Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 3.7.1947 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1978 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon, yine 1985 yılında 2896 sayılı Kanuna göre yapılan ve 1987 yılında 3302 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 04.01.1992 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. 2010 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılacak kullanım kadastrosuna esas olmak üzere sayısallaştırma yöntemi ile mütabakat sınırları belirlenmiş ve kullanım kadastrosu yapılmıştır....
Maddesi Uyarınca Yapılan Sayısallaştırma İşlemine İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek 1. maddesi gereğince yapılan sayısallaştırma işlemi sırasında ......
Diğer taraftan, esasa ilişkin olarak ise; uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen ve yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir....
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, uygulama kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir sayısallaştırma hatasının yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uygulama kadastro çalışmaları sırasında hata yapılmadığı gerekçesiyle esasa yönelik istinaf talebinin reddine, dava konusu taşınmazlar hakkında komisyon kararına atfen tespit ve tescil hükmü kurulması gerekirken, taşınmazların uygulama kadastrosu tespiti gibi tespit ve tapuya tesciline karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin bu nedenle kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Sayısallaştırma İşlemine İtiraz İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek-1. maddesi gereğince yapılan sayısallaştırma işlemi sırasında Çiftlikköy İlçesi ......
Maddesi Uyarınca Yapılan Sayısallaştırma İşlemine İtiraz İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... ili ... ilçesinde 3402 sayılı Kanun'un Ek 1. maddesi uyarınca yapılan sayısallaştırma işlemi sırasında, ...., Köyü çalışma alanında ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan 101 ada 66 parsel sayılı 1.045,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 124 ada 4 parsel numarasıyla ve 848,06 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının uğradığını iddia ettiği zararda tapu sicil memurlarının herhangi bir hatası veya görevini ihmalinin söz konusu olmadığını, davada herhangi bir memurun hatalı işleminin söz konusu olmadığını, Kadastro Müdürlüğü Ek.1 maddesine göre yapılan çalışmada herhangi bir hataya rastlanılmadığını ve yüzölçümü farkının fotoğraflanan haritadaki deformasyona bağlı olarak ilk tesis kadastrosu arasında planimetre hesabından kaynaklandığının belirtildiğini, bu durumda herhangi bir memura atfedilecek bir kusur bulunmadığından TMK 1007. Madde şartlarının oluşmadığını, davacı tarafın maliki olduğu taşınmaz üzerinde yapılan kadastro çalışmalarından haberdar olmak ve yasal süresi içinde sayısallaştırma askı ilan cetveline karşı dava açmak durumunda olduğun, gerekli davanın açılmadığından EK 1....
Mardin Kadastro Mahkemesinin eldeki dava yönüyle görevli olduğu gözetilerek taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sayısallaştırma kadastrosunun usulüne uygun yöntemince yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, yapılan yargılama sonucunda sayısallaştırma kadastrosunun yöntemince yapıldığı ve yapılan işlemde bir hata bulunmadığı belirlendiği takdirde gerekli kararın verilmesi, yine sayısallaştırma kadastrosunda bir hata bulunmadığı ve yapılan yargılamaya göre davacının isteminin sayısallaştırma kadastrosuna yönelik değil, mülkiyete yönelik uyuşmazlık olduğu belirlendiği takdirde ise kadastro tutanağı kesinleşip sicil oluşan taşınmazlar hakkında Kadastro Mahkemesinin görevli olmayacağı gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceğinden, sayısallaştırma kadastrosunun doğru şekilde yapılıp yapılmadığına yönelik araştırma ve inceleme yapılması gerektiği" gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Madde uygulaması sırasında kadastro paftasındaki sınırların bire bir aynı alınmak suretiyle sayısallaştırması neticesinde taşınmazın miktarının 7439,14m² olarak hesaplandığı anlaşılmış olup, mahkemece yapılan keşif sonucu dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporuna göre de 290 parsel sayılı taşınmazın sınırlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığı, taşınmazın sayısallaştırma neticesinde köşe koordinatlarıyla yapılan yüzölçüm hesabından alanının 7439,14m² olarak hesaplandığı, sayısal köşe koordinatları ile oluşan krokiyle tesis kadastrosu sırasında oluşan parsel sınırlarının ve zeminin birbirine uyduğu, zeminde eylemli bir değişikliğin bulunmadığı, söz konusu hesap hatasının tesis kadastrosu sırasında planimetre ile yapılan yüzölçüm hesap hatasından kaynaklandığının rapor edildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu taşınmazın fiili sınırlarının değişmediği, yine ilk kadastro paftasındaki sınırlar ile sayısallaştırma sonucu oluşan sınırların birebir aynı olduğu görülmüş olup, ilk derece mahkemesince...
Kanun'un Ek 1 inci maddesi uyarınca yapılan sayısallaştırma işlemi sırasında, tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 252 parsel ... 355 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 12897 ada 35 parsel numarasıyla 283,32 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 359 parsel ... 8.415 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, 12897 ada 7 parsel numarasıyla 8.376,34 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ... dava dilekçesinde; sayısallaştırma çalışmaları sırasında kendisine ait eski 252 parsel ... taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ileri sürerek, taşınmazının yüzölçümünün eski yüzölçümü gibi düzeltilmesi istemiyle Kadastro Müdürlüğü aleyhine dava açmış ve dahili davalılar yargılama sırasında ... ve müşterekleri ile Hazine davaya dahil edilmiştir....