WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu edilen taşınmazların 21.10.1966 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile önceki malik ... tarafından tarafların murisi ...'a satışı vaat edilmiş, bedeli alınarak teslim edilmiştir. Satış vaadi borçlusu taşınmazlar üzerindeki temlik yasağına ilişkin takyidatlar kalktığında satış işlemlerini gerçekleştirmek üzere satış vaadi alacaklısının oğlu ... vekil tayin edilmiştir. ... ve ...'ın ölümü üzerine ..., 24.12.1985 tarihinde satış vaadi borçlusunun mirasçılarından kendi adına tapuda kayden satış suretiyle taşınmazları iktisap etmiştir. ...'ın ölümü ile dava konusu taşınmazlar vasiyetnamenin tenfizi ile ... ve intifa hakkı eşi ...'a intikal etmiştir. ...'ın da ölümü ile mirasçıları davada taraf olarak yeralmıştır. ...'ın satış vaadi alacaklısının vekili olarak dava konusu taşınmazların babasına satışının vaadedildiğini ve 19 yıl boyunca tasarruf edildiğini bildiği, ...'...

    Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....

      Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....

        Karşı davacılar, dava dilekçelerinde davacı ile tarafların ortak murisi ... arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin de muvazaalı olarak düzenlendiğini öne sürerek davacının tapu iptali ve tescil davasının reddini savunmuşlardır. Kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse, edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemenin dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarını Borçlar Kanununun 18. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturması gerekir....

          Noterliği'nin 16/11/2005 tarih ve 27223 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalılar T5 T4 ve T3'den satın alarak bedellerini peşinen ödediğini, yine davacının aynı parsellerdeki diğer davalıların murisi T6 murislerinden intikal edecek hisseleri Antalya 3. Noterliği'nin 11/11/2005 tarih ve 267855 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın alarak bedelini peşinen ödediğini, Antalya 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/632 Esas sayılı dosyasında satış vaadi sözleşmeleri nedeniyle ferağa icbar davası açtıklarını, ancak satış vaat edenlerin taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet şeklinde maliki olduklarından taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin infaz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, daha sonra taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlar hakkında Antalya 2....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince; satış vaadi sözleşmelerindeki satış bedeli toplamına göre görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de; yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda tespit olunan satış vaadine konu taşınmaz pay değerlerine göre Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, dava dayanağı olan noterliklerce düzenlenmiş 02.07.1970 ve 14.09.1971 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerindeki dava konusu taşınmaz hisselerinin satış bedelinin 1500 ve 6000 TL olarak gösterildiği anlaşılmıştır....

            Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda; davacının dayandığı 14.05.1991 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 591, 593, 595 ve 596 parsel sayılı taşınmazlarda davalıya murisinden intikal edecek miras hak ve hisselerinin tamamıdır. Davalı satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazda babası ...'den intikal eden miras payının satışı vaadinde bulunmuştur....

              Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Ancak elbirliği ortaklarının kendi aralarında yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava konusu taşınmazın maliki Nazlı Göçmer'in mirasçıları arasında yer aldığından, satış vaadi elbirliği ortakları arasında yapılmıştır. Satıcı malikin payı alıcı malike geçeceğinden ortak malikler zarar görmeyecektir. Hal böyle olunca elbirliği ortakları arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi senedine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, .... Noterliği’nin 29.11.1973 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir. Davalılardan ..... ve ... davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar yargılamalara katılmamışlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Davacının dayanağı 29.11.1973 tarihli satış vaadi sözleşmesinde, satış vaadinde bulunan davalılar murisi ......

                  Davalıların murisi dava konusu 26.04.1972 tarihli, 87 sayılı tapu kaydındaki payını 04.12.1978 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 70.000 TL bedelle satmayı vaat etmiştir. genel vekaletname ile satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıkları taşınmazı adlarına intikal ettirmesi ve bu taşınmazı dilediği kişiye satması için vekil tayin etmişlerdir. se almış olduğu bu yetkiyi 26.08.1994 tarihli vekaletname ile devretmiştir. mirasçılarına vekaleten Hamdi Kilim, 17.04.1996 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 26.04.1972 tarihli, 87 sayılı tapu kaydındaki hisselerinin tamamını 20.000.000 TL bedelle davacı ...'e satmayı vaadetmiştir. Dolayısıyla davacılar yararına satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil koşulları gerçekleştiğinden, imar uygulaması nedeniyle imar parsellerinin ipotekle yükümlü olarak yüzölçümlerinin artırılması imkanından satış vaadi sözleşmesinin alacaklısının da yararlanması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu