Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sonuç olarak davacının, dava dışı ... ile imzalamış olduğu 15.12.2008 tarihli “Devir Protokolü” ve bu protokolün ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen, davalı ile dava dışı ... arasında imzalanmış olan 16.2.2005 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince, alacağın temliki hükümlerine göre taşınmazın geç tesliminden kaynaklanan kira bedeli alacağı yönünden davalı-satıcıya karşı dava ve talep hakkı mevcut olup, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, aksinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 7.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2001 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.09.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 13.08.2001 tarihinde açılmıştır. Mahkemece işin esası incelenerek karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Davada 20.09.1993 günlü biçimine uygun düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Gerçekten bu sözleşmede satımı vaad edilen dava konusu taşınmazın 125.000.000 TL değerinde olduğu yazılıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, geçici hukuki imkansızlık söz konusu olduğundan geç teslim bulunmadığını, geçici hukuki imkansızlık söz konusu olduğundan geç teslimden söz edilemeyeceği gibi yerel mahkeme tarafından bu yönde bir araştırma yapılmadığını ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, mahkemece inşaatların durdurulmasına ilişkin hususta gerekli araştırma yapılarak inşaatın mahkeme kararı ile durdurulması sebebi ile bu hususun müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığı tespit edilip buna göre uygun karar verilmesi gerekirken bu yönde eksik inceleme yapıldığından, bilirkişi tarafından tespit edilen kira bedelinin de fahiş olduğunu, kira bedeli konusunda yeterli inceleme yapılmadığını, emsal taşınmazların değerlendirilmediğini belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Ön Ödemeli Konut Vaadi Sözleşmesinden kaynaklanan, iki adek konutun geç teslimi iddiasına dayalı ifaya eklenen cezai şart tazminatı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında sözleşme konusu konutların geç tesliminin söz konusu olup olmadığı, geç teslim varsa ne kadarlık bir gecikmenin olduğu, davalının savunmasına göre, geç teslime neden olan mücbir sebep bulunup bulunmadığı, sonuç itibariyle davacının cezai şart talebinin yerinde olup olmadığı ve talep edebileceği cezai şart bedelinin ne kadar olduğu hususlarındadır....

          KARAR Davacı, yüklenici olan davalıdan 22.2.1999 tarihli noter satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı dairenin bedelini ödediğini, kaba inşaat olarak 1.12.1999 tarihinde bitirilip teslimi gerekirken davalının edimini yerine getirmediğini, arsa sahiplerinin açtığı dava sonucu 4.6.2002 tarihinde yüklenici ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin fesh edildiğini,davalının edimini ifa imkanının ortadan kalktığını ileri sürerek, rayiç değer ile geç teslim nedeniyle oluşan kira kaybı için fazlasını saklı tutarak 10 000 000 000 TL nin davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, arsa sahibi ile olan sözleşmesinin fesh edildiğini,davacının ancak verdiğini geri isteyebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

            "İçtihat Metni"Daire : ÜÇÜNCÜ DAİRE Karar Yılı : 1986 Karar No : 2614 Esas Yılı : 1986 Esas No : 1280 Karar Tarihi : 17/12/986 SATIŞ VAADİ SENEDİ İLE SATIN ALINAN TAŞINMAZA, ESKİ SAHİBİNİN VERGİ BORCUNDAN DOLAYI UYGULANAN HACİZ İŞLEMİNİN KALDIRILMASI İSTEMİ İSTİHKAK DAVASINA KONU EDİLEBİLECEK NİTELİKTE OLUP, BU KONUDAKİ DAVANIN İDARİ YARGININ GÖREV ALANI DIŞINDA KALDIĞI HK....

              Kira sözleşmesinin 3.1. maddesinde kira süresinin açılıştan itibaren 5 yıl olacağı belirtilmiş olup kiracının borçları da teslim ile birlikte doğmuş olacaktır. Bu nedenle de sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedeli ancak kiralananın tesliminden sonra istenilebilir. Davalı kiracı, sözleşmeyi, kiralananın tesliminden önce feshettiğine göre, mecurun açılış tarihinden önce sözleşmenin feshi başlıklı 21.5 maddesinde de cezai şarta ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                AŞ. arasında imzalanan 24.8.2007 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi ve inşaat sözleşmesinden kaynaklanan geç teslime ilişkin kira alacağına ilişkin olduğu, anılan sözleşmenin davalı şirket adına şirket temsilcisi ve hissedarı (% 60) olan dahili davalı ... ile imzalandığı ve sözleşme gereği davacı kooperatife ait taşınmazın tapudaki işlemlerin daha rahat ve çabuk yapılması amacıyla davalı şirket adına ...'e devredildiği, daha sonra ... tarafından davacı kooperatif ortaklarına düşen dairelerin tapuda ortaklara devir edildiği, Ticaret sicil kayıtlarından davalı borçlu ve sözleşmenin tarafı olan davalı şirketin dahili davalı ..., eşi ... ve çocukları ..., ... ve gelini ...'...

                  BU nedenle geç ödeme olgusu kabul edilmemiş, kaldı ki davacı bu geç ödeme nedeniyle kar mahrumiyeti alacağını talep edebilmek için zararını ortaya koyacak somut delil de sunmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu