Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış sözleşmesine konu dairenin geç tesliminden kaynaklanan kira kaybı tazminatına ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı, dava dışı Murat Gülmez ile davalı idare arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesinden doğan tüm hakların devir protokolü ile kendisine geçtiğini, konutun sözleşmede belirlenen sürede teslim edilmediğini belirterek kira kaybının davalı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek iş bu davayı açmış, davalı zamanaşımı defii ileri sürerek davanın reddini savunmuş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir....

SATIŞ BEDELİSÖZLEŞMENİN UNSURLARITAŞINMAZ SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 182 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 217 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.07.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2007 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, 28.06.2004 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. Gerçekten; kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir....

    Davalı yüklenici firma, davacı ile dava dışı Abka inşaat şirketi arasında akdedilen satış vaadi sözleşmesinin tarafı değildir. Ne var ki davalı 17.02.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesine atmış olduğu kaşe ve imzasının üzerine' 30.12.2009 tarihinde teslim kaydıyla' ibaresini ekleyerek en geç bu tarihte teslimin yapılacağı taahhüdünde bulunmuştur. O halde mahkemece, davalının 30.12.2009 tarihinden sonra temerrüde düştüğünün kabulü ile geç teslim nedeniyle doğan tazminatın bu tarihten itibaren dava tarihine kadar hesaplanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Davacı, dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla 6.300,00 TL talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de talebini yükseltmiştir. Borçlar Kanunun 117. maddesine göre muaccel hale gelen bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtari ile mütemerrit olur, ihtar mevcut değil ise dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülür....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu ticari işyeri vasfındaki taşınmazın taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı biçimde geç teslim edilip edilmediği, geç teslim süresinin ne kadar olduğu ve geç teslimde davacının sorumlu tutulup tutulamayacağı, netice itibariyle davacının sözleşme uyarınca talep edebileceği cezai şart (kira mahrumiyet bedeli) alacağı bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmıştır. Davalı tarafça, dava konusu taşınmazın geç teslim nedeni olarak .........

        Alt Gelir Gurubu konut projesi kapsamında gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladıklarını, teslim süresinin 24 ay olarak kararlaştırıldığını, ancak taşınmazın süresi dolduktan sonra 11.10.2010 tarihinde teslim edildiğini ileri sürerek,geç teslim nedeniyle kira kaybı bedeli olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satımın dar gelirlileri daire sahibi yapmaya yönelik olduğunu, bu nedenle taksitlerin de daire tesliminden sonra başladığını, geç teslimin ve davacının hak kaybının söz konusu olmadığını savunmuş ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Gurubu konut projesi kapsamında Gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, teslimin sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 16 ay olduğunu, ancak taşınmazın süresinde teslim edilmediğini ileri sürerek geç teslim nedeniyle kira kaybı bedeli olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.500.00 TL tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 4.026.00 TL ye çıkarmıştır. Davalı, satımın dar gelirlileri daire sahibi yapmaya yönelik olduğunu, bu nedenle taksitlerinde daire tesliminden sonra başladığını, geç teslimin ve davacının hak kaybının söz konusu olmadığını savunmuş ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            KARAR Davacı, davalı ... projesi kapsamında Gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, teslimin sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 16 ay olduğunu, ancak taşınmazın süresinde teslim edilmediğini ileri sürerek geç teslim nedeniyle kira kaybı bedeli olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.500.00 TL tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 3.637.00 TL ye çıkarmıştır. Davalı, satımın dar gelirlileri daire sahibi yapmaya yönelik olduğunu, bu nedenle taksitlerinde daire tesliminden sonra başladığını, geç teslimin ve davacının hak kaybının söz konusu olmadığını savunmuş ve davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              Birleşen davada ise, yanlar arasında imzalanan 04.08.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre davalının 17 kat olarak yapması gereken 1 numaralı blok inşaatını haklı bir gerekçesi olmadan 13 kat olarak yaptığını, müvekkili kooperatife 26 daire yerine 20 daire vererek sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin 7-f maddesine göre geç teslim nedeni ile davalının aylık 500 Dolar kira bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini ileri sürerek, geç teslim edilen 26 daire için kira bedeli karşılığı olan 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                a ait dükkan ve deposunun, davalı tarafından sözleşmeye aykırı olarak yapıldığı, geç teslim edildiği ve geç teslim nedeni ile kira gelir kaybına uğrandığı ileri sürülerek, uğranılan zararların tazmini istemiyle dava açtıkları anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın niteliğine göre, davacılardan ... ...'ın arsa maliki olduğu ve 6502 sayılı Kanunun 3/k maddesinde belirtilen tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca kat karşılığı inşaat ve taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine konu dükkan ve depo alacağı ile davacılar, 6502 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediğinden ve Tüketici Kanunu kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 09/02/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  MADDİ HATAYA DAYALI BOZMA KARARISATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI TESCİLUSULİ KAZANILMIŞ HAK 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 706 ] 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 634 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 213 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 22 ] 1512 S. NOTERLİK KANUNU [ Madde 89 ] "İçtihat Metni" (YİBK., 4.2.1959 tarih ve 13/5 s.) (YİBK., 9.5.1960 tarih ve 21/9 s.) Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.7.2001 gününde verilen dilekçe ile satış vadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına da uyularak yapılan duruşma sonunda; 285 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine dair verilen 13.11.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu