Buna göre, alacaklı tarafından yasal 6 aylık süre içerisinde satış istendiği, her ne kadar satış avansı olarak bir tahsilat mevcut değil ise de; sonuç olarak talebin icra müdürlüğünce satış talebi olarak kabul edildiği ve aynı kararda masraf talep edilmediği haliyle, süresi içerisinde satış talep edildiği ve mevcut avansın yeterli görülmesi nedeniyle geçerli bir satış talebinin mevcut olduğunun kabulü zorunlu olduğundan, davacı borçlunun istinafında isabet bulunamamaktadır....
Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesi gerekir. Somut olayda; borçlulardan ...'e satış ilanı 23.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayete konu ihalenin ise 26.01.2015 tarihinde yapıldığı görülmüştür. Buna göre satış ilanının tebliğ tarihi ile satış arasında bulunan üç günlük süre makul bir süre olmadığından, satış ilanının ihaleden önce usulüne uygun olarak tebliği koşulunun gerçekleştiğinden bahsedilemez. O halde, mahkemece, açıklanan nedenle istemin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlulara kıymet takdirine ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı belirlenmiş. Bu durumda borçlular kendilerine gönderilen satış ilanı tebliği ile kıymet takdirine ilişkin yapılan işlemleri öğrenmiş sayılırlar....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık satışa konu taşınmazın satış bedelinde indirim yapılıp yapılmadığı ve satış bedelinin tamamının davacı alıcı tarafından ödenip ödenmediği hususundadır. Dava konusu taşınmazın tapuda satışına esas tapu sicil müdürlüğünce düzenlenen 09.09.2009 tarihli resmi senette satış bedeli olarak 13.500 TL'nin davacı tarafından davalıya ödendiği belirtilmiş ise de, taraflarında kabulünde olan satış bedelinin ödenmesine teminat olmak üzere düzenlenen ve iptal edilmeyen 02.03.2010 vade tarihli senet itibariyle, satış bedeli ödenmeden verilen teminat senedine dayalı olarak davacıya tapuda devrin yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca TMK.’nun 6. maddesi ve HUMK.’nun hükümleri gereğince, taraflarca 15.000 TL olarak kararlaştırılan dava konusu taşınmazın satış bedelinde indirim yapıldığı ve satış bedeline mahsuben ödenen 5.500 TL dışında kalan bedelin davalıya ödendiği hususunda ispat yükü davacı tarafa aittir....
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin davacı tarafından davalıya ödenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213.maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 (önceki Medeni Kanun 634) ve Noterlik Kanununun 89.madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini istiyebilir....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hüküm sonucunun 2. bendinden ...,... parsel kayıtlı bölümündeki taşınmazda ortaklığının satış suretiyle giderilmesine, ” ibareleri çıkarılarak yerine ...,... parsel sayılı taşınmazda bulunan A blok 6 No'lu bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satışın genel açık arttırma usulü ile yapılmasına," ibarelerinin yazılmasına, hüküm sonucunun 4. bendi çıkarılarak yerine 4. bent olarak "Satış bedeli üzerinden binde 11.38 oranında harç alınmasına, harcın taraflardan satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda alınmasına,” ibarelerinin eklenmesine, hükmün HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün 2. bendindeki "satışın" sözcüğünden sonra "genel" sözcüğünün yazılmasına, hükmün 3. bendindeki "payları oranında" sözcüklerinin çıkartılarak yerine "satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün 4. bendindeki "payları oranında" sözcüklerinin çıkartılarak yerine "satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün 5. bendindeki "payları oranında" sözcüklerinin çıkartılarak yerine "satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün 6. bendindeki "payları oranında" sözcüklerinin çıkartılarak yerine "satış bedelinin dağıtılmasındaki oranlarda" sözcüklerinin yazılmasına, hükmün HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a ait 11 no'lu parseldeki binanın davacı tarafından yapıldığını, taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucu satıldığını, satış bedeline muhtesat bedelinin de dahil edildiğini, muhtesat bedelinin davacıya ait olması gerektiği beyanla sebepsiz zenginleşen davalılardan 22.388.00 TL alacağın tahsili talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile., dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın, davacı tarafından yapıldığını ancak, binayı yaparken muvafakat alınmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi dava dosyasında davanın kabulü sonucu yapılan satış ile taşınmaz üzerindeki bina ile birlikte toplam 116.800,00 TL bedelle ... ve ... ...'e satıldığı satış bedelinin tamamı satış dosyasına yatırıldığı, hissedarların paylarına göre satış bedelinin paydaşlara ödendiği anlaşılmaktadır....
Davacının adına kayıtlı bulunan taşınmazları satmak üzere 13.1.2003 tarihinde davalıya vekaletname verdiği, davalının bu vekaletnameye dayanarak 16.1.2003 tarihinde taşımazları 3.şahıslara toplam 55.000.00 YTL bedel göstererek resmi satış yaptığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı, taşınmazların 73.000 dolara satıldığının, satış bedelinin kendisine ödendiğini, satış bedelinin 55.000.00 YTL'sini elden davacıya ödediğini 49.000 doları ise banka havalesi yoluyla davacıya gönderidiğini savunmuş, davacı cevaba cevap dilekçesinde kendine elden 55.000 YTL ödeme yapılmadığını, satış bedeline karşılık davalının sadece 49.000.00 dolar ödediğini bildirmiştir....
Satışına karar verilen taşınmaz; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir....
Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2016/15 Satış dosyasından dava konusu taşınmazın 04/01/2019 tarihinde 218.700,00 TL bedelle davalıya ihale edildiğini, satış dosyasında müvekkiline yapılması zorunlu tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, satış ilanının müvekkili asile yapılmasının usulsüz olduğunu, ihalenin normal şartlarda yapılmadığını, müvekkilinin zarara uğratıldığını, satış kararın ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmasına karar verildiğini ancak mahkeme divanhanesine asılmasına ilişkin bir tutanağın mevcut olmadığını, tapu kaydında haciz şerhi bulunan alacaklıların tamamına tebligatın yapılmadığından ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....