Şti. arasında düzenlenen muvazaalı satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, davacı- karşı davalının kesinleşen mahkeme ilamı ile taşınmaza malik olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı- karşı davalı vekili ile davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir. Asıl dava ipoteğin kaldırılması; karşı dava alacaklılardan mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı olarak yapıldığı ileri sürülen satış vaadi sözleşmesinin iptali isteğine ilişkindir. Davalı-karşı davacı ... Narenciye Ltd. Şti., dava konusu taşınmazın önceden diğer davalı ... Tarım Ltd. Şti.'...
Dava, satış vaadi sözleşmesinin terkini isteğine ilişkindir. TMK'nın 1009. maddesi ve Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi ile tanınan ileride satın alma hakkının tapu siciline şerhi olanaklıdır. Satış vaadi sözleşmesinin terkininin gerektiği hallerde, tapu müdürü veya memuru bu işlemi kendiliğinden değil, aleyhine tapuda şerh bulunan malikin istemesi üzerine kaldırabilir. Somut uyuşmazlıkta, davacılar ile davalı arasında düzenlenen 15.03.2012 günlü satış vaadi sözleşmesi, davacıların 7/2400 pay maliki olduğu 7.943 m2 yüzölçümündeki sözleşmeye konu 9814 ada 1 sayılı parselin tapu kaydına 19.03.2012 tarihinde şerh verilmiştir. Dava konusu şerhin tescil edildiği 9814 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 549 m2 yüzölçümlü 790 sayılı parselin imarı ile oluşmuştur....
Noterliği'nin 18.01.1993 tarihli ve 7.. yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi gereğince davalıların murisi Ş.. A... tarafından 10.000.000,00 ETL'ye dava dışı A..Y..'e satmayı vaad edildiği onun da taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını 20.02.1990 tarih 2... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satmayı vaad ettiği anlaşılmaktadır. Satış vaadi sözleşmesinin taraflarınca satış bedelinin 5.000.000,00 ETL kısmı peşin kalan kısmının ise tapu devrinde ödeneceği kararlaştırılmıştır....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Malikin satış vaadi sözleşmesine konu yaptığı taşınmazla ilgili olarak sonradan bir başka kişiye satış vaadinde bulunması mümkündür. Böyle durumlarda şahsi hakların yarışması söz konusudur. Kural olarak da sözleşme geçersiz olmadıkça veya feshedilmedikçe yarışan şahsi haklarda kadimlik ilkesi geçerli olduğundan önceki tarihli olanına değer tanınır. Davalıların murisi ... oğlu ... ile yapılan satış vaadi sözleşmesi 05.05.1993 tarihlidir. Davacı ... oğlu ... ile yapılan satış vaadi sözleşmesi ise 27.03.1996 tarihlidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.04.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar ile dava dışı ... arasında noterde yapılan 06.06.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların 386 parsel sayılı taşınmazdaki tüm hak ve paylarını ...'a satmayı vaadettiğini, ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi senedinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı-karşı davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı–Davalı ... 23.11.2005 tarihli dava dilekçesi ile davalı ... 16.12.2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile sahibi bulunduğu taşınmazını davalının hile ve tehditleri sonucunda sattığını,hile ve tehdit sonucu yapılan sözleşmenin geçerli olmadığını öne sürerek geçerli olmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-davalı vekili tarafından, davalı-davacı aleyhine 23.10.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali, 02.05.2007 tarihli birleşen davada davalı-davacı vekili tarafından satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen 31.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava hile nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., davalı ...'ın eşi ...'...
Davalı Hüseyin Şahin vekili cevap dilekçesinde; ecrimisil talebine dayananak yapılan satış vaadi sözleşmesi, geçersiz bir başka satış vaadi sözleşmesinin devrinden kaynaklandığından; başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi hukuken geçersiz olduğundan; ecrimisil talep edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin kaynağının tefecilik olduğunu, davacının devraldığı satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçlusu görünen; ilk satış vaadi sözleşmesinde ise satış vaadi alacaklısı görünen Durmuş Horlu, tefecilik yoluyla müvekkillerinden alacaklı olmuş bulunduğunu, müvekkillerinin korku ve müzayaka altında satış vaadi sözleşmesini imzalamış olduklarını, bu konuda tanık dinletilmesi talebinde bulunmakta olduklarını, ayrıca satış vaadi sözleşmesi bu sözde alacağın teminatı olarak düzenlenmiş olduğunu, dava konusu yer, "taşınmaz sıfatını taşımamakta" olup, muhdesat niteliğinde olduğunu, dolayısıyla satış vaadi sözleşmesi tapu siciline kayıtlı olmayan bir taşınmaza...
Vaad alacaklısı taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle mülkiyet devir borcu yüklenen vaad borçlusunun edimini yerine getirmemesi halinde edimin hükmen yerine getirilmesini mahkemeden isteyebilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle amaçlanan ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaad borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaad alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akid ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmaz satımında semen (satış bedeli) satım akdinin asgari objektif unsurları arasındadır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi açısından bakılırsa semen; satışı vaad olunan taşınmaz bedeli, vaad alacaklısının da karşı edimidir....