Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Davalı ..., noterden düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı ...dan 18.700,00 TL karşılığında satın aldığını, yine düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...'a 22.000,00 TL karşılığında sattığını bildirmiştir. Mahkemece, davalı ...'ın 08/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı davalı...'a sattığı, bu davanın ise 24/09/2013 tarihinde açıldığı belirtilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kişisel hak mahiyetinde olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapu siciline şerh edilmediği sürece 3. kişiler açısından ayni etkinlik ve aleniyet kazanmaz....

      Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete} } konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaad etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....

        Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08/11/2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil, davalı ... ve davalı ... arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptali, davalı ... lehine verilen satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/10/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, sonraki tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptali, satış vaadi sözleşmesi şerhinin terkini istemlerine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ...'...

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi; satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin 1.000.000.000.- TL. olduğu gerekçesiyle, Sulh Hukuk Mahkemesi de; taşınmazın dava tarihi itibarı ile değerinin esas alınacağını gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Dosya kapsamından, dava dayanağı 06.11.1996 günlü ... Noterliğince düzenlenmiş, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taşınmaz satış bedelinin 1.000.000.000.-TL. olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmeleri mülkiyeti geçirim borcunu doğuran akitlerden (T.M.Y.'...

            Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde “vaat alacaklısı” ilerde taşınmaz mülkiyeti kendisine devredilecek olan gerçek, tüzel kişi veya kişilerdir. Vaat borçlusu ise taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde ileride yapılacak asıl sözleşme ile sözleşme konusu taşınmazın zilyetlik ve mülkiyetini “vaat alacaklısına” devredecek olan gerçek veya tüzel kişi yada kişilerdir....

              den gelen ve satış vaadi sözleşmesine konu edilen payı dışında tapulama ile 09.11.1968 tarihinde adına tescil edilen 3 /27 payının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece sadece satış vaadi sözleşmesine konu olan murisi ........'den kendisine intikal eden pay belirlenerek bu payın değeri üzerinden hesaplanacak tazminatın tahsiline karar vermekle yetinilmesi gerekirken satış vaadi borçlusu ............'in satış vaadi sözleşmesine konu olmayan payının bedelini de içerir şekilde tazminatın tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

                a, ... da 15.02.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacı ...'a satmayı vaat etmiştir. Davacı ...'in dayandığı satış vaadi sözleşmesi ise 10.05.2005 günü düzenlenmiştir. Her iki davacının dayandığı sözleşmeler geçerli olup, geçerliliklerini de yitirmemişlerdir. Bu nedenle, birden çok kişilere satış vaadinde bulunulması halinde geçersiz olmadıkça veya münfesih hale gelmedikçe eski tarihli sözleşmeye değer verilmelidir. Davacı ...'ın dayandığı satış vaadi sözleşmesinin önceki tarihi taşıması nedeniyle üstünlük tanınarak tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekir. Mahkemece, davacı ...'ın tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle ikinci kademedeki isteminin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılar ... ve ...'den alınarak davacı ...'...

                  Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacının da kabulünde olduğu şekilde, ... kaydındaki satış vaadi şerhi, 5 yıllık süre geçtikten sonra satış vaadi borçlusu ve taşınmaz maliki davalı ...’nin talebi üzerine 12.04.2010 tarihinde terkin edilmiştir. Satış vaadi şerhinin terkininden sonra ise, davalı ... vekili ... tarafından sözleşmeye konu payla birlikte taşınmazın toplam 1/2 hissesi 14.04.2010 tarihinde davalı ...’a satılmıştır. Davalı ... satış vaadi sözleşmesine konu payı satış vaadi şerhi ile yükümlü olarak almamış ve bu kişinin kötüniyetli olduğu, taşınmazı muvaazalı olarak devraldığı da ispat edilemediğinden bu davalı hakkındaki mülkiyet aktarımına ilişkin isteminin reddi yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Davacı, davada ikinci kademedeki istek olarak bedel ödetilmesini de dava konusu yaptığından, davacının bu talebi; incelenip olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmalıdır. Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır....

                    Elbirliği maliklerinin payları, muhtelif tarihli satış vaadi sözleşmeleri yapılarak paydaşlardan ve davalılardan olan ... ...’e satış vaadinde bulunulmuştur. Tüm elbirliği maliklerinin paylarının, paydaşlardan ... ...’e satışının vaadi hüküm ve sonuç meydana getirir. Çünkü satış, taşınmazların elbirliği malikleri arasında yapılmıştır. 11.11.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle paydaşlardan ... ...’in kendi payını ve diğer elbirliği maliklerinin payını, birleşen davanın davacılarına satışının vaadi de hüküm ve sonuç meydana getirecektir. Dolayısı ile mahkemenin, birleşen davanın davacılarının dayandığı 11.11.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesine değer tanıması yasaya uygundur. Davalıların zamanaşımına ilişkin temyizlerine gelince; Bir tanımlama yapmak gerekirse zamanaşımı, kanunda belirtilmiş olan süresi içinde talep ve dava edilmemiş olan alacakların özüne dokunmamakla beraber “dava edilebilme vasfını kaybetmesi” sonucunu doğuran bir süre geçimidir....

                      UYAP Entegrasyonu