itiraz etme imkanı bulunduğu bir dönemde yaptığı ödeme, cebri icra tehdidi altında yapılmış bir ödeme olmadığı, bu halde borçlu, ancak borçlar kanununa göre sebepsiz zenginleşme davası açabileceği, dolayısıyla İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre açılan iş bu istirdat davasının reddinin gerektiği, davacı tarafın davalı tarafa borcunun olmadığı iddiasında olduğu beyanı ile davalı aleyhinde açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Alacakla birlikte dava hakkını takip borçla dava dışı şirketten temlik alan davacının istemi; İİK' nın 72. maddesi kapsamında istirdat değil, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemidir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; temlik sözleşmesiyle davacının dava hakkını kazanmış olduğu gözetilerek, sebepsiz zenginleşme hukuki nitelendirmesine göre inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilmesi ve dava açma süresinin dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir....

        ettiği paraları uhdesinde tutması karşısında davacının ödediği tutarları davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdatını istemesi karşısında açılan davanın ticari ilişkiden kaynaklı bir dava olmayıp TTK'nun 818.maddesi atfıyla çekler için de uygulanan ve poliçede sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732....

          Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen inceleme konusu karar, sebepsiz zenginleşme nedeniyle istirdat istemine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28/06/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Davalı vekili, davanın niteliği itibariyle sebepsiz zenginleşme davası olup 1 yıllık zaman aşımına tabi bulunduğunu, çekin keşide tarihinin 30/11/2008, ödeme tarihinin ise 05/12/2008 tarihi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemce, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davanın alacak davası niteliğinde olduğunun iddia edilmiş olmasına rağmen taraflar arasındaki temel ilişki ve dolayısıyla alacak iddiasının ispat edilemediği, davanın sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince de ... 644 ve devam maddelerinde yer alan 1 yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, dava haksız olarak ödendiği söylenen çek bedelinin istirdadı şeklinde nitelendirilmiş olup ... 644. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişitir....

              Bu halde borçlu ancak 6098 sayılı TBK'nun 77. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme davası açabilir. İstirdat davasının maddi hukuka ilişkin diğer şartı davacı borçlunun borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olmasıdır. Buna karşılık, 6098 sayılı TBK'nun 77. maddesine göre davada parayı hata ile kendisini borçlu sanıp ödemek zorunda kaldığını ispatla yükümlüdür. İstirdat davası 1 yıllık süre içerisinde açılabilir. Buradaki süre zamanaşımı değil hak düşürücü süre olup resen gözetilir. Dava açma süresi borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıldır. Bu süreyi geçiren borçlunun öğreti de kabul edilen bir görüşe göre (Baki Kuru-İcra İflas Hukuku El Kitabı,Kasım 2004- Sayfa 343) 6098 sayılı TBK'nun 77. maddesine göre sebepsiz zenginleşme davası açamayacağı yönündedir. Kanunda öngörülen hak düşürücü süreler zamanaşımının aksine kesilmesi veya durmasından söz edilemez....

              Hukuk Dairesi'nin 2018/2134-2019/1214 Esas ve Karar sayılı "davacı tarafça borçlu olmadığı halde ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığı paranın iadesinin talep edildiği, davanın icra takibi nedeniyle borçlu olmadığı bir paranın istirdatı istemine ilişkin olup, İİK'nın 72. m. düzenlenen istirdat davası niteliğinde olduğu, her ne kadar davacı tarafça davanın istirdat davası niteliğinde olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince açıldığı ileri sürülmüş ise de, istirdat davasının koşullarının oluştuğu durumlarda davaların sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı ve davaya istirdat davası olarak bakılması gerektiği, davanın da 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesine" ilişkin kararını onayan Yargıtay 11....

                yokken ödeme yapması durumunda yapılan bu ödemenin icra tehdidi altında gerçekleştiğinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı menfi tespit davası açma yahut çekin iptali davası açma imkanına sahipken bu imkanlarını kullanmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, icra takibi yapılmadan önce hatalı bir şekilde ödeme yapan davacının ödediği bu bedeli istirdat davası ile değil genel hükümlere göre sebepsiz zenginleşme davası yoluyla talep etmesi gerektiğini, ancak bu davadaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme davasına ilişkin olmayıp İİK m. 72 hükmüne göre istirdat davası kapsamında bedelin iadesi talebine ilişkin olduğunu, dolayısıyla davacı taleplerinin istirdat davası kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetilerek davanın usulen reddine karar verilmesi gerektiğini, Ayrıca müvekkilinin sorumlu tutulamayacağı bir ödeme sebebiyle faiz ödemeye mahkum edilmiş olmasının da hatalı olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiş olduğu halde ödeme...

                  UYAP Entegrasyonu