Somut olayda davaya konu araç satış sözleşmesinin satıcısı olan şirketin davacı vekilinin beyanları ve dosya kapsamına göre davalının araç alım satımı faaliyetinin bulunup bulunmadığının sabit olmayıp 6502 sayılı kanuna göre satıcı yani ticari ve mesleki anlamda profesyonel mal ya da hizmet satan kişi tanımına uyup uymadığının sabit olmadığı, bu bağlamda mahkemece davalının 6502 sayılı kanuna göre satıcı ve davaya konu olayın tüketici işlemi olup olmadığı araştırılarak davalının satıcı olmaması halinde genel hükümlere göre ve Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davanın incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
DAVALININ İDDİALARI: Dava konusu taşınmaza ilişkin tapu harcının gerçek satış bedeli üzerinden ödenmediğinin satıcı beyanıyla sabit olduğu,yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın aleyhe olan kısmının bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
amacın müvekkilini mağdur etmek olduğunu, TMK’nın 732. maddesi anlamında gerçek bir satış olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
ye devredilmiş olması sebebiyle bu şirket tarafından satılan arsanın satış bedelinin de ...'ye ödenmesi gerektiği hususuna dayanılarak ... tarafından 14.01.2015 tarih ve 2015/9 karar sayılı fon kurulu kararı alındığını, karara konu satış işleminde muhatabın ... değil ... .S.A isimli bir şirket olduğuna, para havale edilen banka hesabının ...'ün şahsi hesabı değil satıcı tarafından bildirilen ... Limited isimli şirket hesabı olmasına ve gerçekte herhangi bir danışıklılık olmamasına rağmen, ... Grubu hakim ortağı ...'ün banka varlıklarının kendi hesabına aktarıldığı, mal kaçırma amacıyla yapılmış işlem kabulü ile müvekkilimin hissedarı olduğu ... hakim ortağı olan ... .... şirketinin ortakları ... , ..., ..., ..., ..., ... ya ve ayrıca ......
Satış tarihi itibarıyla tapuda satımı engelleyen veya taşınmazın niteliği ili ilgili herhangi bir şerhte bulunmamaktadır. Böyle olunca, yapılan satımın geçerli bir satım olduğunun kabulü zorunludur. Davacı da, geçerli olan bu satış sonrası dava dışı hazinenin davaya konu taşınmazı üstün hakka dayanarak zaptetmesi nedeniyle davalı satıcının taşınmazın rayiç değerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. BK'nun 189 maddesinin birinci bendinde, "satıcı, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satımın akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden alıcıya karşı mes'ul ve zamindir." yazılıdır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt Edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de zamindir....
Satıcı, ürünlerin satış amacıyla usulünce teşhir edilebilmesi için Alıcının mağazalarında kullanılmak üzere, Alıcının satış, teşhir, stok ihtiyacına göre karşılıklı belirlenen, yerleri taraflarca kararlaştırılmak üzere ve en az 3 adet paket veya karton sigara sergileme ünitelerini sözleşme süresince ariyeten kullanılması için ekte belirtilen özellik ve miktardaki satış ünitelerini verecektir. ...Ünitelerin satıcı tarafından verilip verilmemesine bakılmaksızın Alıcı, mağazalarındaki sigara satış ünitelerinde, Satıcının ürünlerine mağazadaki Satıcı ürünlerinin pazar payı oranında Satıcı tarafından belirlenen düzende yer sağlamayı, buna karşılık Satıcı da, Alıcıya sözleşme süresinin birinci yılı için 45.000 USD+KDV, 2. , 3. , 4. ve 5. yıllar için 15.000 USD+KDV miktarında meblağı (5 yıllık toplam 105.000USD+KDV) vermeyi kabul eder. ..Ödemeler ait oldukları yılların Aralık ayında ödenecektir....İşbu sözleşmede değinilen bu sergileme ücretleri taraflar arasında bu sözleşme uyarınca doğabilecek...
Nolu Dosya tüm deliller ile birlikte değelendirildiğinde; dosya içerisindeki 18.02.2021 tarihli satış sözleşmesinden de anlaşılacağı gibi davacı davaya konu aracı .... San. Tic. Ltd. Şti den satın almıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi'nin ... E. ... K. Nolu kararında açıklandığı üzere satış sözleşmesinin tarafının davalı olmadığı, davacının ikinci alıcı olduğu, üretici olan davalı .... den de davacının hak talep etmesi mümkün olmadığından açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....
Buna göre, taşıma sözleşmesi satıcı-gönderici tarafından yapılıp, alıcının taşıma sırasındaki hasar riskini karşılayacak sigorta poliçesinin de alıcı nam ve hesabına satıcı tarafından yaptırılması gerekmektedir. CIP satışta hasarın alıcıya geçmesi nedeniyle rizikodan sonra sigortacının sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması gerekmekte olup, bu koşullar altında sigortacının halefiyet hakkı doğacaktır. Somut olayda, davaya dayanak poliçede sigortalı, satıcı-gönderici olup böyle bir durumda satış yapan sigortalıya sigorta bedelinin ödenmesi, sigortalının mal bedelini tahsil edememiş olmasına bağlıdır....
Davalı banka vekili ise; kampanyalı satış mevcut olmayıp, müvekkili bankanın, krediyi belirli bir konutun satın alınması ile ilgili vermediğini, tüketici kredisi olarak verdiğini; bu nedenle, davanın öncelikle husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini; ayrıca, sözleşme adi yazılı şekilde yapıldığından, geçersiz olduğunu, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin muvaazalı yapıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişi raporuna göre davacının açmış olduğu davanın ve ek davanın kabulü ile; asıl davanın, 110.929,80 TL'nin dava tarihinden itibaren bankanın gördüğü en yüksek faizi ile birlikte; birleşen davanın 21.180 TL'nin dava tarihinden itibaren bankanın uyguladğı en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, davalı kamu borçlusu ... hakkında 6183 sayılı Yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazlarını 12.07.2010 tarihinde davalı kardeşi Dincer'e devrettiğinden, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ayrı ayrı verdikleri, duruşmadaki beyanlarında taşınmazın babalarından kaldığını, satışın gerçek olduğunu, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemenin, 6183 sayılı Yasa'nın 24. maddesi gereğince, işlemin taraflarının kardeş olmalarından dolayı alıcı ve satıcı arasındaki ivazlı işlemin bağışlama sayılması gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....