Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 15498 yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile 22/07/2020 tarihinde dava konusu aracın satın alındığı, satın alındıktan bir süre sonra aracın arıza verdiği, davacının Ankara'da bulunan yetkili servise giderek aracın motorunda oluşan ayıpları giderdiği sabit olup bu konuda taraflar arasında ihtilaf da mevcut değildir. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının aracı satın alırken ayıpları bilip bilmediği noktasında toplanmaktadır. Şüphesiz ki satıcı satış anında bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının sunduğu faturalar değerlendirilerek aracın ayıplı olduğu ve ayıplı hali ile ayıpsız hali arasındaki farkın bedel indirimine esas olacağı belirtilerek bu şekilde hesaplama yapılması sonucu bulunan rakam üzerinden kabul kararı verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ekspertiz raporu değerlendirilmediği gibi bedel indirimine esas miktar da nisbi metod kullanılarak yapılmamıştır....

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hangi bilimsel ve teknik gerekçelerle araçta gizli ayıp olduğu teknik tespit ve izahlardan yoksun olduğu gibi bu konularda bir açıklık içermediğinden, rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Yetersiz araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Aralarında kimya ve makine mühendisi bulunan ve üniversitelerden seçilecek bilirkişi heyetinden rapor alınarak, boya hatasının imalat hatası olup olmadığı ve aracın bu nedenle gizli ayıplı olup olmadığı incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; davalıların itirazları karşılanmadan eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

    Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; araçtaki arızanın üretim hatasından kaynaklandığı ve gizli ayıplı olduğu, söz konusu arızanın tamirle dahi giderilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, ayıplı malın davacı tarafından davalılara iadesine, davacı tarafça her ne kadar aracın yenisi ile değiştirilmesi terditli talep olarak ileri sürülmüş ise de, aynı aracın temini aradan geçen yıllar itibarıyla mümkün olmadığından davacının ayıplı mala ödediği 68.640,00 TL'nin aracın iade tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava satılan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak misliyle değiştirilmesi ya da bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin ticari faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davacı, davalılardan ... Oto Servis Tic. Ltd. Şti.'...

      . - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından satın alınan ipliklerin gerekli kontrollerinin yapıldığı, iplikte belirlenen aşırı tüylülüğün örme sırasında herhangi bir soruna ... açmadığı veya ... açtı ise de, bu durumun davalıya bildirilmediği iplikler kumaş haline getirildikten sonra boyama aşamasında sorunların ortaya çıktığı, bu durumun davacı tarafından kabul edilebilir nitelikte olduğu, TTK.’nun 25/3. maddesi gereğince süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 07.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        mümkün olmadığı gerçeği karşısında taşınmazın ayıplı olduğu ve davacı tarafından dava konusu taşınmazın satın alındığı tarihte bu ayıbın mevcut olduğu, davacının mevcut hukuki ayıbı bilerek taşınmazı satın almadıkları ve tüketici davacıların satın alma amaçlarına uygun taşınmazı kullanamayacakları hususları tartışmasızdır....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/174 Esas, 2021/355 Karar Sayılı 02/06/2021 tarihli kararı aleyhine davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalıdan satın alınan 34 XX 510 plakalı aracı satın alırken 220.000 km'de olduğunu ve kilometre gösterge ekranının bozuk olduğu bu yüzden kilometrenin görülmediğinin söylendiğini, yine airbag ve aküsünün iyi durumda olduğunu, amortisörlerinde sıkıntı olmadığı bilgisinin tarafına verilmesi ile aracın satın alındığını, taraflarından yaptırılan bakımlar sonucunda kilometre ekranı açılınca gerçek kilometrenin belirtildiği gibi 220.000 değil 321.500 kilometre çıktığını, airbaglerinin boş olduğunu, amortisörlerinde ciddi sıkıntı olduğunu, baskı balatanın bitik olduğu ve değişmesi gerektiğini, aracın aküsünün ekonomik ömrünün bitmiş olduğunu, aracı kullanırken sağa çekme yaptığını, motor blokunun 2 ayrı yerinde...

        un evinde satın almış olduğu makinelerle temizlik yaptığı sırada müşteriye ait ev eşyalarında buhar makinesinden kaynaklı yanık izlerinin oluştuğunu, oluşan zarara binaen müşteriye 6.100,00-TL ödenmek durumunda kalındığını, zararın davalıdan satın alınan makinenin ayıplı olmasından kaynaklandığını, müvekkilinin bu aşama sonrasında makineyi kullanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek ayıplı buharlı yıkama makinesinin davalıya iadesiyle makine için ödenen 9.499,00-TL, ayıplı makinenin oluşturduğu zarar uyarınca müşteriye ödenen 6.100,00-TL ve müvekkilinin manevi zararına binaen 7.000,00-TL toplamı 22.600,00-TL'nin olay tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu makinenin ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin temizlik hizmeti sektöründe çalıştığını, işlerinde kullanmak üzere davalıdan ISW28005 buharlı yıkama makinesi, SC42 cila makinesi, WD753 sanayi tipi 3 motorlu süpürge satın aldığını, 26.05.2018 tarihinde müşterisi Asuman Mazlum'un evinde satın almış olduğu makinelerle temizlik yaptığı sırada müşteriye ait ev eşyalarında buhar makinesinden kaynaklı yanık izlerinin oluştuğunu, oluşan zarara binaen müşteriye 6.100,00- TL ödenmek durumunda kalındığını, zararın davalıdan satın alınan makinenin ayıplı olmasından kaynaklandığını, müvekkilinin bu aşama sonrasında makineyi kullanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek ayıplı buharlı yıkama makinesinin davalıya iadesiyle makine için ödenen 9.499,00- TL, ayıplı makinenin oluşturduğu zarar uyarınca müşteriye ödenen 6.100,00- TL ve müvekkilinin manevi zararına binaen 7.000,00- TL toplamı 22.600,00- TL'nin olay tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan...

          Dava, davacının satın almış olduğu otomobilin ayıplı olması iddiasına dayalı sözleşmenin iptali ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece; yukarıda yer verilen hükme gerekçe olarak, görüşüne başvurulan bilirkişi tarafından rapor ile sunulan tespit ve mütalaalara da değinilmek suretiyle açılır tavandan gelen ses arızasının halen devam ettiği, araçtaki açılır tavan arızasının nitelik ve niteliği etkileyen niceliğe aykırı olan yada tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren ayıplı mal olarak tespit edildiği, diğer araçtaki kusurların ise üretim hatasından kaynaklanmadığı ve kullanıma bağlı olarak oluştuğunun belirlendiği, araçtaki açılır tavan arızasının dava tarihi itibariyle 5.000,00....

            İcra Dairesinin 2021/13595 Esas sayılı dosyası olduğu davalı bankanın adresinin de İstanbul olduğu, Yozgat İcra Müdürlüğünün dosyasının talimat icra dosyası olduğu, bu durumda mahkemece davalı vekilinin süresinde yaptığı yetki itirazı üzerine yetkisizlik kararı verilmesi yerinde olduğundan dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            UYAP Entegrasyonu