Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

      Noterliği'nin 12.06.2008 tarih ve 7918 yevmiye nolu Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası açıldığı, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 03.02.2015 tarih ve 2013/194 Esas, 2015/25 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne " ... ili ... ilçesi ... Köyü, 1937 parseldeki 1/3 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline" karar verildiği, kararın 07.05.2015 tarihinde kesinleştiği, 21.12.2016 tarihinde taşınmazların davacı-3.kişi adına tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır. Tapu Kanunu'nun 26. maddesi ve TMK'nun 1009. maddesi uyarınca kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi lehine satış vadedilen şahıs adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz....

        Buradaki şekil şartı ispat değil, bir geçerlilik şartı olup, resmî şekle uyulmadan yapılan sözleşme kesin hükümsüzlük yaptırımı ile karşılaşacak ise de, 30.09.1988 gün ve 1987/2 E., 1988/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile buna istisna getirilmiştir ve harici satış sözleşmesinin alıcısı konumunda olan kişinin tescil isteminin kabul edilebilmesi için ; 1. Satışa konu taşınmazın Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi olarak yapılması, 2. Alıcının edimlerini yerine getirmiş olması, 3. Satıcının bağımsız bölümü teslim etmiş olması, 4. Satıcının tescile yanaşmaması, Koşullarının var olması gerektiği kabul edilmiştir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın davacıya teslim edilmediği ve yıukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mülkiyetin nakli koşullarının yerine gelmediği anlaşılmakla mülkiyetin nakline yönelik istemin reddinde bir yanılgı bulunmamaktadır....

        Mahkemece, Davanın KABULÜNE, 14/12/2013 tarih 12853 nolu devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile, 11.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 14.12.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 14.12.2013 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, 6502 sayılı Kanunun 50/9. maddesi hükmü çerçevesinde cayma hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Mahkemece, TMK'nin 705. maddesinde mülkiyetin tescilden önce kazanılma hallerinin sınırlı olarak belirtildiği ve bunlar arasında pazarlık usulüyle satışın bulunmadığı, somut olayda ise 07.02.1997 tarihinde yapılan ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 50. maddesinde belirtilen pazarlık usulüyle yapılmış olup tapuda devir işlemi yapılmadığından mülkiyetin davacı alıcıya geçmediği, taraflar arasındaki satış işleminin mülkiyetin devri için kişisel hak doğurmakta ise de bu hakkın on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup dava tarihi itibariyle sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Somut olayda davacılar, davaya konu 142 ada 33 parsel sayılı taşınmazı 07.02.1997 tarihinde davalı belediyeden pazarlık usulü ile bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/908 Esas KARAR NO : 2021/353 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/08/2018 KARAR TARİHİ : 06/04/2021 Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalının Direkt Satış Noktası Sözleşmesinin 7. maddesi hilafına, davacının yazılı onayını almadan satış mahalini sözleşmeye aykırı olarak terk ettiğini, bu durumun Antalya ... Sulh Hukuk Mahkemesinin ... D....

              Bundan ayrı, dava dilekçesinde davacı tarafından aynı mahkemede mülkiyetin tespiti istemiyle açıldığı bildirilen (ve taraflarca da delil olarak dayanılan) 2009/299 E. sayılı davaya ilişkin olarak UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden temin edilen 25/12/2015 tarihli ve 2009/299 E. 2015/741 K. sayılı ilamda; davacının, davalılar Kemal ve Nevin aleyhine aynı bağımsız bölümler hakkında açmış olduğu mülkiyetin tespiti ve tescil davasının, hukuki yarar yokluğu nedeni ile karar verildiği, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesince verilen 24/10/2019 tarihli ve 2016/8415 E. 2019/4440 K. sayılı ilamla; davacı tarafın talebinin, yalnızca tespit talebi olmayıp tapu iptali ve tescil istemini içerdiği gerekçesiyle, bozulduğu anlaşılmaktadır....

                , sözleşme, sözleşmeyi yapan taraflar açısından hüküm doğuracağından, satış vaadi sözleşmesinin müvekkil ve davacılar açısından bağlayıcılığının olmadığını, taşınmazı hile ile kendi üzerine geçirdiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili, dava konusu taşınmazı satış vaadi sözleşmesinin davacılar babası ile kendi babası arasında yapıldığı, tarafları bağlamayacağı düşüncesiyle tüm hissedarlara para vererek satın aldığını, davacıların, müvekkilinin davöa konusu taşınmazı üzerine geçirdiğini tesadüfen öğrendikleri iddiasının doğru olmadığını, dava konusu taşınmazı satın almadan önce davacılara taşınmazı beraberce satın almayı teklif etmesine rağmen, davacıların buna yanaşmadığını, davanın zamanaşımına uğradığnı, satış vaadi sözleşmesi, BK 146.madde uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, satış vadi sözleşmesinin zamanaşımına uğrayarak hükmünü yitirmiş olduğundan, müvekkil satış vaadi sözleşmesinden bağımsız olarak dava konusu taşınmazı satın aldığını, dava konusu...

                Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

                UYAP Entegrasyonu