WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 2.11.2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 2.3.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 10.07.1978 tarih 4246 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad edilen 1073 parsel sayılı taşınmazdaki davalılar paylarının iptali ile adına tescilini talep etmiş, Davalı ... davayı kabul etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiş, yerel mahkemece satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

    Noterliği'nin 29.07.1987 tarihli ... yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile ... murisi annesi ...'ın ölümü ile kendisine intikal etmesi lazım gelen Yeniköy Mahallesi hudutlarındaki gayrimenkullerden hak ve hissesine düşecek olanın tamamını ...'a satmayı vaat etmiştir. ... Noterliği'nin 28.11.2012 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de ..., ... Noterliği'nin 29.07.1987 tarihli ... yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile sahibi bulunduğu gayrimenkulün tamamını alıcısı ...'a satmayı vaat etmiştir. Somut olayda; davacı, dava konusu satış vaadi sözleşmeleri gereğince ... Mahallesi, 1003 ada, 3 parsel sayılı taşınmazdaki ... adına kayıtlı 240/4480 paydan veraset ilamına göre davalılara intikal eden kısmının davacı adına tescilini talep etmiştir. Dava konusu payın 1003 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ... kızı ... adına kayıtlı olduğu, 16.07.2014 tarihinde tapu kaydında yapılan düzeltme ile soyadı eklenerek ... kızı ... olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır....

      Mahkemece, davalılardan ... ile davacı arasında düzenlenmiş bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığı gerekçesiyle ...’e yönelik davanın reddine karar verilmiş ise de dosya içerisindeki belge ve delillere göre dava konusu taşınmaz önceden (183 ada 19 sayılı parsel olarak) tarafların müşterek murisi ... adına kayıtlı iken murisin ölümünden sonra mirasçıları adına paylı olarak tescil edilmiş, paylı maliklerden ... dışındaki bir kısım paydaşlar tapudaki paylarını 16.07.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile sağ eş ...’ye temlik etmişler, ... temlik aldığı paylarla birlikte kendi payını 23.02.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacıya satmayı vaat etmiştir. Böylelikle davacının davalılardan ...’in payını temlik aldığı anlaşılmaktadır....

        Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Gerçekten, Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca usulüne uygun olarak yapılan ve geçerliliği olan satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhi olanaklıdır. Tapu kütüğüne şerh edilen satış vaadi sözleşmesi, bu sözleşmeyle kazanılan kişisel hakkı güçlendirir ve bu şerhle kazandığı hak satış vaadi alacaklısı tarafından sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir....

          Somut uyuşmazlıkta; dava konusu 10.04.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesinden önce tarafların kabulünde olan tarihsiz ''protokol'' başlıklı belge incelendiğinde satış vaadi sözleşmesinin teminat amacı ile gerçekleştirildiği, gerçek amacın satış vaadi sözleşmesi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece, teminat amacıyla düzenlenen sözleşmenin geçerli olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Noterliği 28/05/2003 tarih, 7743 yevmiye numarası ile Kenan Türk’e satış yetkisi verdiğini, Kenan Türk'ün taşınmazı noterden taşınmaz satış vaadi yaparak 3....

            İli, ...r İlçesi, 76 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 04.08.1955 gün ve 685 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, bedelin tamamının satış vaadinde bulunana ödendiğini, sözleşme tarihinden beri taşınmazın davacıların zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek, davalıların murisi adına kayıtlı tapunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece, "davacıların murisi...ile 04.08.1955 tarih ve 685 yevmiye no.lu taşınmaz satış vaadinin tarafı olan...’ün aynı kişi olduğuna ilişkin delil sunulmayıp ilgili husus ispat edilemediğinden davacıların 04.08.1955 tarih ve 685 yevmiye no.lu taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanarak talepte bulunma hakları olmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine" dair hüküm kurulmuştur. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir....

              Hukuk Dairesinin 03/05/2018 tarih 2018/158 Esas - 2018/851 Karar sayılı ilamı ile "...Satış vaadi şerhinin terkinine ilişkin davalar ancak satış vaadi lehdarı aleyhine açılabileceğinden ve bu tür davalarda husumetin satış vaadi lehtarına yöneltilmesi gerektiğinden T1 pasif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; satış vaadi lehdarı Yener Ağdaş'ın taraf sıfatı olmayıp yalnızca davanın ihbar edileni olduğu hususu gözardı edilerek kararda dahili davalı olarak gösterilmesi yerinde değildir... davacıya satış vaadi sözleşmesi lehdarı Yener Ağdaş'a karşı birleştirme talepli dava açmak üzere usul ve yasaya uygun şekilde süre ve kesin süre verilmesi, açıldığı taktirde bu dava dosyası ile birleştirmesinin düşünülmesi..." gerekçesi ile ihbar olunan Yener Ağdaş vekilinin istinaf isteminin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

              Mahkemece, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne kısmen reddine, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir. Hükmü asıl davanın davacısı temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Medeni Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Kural olarak, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin satış amacı ile değil muvazaalı olarak yapıldığının savunulması her zaman olanaklıdır. Kısaca ifade etmek gerekirse; muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır. Böyle bir savunma ileri sürülmüşse, mahkemenin dayanılan sözleşmedeki tarafların gerçek ve müşterek amaçlarını Borçlar Kanununun 19. maddesi hükmünden yararlanarak açıklığa kavuşturması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu