BK’nun 117.m.) uyarınca, borçluya yükletilemeyen sonraki ifa imkânsızlığı hallerinde satış bedelini ödemekle yükümlü alıcının borcu sona ereceğinden,davalı satıcının karşı taraftan peşinat olarak ve taksit ödemesi olarak aldığı nakti ödemeyi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi,ayrıca kalan taksitler için kambiyo senedi alıcı tarafından satıcı/sağlayıcıya verilmişse bu seneterinde davacı alıcıya davalı satıcısağlayıcı mütahit tarafından tarafından iade edilmesi gerekir. Davalı satıcı/sağlayıcı varsa henüz davacı alıcıdan almadığı bedeli ise isteme hakkından mahrum olur. Kanunun anılan bu düzenlemesine göre,gayrimenkul saış vaadi sözleşmelerinde davalı satıcı/sağlayıcı taşınmazı satış vaadi sözleşmesi hükümleri doğrultusunda yapma ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde teslimi kararlaştırılan tarihte davacı alıcıya teslim etme şeklindeki borçlu satıcı/sağlayıcının temerrüdü sonucu taşınmazı yapma ve teslim borcu yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanınmıştır....
Karayolları Trafik Uzmanı Makine Mühendisi Öner Aka'nın 08/07/2019 tarihli raporuna göre; Davaya konu aracın 15/09/2015 tarihinde 20637 yevmiye nolu satış sözleşmesi ile 36.000,00 TL bedelle davalı tarafından davacıya satıldığı, 06/10/2015 tarih ve 21902 yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile 30.000,00 TL bedelle davacı T1 tarafından aracı Seyran Yıldırım'a satıldığı, dava konusu aracın kaporta resimleri olmasa da beyanlar ışığında aracın pert total olmasına rağmen kaporta ve tamir işçiliğiyle eski haline getirilerek hasarsız şekilde satışının gizli ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği, aracın alış ve geri satış fiyatları arasındaki farkın 6.000,00 TY olduğu, yakıt tutarının 384,75 TL, alım-satım yevmiye bedelinin 416,84 TL, şoför işçilik tutarının 200,00 TL, Otoyol geçiş ücretinin 54,50 TL olduğu, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının dava konusu araç alım-satım sözleşmeleri ile toplam 7.056,09 TL zararının olduğu ve bu miktar kadar davalıdan alacaklı olduğunun...
Motorlu Sanayi ve Ticaret AŞ.olan makineyi davalı ...’tan satın alıp teslim aldığını ancak ayıplı çıkması nedeniyle satış bedeli ve diğer zararlarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, kametgahının Bayrampaşa/... olduğunu buna göre yetkili mahkemenin Eyüp Mahkemeleri olduğunu savunarak yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece Eyüp mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Ltd.Şti. tarafından satışa sunulan bilgisayarın satın alındığını, bilgisayarın arızalı olması ve azami 30 günlük tamir süresinde tamir edilip müvekkiline teslim edilmemesi nedeniyle satıcı firma aleyhine açılan davada satış bedeline hükmedildiğini, ancak satıcı firmanın kapanmış olması sebebiyle ilamın infaz edilemediğini, davalının ise ayıplı mal satımı sonucu ithalatçı firma olarak müteselsilen sorumluluğu bulunduğunu, aleyhine başlatılan takibe davalının haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe dayanak yapılan mahkeme kararında müvekkilinin taraf olmadığını, dava dışı ......
Somut olayımızda davalı yetkili servis olup satıcı veya acente değildir. Yasal olarak ayıplı maldan dolayı sorumluluğu yoktur. Davalı aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerçekten, kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Birleşen davanın hukuki dayanağı satış vaadi sözleşmesinin satış amacıyla değil muarazalı olarak yapılmış olması iddiasıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır....
nden 10 nolu daireyi 30.9.2006 tarihli sözleşme ile satın aldığını, satış sözleşmesine satıcı olarak emlakçı firma olan dava dışı ... Ltd.Şt. ortaklarından ...'nun imza attığını, satış bedelini de bu şirket ortaklarından ... ile davalı ...'a ödediğini, ancak taşınmazın üçüncü şahsa satıldığını ve tapu devrinin verilmediğini ileri sürerek, ödediği 28.445 GBP'nin yasal faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, satış sözleşmesinde taraf olmadığını, bir kısım ödemeleri de ortağı olduğu ... Ltd. Şti. adına tahsil ettiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu 30.9.2006 tarihli satış sözleşmesinin davacı ile satıcı vekili olarak dava dışı ... Ltd.Şt. arasında imzalandığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı bu sözleşme ile kararlaştırılan satış bedelini davalıya ödediğinden bahisle eldeki davayı açmıştır....
Davacı ile satıcı Vavyapı şirketi arasında düzenlenen satış sözleşmesinde konutun teslim tarihi 30/11/2016 olup konut bu süre içerisinde davacıya teslim edilmediğinden ve dava tarihine kadar bir yıllık süre geçmiş olduğundan 6502 sayılı TKHK.m.35 ve Banka kredi sözleşmesi m.13 gereğince Bankanın sorumluluğu ortadan kalkmıştır....
Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Bu bağlamda 9 No’lu parseldeki dava konusu edilen 3 / 8 payın satılması üzerine taşınmazın paydaşı Ani Rita Güleryüz tarafından yasal süresinde önalım hakkını kullanılmasının ve tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden önalım hakkının tanınmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davada dayanılan 14.4.2004 tarihli belge HUMK’nun 445 / 1 maddesinde belirtilen hükmü etkileyecek yeni bir senet ya da belge niteliğinde değildir. Anılan belge payın satışı ile kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını ortadan kaldırmaz....
nin bu oteldeki odaları haftalık devre tatil olarak pazarlama ve satış işi ile bunun organizasyonunu üstlendiği, satışa sunulan devre tatil haftalarının tanıtımı, pazarlaması ve satışının yapılması ile satış bedellerini... şirketine ulaştırmaya yetkili ve yükümlü kılındığı düzenlenmiştir. Davaya konu devre tatil sözleşmesinde davacı ile dava dışı ...'nin imzaları bulunmakla birlikte, sözleşmede mal sahibi olarak ....'nin, yetkili satıcı olarak da....'nin isimleri yazılıdır....