Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; İİK'nun 134.maddesinin 2. fıkrasında; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler" isteyebileceği hususu düzenlenmiştir. Satış ilanı tebliğ edilecek ve ihalenin feshini isteyecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceğinden, bu tarihten sonra tapuya şerh konulması, lehine şerh konan kişiye satış ilanının tebliğ edilmesini gerektirmeyeceği gibi bu kişiye ihalenin feshi talebinde bulunma hakkını vermez. Somut olayda ise, satış dosyasının incelenmesinde, ihaleye konu taşınmaz hakkında 02.10.2014 tarihinde satış kararı alındığı, satış vaadi şerhinin ise 18.11.2014 tarihinde tapu kayıtlarına işlendiği anlaşılmıştır. Bu halde ise satış vaadi sözleşmesinin satış kararından sonra tapu kaydına tescil edildiğinden, satış vaadi alacaklısı, İİK.'...
Bu avansın dosyaya kabulü ile bu doğrultuda işlemler yapılmasını ve İstanbul 10.İcra Müdürlüğü 2012/4668 E.sayılı dosyasına müzekkere gönderilerek taşınmaza ilişkin 100.madde malumatlarının sorulmasını talep ederim dedi “ şeklinde talepte bulunduğunu ve dosyaya satış avansı adı altında 800 TL para yatırmış olduğu ,alacaklı vekilinin bu talebinin satış talebi olarak ve yatırdığı avansın da satış avansı olarak kabul edilmesinin Yargıtay kararları ışığında mümkün olmadığını, satış talebinin herhangi bir tereddüde yer vermeyecek derecede açık olması gerektiğini ,satış hazırlık işlemlerine başlanması, satışa esas olmak üzere kıymet takdirinin yapılması talebi gibi taleplerin açıkça satış iradesini ortaya koymadığı için satış talebi olarak kabul edilmediğini alacaklı vekilinin talebi satış talebi olarak kabul edilemeyeceği gibi her ne kadar “Satış Avansı” açıklaması ile yatırmış olsa da bu paranın usulüne uygun bir satış talebi olmadığı için satış avansı olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığını...
bedelinin %28'inin, 102 ada 29 parselin satış bedelinin %24,8'inin, 102 ada 33 parselin satış bedelinin %33,3'ünün, 102 ada 41 parselin satış bedelinin %28,4'ünün, 102 ada 44 parselin satış bedelinin %28,3'ünün, 106 ada 46 parselin satış bedelinin %30,7'sinin, 107 ada 341 parselin satış bedelinin %11,4'ünün, 102 ada 65 parselin satış bedelinin 35,7'sinin, Kubuzcu Mahallesi 185 ada 46 parselin satış bedelinin %30,7'sinin, 185 ada 48 parselin satış bedelinin %30,6'sının masraflar düşüldükten sonra muhdesat sahibi Hayri Alp'in veraset ilamı doğrultusunda mirasçılarına verilmesine, dava konusu taşınmazlardan 106 ada 44 parselin satış bedelinin %30,65'inin, 102 ada 27 parselin satış bedelinin %29,2'sinin, 102 ada 28 parselin satış bedelinin %26,2'sinin, 102 ada 32 parselin satış bedelinin %32,2'sinin, 102 ada 42 parselin satış bedelinin %28,2'sinin, 102 ada 45 parselin satış bedelinin %28,3'ünün, 102 ada 67 parselin %22,2'sinin, 107 ada 290 parselin satış bedelinin %9,9'unun, 107 ada 340 parselin...
satış ilanın 25/05/2022 tarihinde asıldığı, Edirne Belediye Başkanlığı'na satış ilanın ilgili divanhanesine asılmak üzere yazılması için 25/05/2022 tarihinde yazı yazıldığı, Edirne Belediye Başkanlığı'nın divanhanesinde satış ilanını ilan edildiğine dair yazı cevabının dosya içerisinde bulunduğu, ayırca satış ilanının elektronik ortamda ilanın yapıldığı anlaşılmıştır....
Mahkemece, şikayet olunanın, bir yıllık süre dolmadan ....09.2009 tarihinde “dosyada hacizli bulunan menkullerin, menkul hükmündeki malların ve vasıtaların satışını taleple satış avansının dosyaya depo edilmesini talep ederim” şeklinde satış talebinde bulunduğu ve ... Müdürlüğü'nce öngörülen 100,00 TL' yi dosyaya satış avansı olarak yatırdığı, bu talebinin, ......
Bu nedenle icra müdürlüğünce satış avansı ile ilgili bir süre verilmemiş ve alacaklı satış talebinden sonra satış avansı yatırmış ise, satış talep tarihi olarak satış avansının yatırıldığı tarihin kabulü zorunludur. Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda değinilen maddelerde yer alan satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup, mahkeme, satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın şeklen varlığını sürdüren haciz İcra İflas Kanunu'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda, ihale konusu taşınmazlardaki haciz tarihi 15/02/2019 olup, kıymet taktir talebi ile 2.000 TL satış avansının ise 20/01/2020 tarihinde yatırıldığı görülmektedir....
Dosyadaki bilgi ve belgelere; süresinde satış istenmemesi halinde haczin düşecek olmasına, taşınırlar bakımından satış süresinin 6 ay olmasına, satış talebinin geri alınması halinde haciz tarihinden itibaren kalan satış isteme süresinde yeniden satış isteminde bulunulmasının gerekmesine (Yargıtay 12.HD 2017/2250 E, 2018/1541 K), bu sürede satış istenmediği takdirde haczin düşecek olmasına ve haczin düşmesi halinde ihalenin yapılamayacak olmasına (Yargıtay 12.HD 2021/8386 E, 2021/9906 K), somut olayda süresinde satış istendiği halde, satış talebinin geri alınıp kalan süre içinde yeniden satış talep edilmemiş olmasına göre ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararda hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davalının istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının Trabzon 1....
Taraflar arasında düzenlenen 25.07.2008 tarihli “Oto Sipariş Formu” ile davacı şirket tarafından 2008 model 0 km ... marka aracın davalıya satıldığı, aracın satış bedelinin, plaka masrafları da dahil olmak üzere, 38.700,00 TL olarak kararlaştırıldığı, bu bedelin 20.200,00 TL’lik kısmının davalı 2010/7504-8639 tarafından nakit olarak ödendiği, bakiye satış bedeli olan 18.500,00 TL’lik kısım için de, davalının babası ... adına kayıtlı olan ... plakalı ... marka aracın, takas olarak verildiği, aracın satış devri ve tescili için şirket görevlilerinin vekil tayin edildiği, davacı şirketin satış müdürü olan ... tarafından ... plakalı aracın 31.07.2008 tarihinde ruhsat sahibine vekaleten ... isimli şahsa satıldığı, ne var ki dava dışı ...’ın, 07.08.2008 tarihli azilname ile satış vekillerini azledip, 08.08.2008 tarihli ihtarname ile de söz konusu aracın satış bedeli olan 20.000,00 TL'nin iadesini talep ettiği, ödenmemesi üzerine de ... 2....
Satış isteme süresi, alacaklının satış talebi ile durduktan sonra, ihalenin feshedilmesi veya satışın düşmesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Her ne kadar icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık sürede (9 ay 12 gün sonra ) satış talebinde bulunularak satış avansı yatırıldığı görülmüş ise de, 05.09.2018 tarihinde talep üzerine satışın düşürülmesine karar verildiği, ilk satış talebi ile duran satış isteme süresi kaldığı yerden işlemeye devam edeceğinden 1 yıllık süreden geriye kalan 2 ay 18 gün içinde satış talebinde bulunulması gerekirken bu süreye riayet edilmediği, kaldı ki, yeni bir satış isteme süresi başlatılsa dahi 1 yıllık süreden de sonra 20.09.2019 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, dolayısıyla sürenin her halde geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda, icra müdürlüğünce düzenlenen 26.12.2013 tarihli satış kararında; "Taşınır satışının bilgi amaçlı …. borçlu …….tebliğine, menkullerde taraflara tebliğ şartı olmadığından tebligatların bila dönmesi durumunda da satış işlemlerine devam edilmesine" karar verildiği, daha sonra borçluya 7201 sayılı TK'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı olarak satış ilanının tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Taşınır ihalesinde, satış ilanı tebligatı zorunlu olmayıp, 26.12.2013 tarihli satış kararında bu hususa değinilerek, sadece bilgi amaçlı tebligat yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla borçlu, bu durumda, satış ilanının usulsüz olduğu iddiasıyla ihalenin feshi isteminde bulunamaz. O halde, mahkemece, borçlunun ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürdüğü diğer iddiasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....