Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde talep edilen izin ücret alacağı zamanaşımına uğramadığı bilirkişi raporunda hesaplanan izin ücretinden davalı tarafından ödenen izin ücreti mahsup edildiğinde bakiye izin ücret alacağı bulunduğu dikkate alındığında dava dilekçesinde talep edilen ve zamanaşımına uğramayan izin ücret alacağının kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi uyarınca dava dilekçesi ile talep edilen ve zaman aşımına uğramayan 500,00 TL yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, ıslah edilen kısmın zamanaşımına uğraması ve talep edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında Mahkemece gerekçeli karar içeriğinde “davacının yıllık izin ücreti alacağının ıslah edilen kısmı 14/08/2013 tarihi itibari ile zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla davacının talep edebileceği 10.781,07-TL yıllık izin ücretinden davalı idare tarafından ödenen 7.791,21-TL'nin mahsubu ile bakiye 2.989,86-TL yönünden taleple ile bağlı kalınarak 500,00-TL yönünden kabul kararı verilmiş...

    B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle talep edilen izin alacaklarının zaman aşımına uğradığını beyanla davanın reddini talep ve beyan etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı taraf temyiz etmiştir E)Gerekçe: 1-Davacı lehine hüküm altına alınan izin ücreti ile ilgili taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talebi üzerine davalı ... yetkilisi tarafından tanzim edilip verilen belgedeki yıllar itibari ile bildirilen izin sürelerine itibar edilmiş, davacının 2006 yılında kullandığı 2003 yılına ait 32 iş günü izin süresi mahsup edilerek bakiye izin ücreti hesap edilmiştir....

      Somut olayda, Mahkemece, davacı işçinin kıdemine göre 56 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, bunun 14 günlük kısmını kullandığı bakiye 42 günlük ücretli izin alacağı bulunduğu değerlendirilmiştir. Ancak davacı 19.02.2015 günlü duruşmada yıllık izin konusunda yemin eda etmiş yemininde 18 gün yıllık izin kullandığını beyan etmiştir. 2012 yılında izin kullandığı yazılmış ise de yıllık izin kullanmadığını belirtmiştir. 38 gün bakiye yıllık izin alacağının hüküm altına alınması gerekirken 42 gün izin hakkının bulunduğunun gerekçede belirtilmesi hatalı olup bozma sebebidir.SONUÇ: Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yirmisekiz günlük yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, davalı vekili yargılama sırasında, davacının 11.05.2009 - 27.05.2009, 10.05.2010 - 27.05.2010, 10.03.2010 - 26.03.2010, 07.03.2011 - 22.03.2011 tarihlerinde izin kullandığına ilişkin yıllık izin belgeleri sunmasına rağmen bir kısmının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ile yıllık izin ücreti alacağı konusundaki anılan yıllık izin belgeleri değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece yıllık izin alacağının yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken davacının yıllık ücretli izin fark alacağının kabulüne ve 50,00 TL yıllık ücretli izin farkı alacağının 24/05/2013 dava tarihinden, 336,10 TL yıllık ücretli izin farkı alacağının 25/11/2013 ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka işletme kredisi faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

            Yıllık izin ücreti hususunda 01/12/2020 tarihli celsede beyanı alınan davacı yıllık izin defterindeki imzaların kendisine ait olduğunu, belirtilen tarihlerdeki 1,2 günlük izinleri kullandığını, ancak bunları ya cenaze için ya da hastaneye gitmek için kullandığını, iş yerinde hasta olduklarında rapor alınmasının istenmediğini, acil işi olduğunda ya da hasta olduğunda bu şekilde yıllık izinlerinden düşüldüğünü, yıllık izinlerini 14 gün olarak değil parça parça kullandıklarını, hiçbir zaman 14 gün boyuncu dinlenmek amacıyla kullanmadıklarını, parça parça izin kullanmayı işverenin talebi üzerine kabul ettiğini, 14 gün izin kullanmalarına izin verilmediğini, yerinize kimse yok denilip izin verilmediğini beyan ettiği görülmüş, Yargıtay 7....

            tarihi; izin olurunda izin başlangıç tarihi belirtilmemiş ise izin olurunun verildiği tarihtir....

              İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. İşe iade davası sonunda işçinin işe başlatılmadığı tarihte iş sözleşmesi feshedilmiş sayıldığından izin ücreti hesabında işçinin işe başlatılmadığı tarihte alması gereken ücret dikkate alınmalıdır. İşverenin işçiyi işe başlatması durumunda, iş ilişkisi kesintisiz devam ettiğinden, kullandırılmayan izin ücretine de hak kazanılması söz konusu olmaz. Daha önce işçiye kullandırılmayan izinler karşılığı olarak ödenmiş olan izin ücretleri de işverence geri istenebilir. 4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceği kurala bağlandığına göre, işçinin daha önce ödenen izin ücretinin işe iade sonunda işçinin işe başlaması halinde işçinin kullanmadığı izin hakkına sayılması da doğru olmaz....

                Taraflar arasında davacı işçinin kullandırılmayan izin ücretlerinin hesaplanması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür....

                  Dava, kullanılmadığı iddia edilen yıllık ücretli izin hakkına ait ücretli izin alacağı olup, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda istek kabul edilmiş ise de, davacının özlük dosyasında mevcut 2005 yılında düzenlendiği anlaşılan “İş Mevzuatına Tabi Personelin Yıllık Ücretli İzin Tespit Formu” belgesinde açıkça önceki yıllara ait izninin bulunmadığını beyan etmiş ve bu belgeyi imzalamıştır. Yargılama sırasında bu belgeye herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Söz konusu belgede davacı geçmişe ait izin hakkının bulunmadığını beyan edip bu belgeyi imzaladığına göre, bu belge davacıyı bağlayıcı olup, 2005 yılı öncesinden davacının izin hakkı olmadığının kabulü gerekir. Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının yüzotuzüç gün izin alacağının bulunduğu belirtilmiş ise de, bu sürenin tespitinde hangi belgelere dayanıldığı ve bu sürenin hangi yıllara ait izin süreleri olduğu anlaşılamamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu