Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar, yasal süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, mahkemece 42 gün tutarında izin ücretine hak kazandığı kabul edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, dosyada mevcut izin formları ile ilgili olarak herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, davacının 14 gün izin kullandığına yönelik tespit ile yetinildiği ve 42 gün üzerinden izin ücreti hesaplandığı anlaşılmaktadır. Dosyada davacının kullandığı yıllık izinlere ilişkin olarak izin formları bulunmakta olup, bu izin formlarının davacıya ait ücret bordroları ile de uyumlu olduğu tespit edilmektedir. Bordrolar ile uyumlu olduğu anlaşılan yıllık izin formları dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalıdır....

    İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Somut olayda davacının 2009 yılı Haziran ayında 5 gün izin kullandığı taraflar arasında tartışmasızdır. Bunun dışında izin kullandığı konusunda ispat yükü yine davalı işveren üzerindedir. İşveren tarafından yıllık izin süresinin tamamının kullandırıldığı kanıtlanamadığından bakiye 15 gün için hesaplama yapılarak karar verilmelidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda; davacı, yıllık izin ücretinin ödenmediğini iddia etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 90 gün yıllık izin alacağı olduğu kabul edilmiştir. Ancak dosyada bulunan davacıya ait, imzalı yıllık ücretli izin istemi formlarına göre davacıya 14 ve 7 gün izin kullanması için iki kez olur verildiği tespit edilmiştir. Yıllık izin kaydına ilişkin bu belgeler için davacı isticvap edilerek izin kullanıp kullanmadığının sorulması ve yıllık izin belgesindeki olur tarihlerine göre ücret bordroları incelenerek yıllık izin kullanımının olup olmadığının tespiti gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 13.07.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Hal böyle olunca dosya kapsamında bulunan davacıya ait tüm ücret bordroları ve puantaj kayıtları dikkate alınarak, bu belgelerde kullanıldığı anlaşılan yıllık izin sürelerinin toplam izin süresinden mahsup edilmesi suretiyle yıllık izin alacağının hesaplanması gerekli iken yazılı gerekçe ile yıllık izin alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili, en son 2010 yılına ait 30 günlük yıllık izin ücreti olan 1.277,41 TL'nin 10.02.2011 tarihinde ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı dava dilekçesinde yıllık izin kullandırılmadığını beyan ederken yargılama devam ederken verdiği dilekçede 1997 yılındaki yıllık izin hakkını kullanmadığını beyan etmiştir. Davalı taraf davacının yıllık izin alacağının bulunmadığını belirtmiştir. Davacının davalı kuruma verdiği dilekçede 2010 yılı 30 günlük yıllık izin süresini kullanmadığını belirterek ücretinin ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre bu yıllık izin alacağının ödendiği sabittir....

            Kullanılan yıllık ücretli izin günleri konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı tarafından davacının kullandığı izinleri gösterir imzalı izin defteri ile 2007 yılına ait davacının 24 gün izin kullanma talebinde bulunduğu form sunulmuştur. Bilirkişi sadece izin defterinde yer alan izin günlerini esas alarak izin alacağını hesaplamıştır. Mahkemece davacının imzasının bulunduğu yıllık izin föyündeki izin günlerine ilişkin yıllık izinleri kullandığı kabul edilerek bakiye 146 gün için izin ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğinde davacının 2007 yılında 24 gün izin kullanma talebini içerir talep formuna belirtilen iznin davacı tarafından kullanıldığına ilişkin kayıt olmadığı gerekçesiyle mahkemece değer verilmemiştir....

              Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı işyerinde 8 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 130 gün olduğu belirlenmiş, yıllık izin defterinde toplam 27 gün izin kullanıldığı ancak dosyaya sunulan puantajların incelenmesinden izin kullanıldığı belirtilen tarihlerde çalıştığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Ancak, yıllık izin defteri ve puantajların Mahkemece yeterince değerlendirilmediği anlaşılmaktadır....

                Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır....

                  Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Somut olayda dava açıldıktan sonra davalı işveren tarafından yıllık izin ücreti ödemesinin banka kanalıyla davacının hesabına yapıldığı görülmektedir. Sözkonusu ödeme yıllık izin ücretinin net tutarı üzerinden olup bilirkişice bu ödemenin brüt olarak değerlendirip hesaplanan yıllık izin ücreti tutarından mahsubu doğru olmamıştır. Davalı işverence yapılan yıllık izin ücreti ödemesi, davacının talep ettiği yıllık izin süresine göre yıllık izin ücretini karşılamaktadır....

                    Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Somut olayda dava açıldıktan sonra davalı işveren tarafından yıllık izin ücreti ödemesinin banka kanalıyla davacının hesabına yapıldığı görülmektedir. Sözkonusu ödeme yıllık izin ücretinin net tutarı üzerinden olup bilirkişice bu ödemenin brüt olarak değerlendirip hesaplanan yıllık izin ücreti tutarından mahsubu doğru olmamıştır. Davalı işverence yapılan yıllık izin ücreti ödemesi, davacının talep ettiği yıllık izin süresine göre yıllık izin ücretini karşılamaktadır. Şu halde davacının yıllık izin ücreti talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bakiye yıllık izin ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu