Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

Konut Yapı Kooperatifi ile diğer iştirak hâlindeki hissedarların da davaya katılması gerektiğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını, her halükarda satış vaadi sözleşme tarihindeki imar durumu üzerinden hesap yapılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08.07.2019 tarih ve 2017/581 Esas, 2019/316 Karar sayılı kararı, usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalı avukatının bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurusunun, 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE" karar verilmiştir. Gerekçesinde; ''....Toplanan delillere gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı kalmamış olup, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde davalı murisi ...’nın payının satışı vadedilmiş değildir. Doğrudan inşa edilecek binada ...’nın payına düşecek dairenin satışı vadedilmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/11/2022 NUMARASI : 2013/638 ESAS, 2022/300 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) olmadı Tazminat KARAR : Bafra 3....

    Dava tarihi itibari ile yürülükte olan 6098.Sayılı Yasa 179. maddesinde '' bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilememesi durumu için bir cezai şart kararlaştırılmışsa aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcu ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir'' hükmü bulunmaktadır. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler....

    Dava tarihi itibari ile yürülükte olan 6098.Sayılı Yasa 179. maddesinde '' bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilememesi durumu için bir cezai şart kararlaştırılmışsa aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcu ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir'' hükmü bulunmaktadır. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler....

    Davacının tarafı haline geldiği 04/04/2019 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin "Birim Satış Fiyatı ve Tedarik Tarihleri" başlıklı 10.maddesinde birim satış fiyatının 0,417 TL/ kWh olarak kararlaştırıldığı ve tüketim noktalarının ..., ..., ... abone nolu adresler olarak belirlendiği, yine davacının taraf haline geldiği 02/12/2020 tarihli "ek protokol-1 başlıklı sözleşmede Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin süresinin satış bilgileri formunda belirtilen şartlarla 31/12/2021 tarihine kadar uzatılması hususunda anlaşmaya varıldığı, 03/08/2020 tarihli satış bilgileri formu ek-1'de tedarik başlangıç tarihinin 01/01/2021, sözleşme bitiş tarihinin 31/12/2021 olarak kararlaştırıldığı "sabit birim fiyat" yazılı satırın işaretlendiği ve birim fiyatın 496 TL/ MWh olarak kararlaştırıldığı sayaç bilgileri formu ek-2'de tüketim noktasının Göltürkbükü mahallesi 314 sokak no:10 Bodrum/ Muğla adresi olarak belirlendiği anlaşılmıştır....

      K A R A R Davacı, davalılar ile 1985 yılında satış vaadi sözleşmesi hazırlayarak davalıların murisi ... ... kalan gayrimenkullerin tümü, intikal etmiş veya edecek olan Nisan 1330 tarihli 5-6 tapu kayıtlarındaki hudutların tamamını kapsayan ve ayrıca 1932 belgesine dayanan 40 sehim olarak adlandırılan ... mevkiindeki arazilerin tamamının 1/2 hissesinin satışını kararlaştırdıklarını, satış bedeli olarak 1985 yılında 600.000.000-TL (Eski TL ile) ödediğini, 1985 yılında yaptıkları satış vaadi sözleşmesinin 02.02.2001 tarihli sözleşmenin kapsamına alındığını ve satış vaadi sözleşmesinin yenilendiğini, davalıların 02.02.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesinde geçen taşınmazları devir borcu altına girdiğini, devir borcunun açılan davaların bitmesi ve davalılar adına çıkarılmasından sonra tarafına devredileceği şeklinde kararlaştırıldığını, davaların ......

        Somut olaya gelince; Satış vaadi sözleşmesinde mülkiyet devir borcu altına giren ... oğlu ... ..., babası ...’dan gelen payların tamamını satmış ise de, bu paya müstakilen sahip olmayıp kardeşi ... ile birlikte dava konusu taşınmazlarda 143/3840 paya elbirliği mülkiyeti esasına göre sahip bulunmaktadır. Elbirliği mülkiyeti sona erdirilip ... ile Mehriye payları müşterek mülkiyete dönüştürülmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı yoktur. Davanın açıldığı tarihte elbirliği mülkiyeti devam ettiğinden sözleşmenin bu tarih itibari ile ifa olanağı mevcut bulunmamaktadır. Bu nedenle istemin reddi yerine kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 17.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK'nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde TMK'nın 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            Davalılar vekili, müvekkillerinin zamanaşımına uğramış bir sözleşmeyi ifa etmek zorunda olmadıklarını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda sözleşmenin mirasçılar arasında yapılmış olması nedeni ile ifa kabiliyetinin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki muris ... adına olan hisselerin iptali ile davacılar adına hisseleri oranında iştirak halinde tapuya tesciline karar verilmiştir. İstinaf yoluna davalılar vekili başvurmuştur. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu