ın paydaş olduğu, edinme sebebinin 09.09.1958 tarihli ipka – toplu veri sayısallaştırma işlemi olduğu, ayrıca anılan parselde dava dışı paydaşlar M...A..oğulları H... ve H... O...'ın edinme sebeplerinin ise 09.09.1958 tarihli satış işlemi olduğu, 1321 ve 1498 parsel sayılı taşınmazların yine Hasan oğlu D... Y... adına senetsizden tespit gördüğü, tespite itiraz davası açıldığı ve anılan davada Hasan oğlu M... Y... adına tespit ve tescile karar verildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, dava konusu 779, 1084, 1157 ve 1509 parsel sayılı taşınmazlarda Hasan oğlu M... Y...'ın ve 1157 parsel sayılı ltaşınmazda dava dışı paydaşların edimine esas belgelerin ilgili merciinden getirtilmesi, Hasan oğlu D... Y... adında nüfusa kayıtlı kişi ya da kişilerin bulunup bulunmadığı hususunun ilgili nüfus müdürlüğünden sorulması, 1321 ve 1498 sayılı parsellerin Hasan oğlu D...Y...adına tespit görmüş olmasına rağmen tespite itiraz davası sonucunda Hasan oğlu M......
Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 1. maddesi gereğince yapılan sayısallaştırma işlemi nedeni ile taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir....
Köyü 1414 parsel ... taşınmaz 486.750 m2 yüz ölçümüyle orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, yapılan tespit 15.02.1994-17.03.1994 tarihleri arasında yapılan askı ilan neticesinde itirazsız olarak 18.03.1994 tarihinde kesinleşmiştir. 2017 yılında yapılan Ek-1 sayısallaştırma çalışmalarında dava konusu taşınmaz 443.932 m2 yüzölçümü ve 140 ada 206 parsel numarasıyla tespit edilmiş, tespit 09.02.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Davacılar ... ile ... Asim Kırmızı dava dilekçesinde, muris babalarının vefatından sonra Karadağ denilen alanın tapu sicil kaydının olmadığını fark ettiklerini, bu alanın eski 1414 yeni 140 ada 206 parsel adı altında orman olduğunu gördüklerini, bahse konu alanın orman olmadığını belirterek taşınmazın tapu kaydının iptali talepli dava açmışladır. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "Kadastro Müdürlüğünce 1951 yılında yapılan ve kesinleşen kadastro çalışmasında üretilen 1/500 ölçekli grafik paftada yer alan 1224, 1225, 1226, 1227 ve 1228 nolu parsellerin dava konusu sonradan idari tescil sınırının kesinleşen bu sınıra uyması gerektiği, ancak gerek idari tescil sınırının ve gerekse de 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltmedeki sınırın yapılan ölçü ve sayısallaştırma koordinatları ile uymadığı, yapılan ölçümlerin koordinatlandırılması neticesinde 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin koordinatlarında dava konusu 1536 nolu parsel ile 1224, 1225 ve 1226 nolu parseller arasında oluşturulan boşluğun olmadığı, 3402 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi uyarınca yapılan düzelmedeki köşe koordinatları ile taraflarınca tespit edilen köşe koordinatları arasında f noktasında 1,95-mt, 16 nolu noktada 1,30-mt, 17 nolu noktada 0,95-mt...
incelenerek raporda değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca orman kadastro haritası ile orman kadastro tutanakları arasında uyumsuzluk olması halinde, tutanaktaki durumun esas alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın orman olup zilyetlikle kazanılabilecek taşınmazlardan olmadığını, davacı tarafın usulüne uygun yapılmış ve kesinleşmiş bir orman kadastrosu olmadığı yönündeki itirazlarının hukuki dayanaktan yoksun yersiz ve mesnetsiz olduğunu, usul ve yasaya uygun şekilde orman kadastrosu yapılmış olduğunu, davacının orman kadastrosunu duymadığı yönündeki iddialarının ise maddi gerçekten uzak olup hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, davacının mülkiyet hakkına ve tapu siciline güven ilkesine aykırılık bulunduğu yönündeki itirazlarının da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ve bilirkişilerin aleyhe olan beyanlarına itibar edilmemesi ve hükme esas alınmaması gerektiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması amacıyla istinaf yoluna başvurma...
Kullanım kadastrosu olarak nitelenen, 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. O halde kullanım kadastrosu yapılan alanda, tespitin yapıldığı tarih itibarı ile fiilen zilyet olan, başka bir ifade ile tespit tarihi itibariyle ekonomik amacına uygun şekilde taşınmazdan faydalanan kişilerin taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde kullanıcı olarak belirtileceği kuşkusuzdur....
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 1981 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2018 tarihinde ilan edilip kesinleşen 6831 sayılı kanununun ilgili maddesi uyarınca keşinleşen aplikasyon ve 2/B madde çalışmaları bulunmaktadır. 1977 yılında yapılan genel arazi kadastrosu çalışmaları ve 2018 yılında 3402 sayılı yasa uyarınca yapılan 22/A çalışmaları vardır....
Her ne kadar davacılar vekilince olağanüstü zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanma koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın tescil davası olduğu öne sürülmüş ise de dava dilekçesindeki ve yargılama sırasındaki anlatımlardan, usulünce açılmış bir tescil davası bulunmadığı, Hazine'ye husumet yöneltilmesinin davayı tescil davasına dönüştürmeyeceği, Görümlü Köyü Deresor mevkii 966, 970, 977, 978, 980, 992, 993, 996, 997 ve 998 parsel sayılı taşınmazların paftalarında kesinleşen kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosu sırasında sayısal kaydırma yapıldığı iddia olunmuş ise de davanın bu hukuki nedene dayanmadığı, davanın bahsi geçen taşınmazların irsen intikal, tapu ve vergi kaydı nedeniyle davacıların zilyet ve tasarruflarında olduğu hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, bir an için davanın tespit sonrası sayısal kaydırma nedenine dayalı olduğu kabul edilse dahi bahsi geçen parseller hakkında orman kadastrosu sırasında işlem yapılmamış olduğu, talebin paftanın düzeltilmesine...
bulunduğu; arazi kadastrosu ile oluşan 13 (uygulama kadastrosu ile 116 ada 3), 164 (uygulama kadastrosu ile 139), 36 (uygulama kadastrosu ile 103 ada 5), 359 (uygulama kadastrosu ile 103 ada 32), 358 (uygulama kadastrosu ile 103 ada 31), 75 (uygulama kadastrosu ile 159 ada 2), 339 (uygulama kadastrosu ile 106 ada 7), 338 (uygulama kadastrosu ile 106 ada 8), 249 (uygulama kadastrosu ile 162 ada 3), 336 (uygulama kadastrosu ile 162 ada 5), 245 (uygulama kadastrosu ile 163 ada 1), 340 (uygulama kadastrosu ile 164 ada 1), 244 (uygulama kadastrosu ile 106 ada 6) parsellerin bir kısmının orman parseli ile kısmen bir kısmının ise tamamen mükerrer olduğu; bu alanların toplam yüzölçümünün 159.672,64 m2 olduğu; Uygulama kadastrosu ile hesaplanan alan + 2/B uygulaması ile ayrılan kısmın alan + arazi kadastrosu ile oluşturulan parsellerle mükerrer olan alan= 1.404.772,83 + 345.060,18 + 159.672,64=1.909.505.64 m2 olduğu; bu alanın kaba ölçü ve hesap hataları düzeltildikten sonra bulunan 1.885.621,32...
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacıların davasının reddine, çekişmeli 161 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 51), 162 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 50), 163 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 42), 164 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 43), 165 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 48), 166 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 49), 168 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 45), 249 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 47), 250 (güncelleme kadastrosu ile 102 ada 46) parsellerin güncelleme kadastrosundaki tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ......