Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, ipotek bedeli altında satışa muvafakatin en geç satış tarihine kadar verilmesi gerekip borçlunun rızaen satış hususunda yetki alabilmesi için kıymet takdirinin tebliğinin şart olduğunu, satış ilanı tebliğinin ona bu hakkı vermeyeceğini, bankanın muvafakatinin 09/12/2022 tarihi olup satış tarihinin 23/11/2022 tarihi olduğunu, ilgili bankanın satış tarihi olan 23/11/2022 tarihinden önce ipotek bedeli altında satışa muvafakati olmadığının açık ve sabit olduğunu, ipotek alacaklısının ipotekli taşınmazın satışına ilişkin muvafakati en geç satış tarihinden önce dosya arasında olması gerektiğini, bu durumun ihaleye katılımı etkileyen bir unsur olup barka alacağının 10 milyon TL olduğunun iddia ve beyan etmekte iken 10 milyon TL'lik rüçhanlı alacağın muvafakatinin olup olmadığının bilinmeksizin ihaleye katılmanın hukuki öngörülebilirliğini sıfıra indirdiğini, dava açmakta hukuki yararlarının ve fiili hayatta zararlarının olduğunun aşikar...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2006 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine, karşı davanın kabulüne dair verilen 24.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 28.08.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili istemine ilişkindir. Karşı davada ise; satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı iddiasına dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 28.08.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir....

    Menkul satışlarında, satış isteyen alacaklıya ya da borçluya satış ilanı tebliği zorunlu değildir ve satış kararında da tebliğe karar verilmediğine göre, adı geçenlere satış ilanın tebliğ edilmemesi ihalenin feshi sonucunu doğurmayacağından, mahkemenin bu yöne ilişkin fesih nedeni de yerinde görülmemiştir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      KARAR Davacı, davalı ... 13.09.1995 tarihli gayrimenkul satış vaadi Sözleşmesi ile sahibi bulunduğu taşınmazını, davalının hileleri sonucunda sattığını, hile ile imzalatılan sözleşmenin geçerli olmadığını ileri sürerek geçerli olmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir. Davalı, davanın hükmen tescil davasını geciktirmeye matuf olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin bu davadan önce Ümraniye 2.Asliye Hukuk Hakimliği'nin, 2002/965(2007/25) esas sayılı dosyasıyla, 5.11.2001 tarihinde taraflardan Nizamettin tarafından Sebahattin aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayanarak tescil davası açılmıştır....

        KARAR Davacı, mülkiyeti davalıya ait olan ikinci el aracı 22.03.2011 tarihli noter satış sözleşmesi ve 21.900,00 TL bedel ile satın aldığını, daha sonradan aracın pert kaydının olduğunu öğrendiğini ileri sürerek araç satış sözleşmesinin iptali ile ödemiş olduğu satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı ikinci el araç satış sözleşmesinin iptali ile satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

          Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmezse takip düşer" hükmü yer almaktadır. Öte yandan, İİK'nun 59. maddesine göre alacaklı, yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını avans olarak peşinen öder. Bu durumda satış talebinin geçerli olabilmesi için satış talebi ile birlikte bir miktar avansın da yatırılması gerekir. Satış avansının yatırıldığı tarihte istem geçerli olacağından, satış talebi, satış avansının yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda, icra emri borçlulara 23.06.2014 ve 24.06.2014 tarihlerinde tebliğ edilmiş olup, alacaklı tarafından 06.03.2015 tarihinde satış talebinde bulunulmuş ise de, bir miktar da olsa avans yatırılmadığından satış talebi geçerli değildir....

            İİK'nun 110. maddesinde ise; kanuni müddet içinde satış talep edilmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme kapsamında, icra müdürlüğünden hacizli malın satışının süresinde istenmesi yeterli olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerekmez. Bir başka anlatımla, icra müdürlüğü, kıymet takdirinin yapılmamış olması yada bir başka sebeple satış talebini reddedemez. Somut olayda, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun aracına 23.06.2015 tarihinde haciz konulduğu,alacaklının 17.12.2015 tarihinde süresinde satış talep ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklı tarafından süresinde satış istenmiş olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığı ya da kıymet takdirinin yapılmamış olması sonucu etkilemez....

              Dairemizin süreklilik kazanan yerleşik uygulamalarında açıklandığı üzere, İİK'nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, icra müdürlüğünce satış ilanın ilgililere tebliğine karar verilmesi halinde, satış ilanın tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi ihalenin feshi sebebidir. Somut olayda, ihaleye ilişkin olarak icra müdürlüğünce alınan 04.06.2015 tarihli satış kararında; yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere bilgi amaçlı gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. Bu durumda satış ilanının ihaleden makul bir süre önce borçlulara usulüne uygun olarak tebliği zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Av. ...'nun borçlu şirket vekili olarak kıymet taktirine itiraz ettiği, kıymet taktirine itiraz sonucu ......

                Davacının satış ilanında taşınmazın niteliklerinde hataya düşüldüğü itirazının değerlendirilmesinde; satış ilanın incelenmesinde taşınmazın niteliklerinin tapu kaydı uyarınca eksiksiz yazıldığı, satış ilanın davacıya 09/07/2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği ancak satış ilanına karşı şikayet yoluna başvurulmadığı, satış ilanın bu haliyle kesinleşerek ihalenin satış ilanında belirtilen şartlarda yapıldığı anlaşılmakla davacının bu yöndeki itirazları ve dava dilekçesinde borcun doğumuna ilişkin itirazlarının ihalenin feshini gerektirmeyeceği görülmüştür. Davacının iddia ettiği sebeplerin ihalenin feshini gerektirmeyeceği, ihalenin İİK'nunda belirtilen usul ve esaslara uygun yapıldığının kabulü ile davanın reddine, davacının ihale bedeli olan 222.000,00- TL'nin %10'u oranında para cezasıyla cezalandırılmasına " dair karar verildiği görülmüştür....

                Daha önceki bozma ilamımızda, Fon Kurulunun davanın dayanağı olan satış vaadi sözleşmesinin 01.03.2007 tarihli ve 93 sayılı kararıyla Fon yönünden geçersiz sayılmasına ve satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkinine dair vermiş olduğu kararların iptali için davacının idare mahkemesinde açtığı davanın reddine karar verildiği ve kararın Danıştay’ca onanarak kesinleşmesi nedeniyle davaya konu satış vaadi sözleşmesinin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğu hususunun kesinleşmiş yargı kararlarıyla belirlendiği, Ayrıca, satış vaadine konu taşınmazın mülkiyetinin davacı şirket üzerine geçirilmesi halinde TMSF’nin dava konusu taşınmaz üzerinden alacağını elde etme olanağının kalmayacağı, bu durumda daha önceki bozma ilamımızda yer verilen “Fon Kurulunun satış vaadi sözleşmesinin geçersiz sayılmasına ve satış vaadi şerhinin terkinine ilişkin kararı ile bu kararların iptali için idare mahkemesinde açılan davanın reddine ve ret kararının onanmasına ilişkin Danıştay...

                  UYAP Entegrasyonu