"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, murisinin davalı ...'e verdiği vekalet ile taşınmazlarının satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalıya satışının yapıldığını, muvazaalı satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğundan bahisle iptali isteği ile bu davayı açmış olup, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/245 esas sayılı dosyasında bu sözleşmeye dayanılarak ferağa icbar davasının açıldığı ve derdest olduğu anlaşılmaktadır....
Noterliğinin 21/08/1978 tarih ve 20135 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir....
Davalılar, ikametgahlarının ... olduğunu,yine dava konusu araca ilişkin noter satış sözleşmesinin ...’da yapıldığını belirterek yetki itirazında bulunmuşlar,esas yönünden de davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece satış sözleşmesinin feshi ve alacak davasında; yetki itirazının kabulüne;mahkemenin yetkisizliğine, ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğuna, karar kesinleştiğinde bu dava yönünden dosyanın yetkili ......
Davalı ... tevhit sonucu oluşan 5871 parsel sayılı taşınmazı satış vaadi sözleşmesi nedeniyle bedelsiz olarak davacıya devrettiğini savunmuş ise de ; Hukuk Usulü Muhakemelerinin 290. maddesi uyarınca senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ancak senet ile ... edilebileceğinden bu savunmasına itibar edilemez. Davalı ... satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği 28.9.1998 tarihinde 2675 parsel sayılı taşınmazın 808/864 payının sahibi olduğundan satış vaadi sözleşmesi ile bu payının % 60’ının satışını vaad ettiğinin kabulü gerekir. Mahkemece, 2765 parsel sayılı taşınmazın tamamının % 60 ‘ının satışının vaad edildiği kabul edilerek, davalı adına kayıtlı ve imar ve tevhit sonucu oluşan 5868 parsel sayılı taşınmazın 9173.44 metrekarelik kısmına isabet eden payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi bu nedenle doğru değildir....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescilin mümkün olup olmadığı mümkün olmadığı takdirde zilyetliğe dayalı tescil o da mümkün değilse satış vaadi sözleşmesi gereğince ödenen bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin borçluları iştirak halinde malik olduklarından söz edilerek ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.03.2014 ve 08.04.2014 gününde verilen dilekçeler ile asıl dava da satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 30.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, sözleşmenin iptali isteğinin reddine karar verilmiştir....
Olayda; davalı gümrük idaresince, beyan edilen kıymetin gerçek satış bedeli olup olmadığının saptanması amacıyla kıymet araştırmasına gidilerek, davacıdan satış sözleşmesinin ibrazının istemesinde yukarıda anılan hükümlere aykırılık söz konusu değilse de; faturada yazılı bilgilere dayanılarak da kıymet araştırmasına gidilebileceği açık olup, yalnızca satış sözleşmesinin ibraz edilmemiş olması satış bedeli yöntemi atlanarak ikinci yönteme geçilmesi için tek başına yeterli bir neden olarak görülmemiştir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 17.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vaad borçlusu, satış vaadi sözleşmesinin alacağın teminatı olmak üzere yapıldığını ve geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Yargılamalar sırasında ..., satış vaadi sözleşmesinin kendisine ait borcun teminatını teşkil etmek üzere düzenlendiğini ileri sürerek davaya müdahil olarak katılmış , satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile davanın reddini istemiştir. Mahkemece, müdahale talebinin reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ile müdahil temyiz etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen tutarın iadesi istemine ilişkindir. Tüketici mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmî şekil şartlarına uyulmadığı için geçersiz olduğu, 4077 sayılı Kanunun uygulanma olanağının bulunmadığı, davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye hukuk mahkemesi tarafından ise, devre mülk satış sözleşmesinin resmî şekilde düzenlenmesinin gerekli olmadığı, şekil şartlarına uyulup uyulmadığının tüketici mahkemesince tartışılması gerektiği, uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile sözleşmeden kaynaklaı borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekil şartlarına uyuşmadığı için geçersiz olduğunu,4077 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığını,davanın bu haliyle Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmesinin gerekli olmadığını,şekil şartlarına uyulup uyulmadığının Tüketiciz Mahkemesince tartışılması gerektiğini,uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....