Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in gerçekleştirdiği satış işlemi nedeni ile vekalet yetkisini kötüye kullandığından söz edilemez. Ne var ki; hesap verme yükümlülüğü altındaki vekil, satış bedelinin ödediğini ispat yükü altında olup, davalıların satış bedelinin davacıya ödendiği yönünde bir iddia ve ispatı söz konusu değildir. O halde, mahkemece, davalı ... 'in vekaletname kapsamına göre vekalet yetkisini kötüye kullandığından söz edilemeyecek olması karşısında evin gerçek değeri üzerinden değil, tapudaki satış bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile gerçek satış değeri üzerinden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2015/21575 E. sayılı dosyasında ihaleye konu taşınmazlara 08/11/2010 tarihinde haciz konulmasından sonra, alacaklı vekili tarafından haciz tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 106-110. maddeleri hükümlerinde belirlenen 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde 05/09/2012 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ve aynı gün satış avansının yatırıldığı, aynı gün, icra müdürlüğü tarafından "kıymet takdiri yapılmayan taşınmazların satış talebinin reddine” karar verildiği görülmektedir. İcra müdürlüğünden hacizli malın satışının süresinde istenmesi yeterli olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerekmez. Bir başka anlatımla icra müdürlüğünün, kıymet takdirinin yapılmamış olması sebebiyle satış talebini reddetmesi, süresinde satış talebinde bulunulduğu gerçeğini değiştirmez. Bir başka anlatımla, alacaklı tarafından süresinde satış istenmiş sayılır....

      Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.03.2023 tarihli ve 2023/132 Esas sayılı gayrimenkul üzerine davalıdır şerhi konulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılmasına; İstanbul ili, Başakşehir İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, .. parsel üzerine davalıdır şerhi konulması ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, satış sözleşmeleri ve ekleri, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, iş yeri satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

        ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının yapılan yargılaması neticesinde davacının konut satış sözleşmesinin feshi nedeni ile dairelerin rayiç bedellerinin kendilerine ödenmesi yönündeki talebinin reddine, davacının satış sözleşmesinin bedeli olarak ödenen 175.000,00 TL'nin yasal faizi ile beraber kendilerine ödenmesi yönündeki talebinin konusuz kalması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına, davacının ödenen peşinatın dava tarihindeki alım gücüne ulaştırılarak kendilerine ödenmesi yönündeki talebinin atiye bırakılması sebebi ile karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karara karşı davacı tarafından istinaf mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 23/01/2020 tarihli ve 2019/82-2020/30 sayılı kararının HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf...

          Davacıların usulüne uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın ifraz olanağı olmadığından mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddi doğru ise de, bir taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini koruyan sözleşme ile dava konusu taşınmazın satın alınan payın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden ödenen kısmın oranlaması yapılmak suretiyle ulaşılan değer hesaplanarak taleple bağlılık ilkesi de gözetilmek suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, satış vaadi borçlusu ... mirasçıları aleyhine hüküm kurulması gerekirken satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan tapu kayıt malikleri aleyhine de hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....

            Hukuk Dairesi KARAR- Şikayetçi vekili, sıra cetvelinin düzenlendiği dosyada alacaklının satış talebi reddedilmiş olup usulüne uygun satış talebi bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, İİK’daki sürelerin takibin sürüncemede bırakılmamasını amaçladığı, süresinde satış talebinde bulunulduğu ve aynı tarihte satış avansı yatırıldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine,... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince, icra müdürünün satış talebinin reddi kararı süresinde satış talep eden alacaklının haczini düşürmeyeceği gerekçesiyle, şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, şikayet olunan lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden şikayet olunan vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmiştir....

              Davacı taraf dilekçelerinde belirtilen sebep ve gerekçelerle reddi hakim talebinde bulunmuş, mahkemece reddi hakim talebi HMK 41/b-1 maddesi gereğince geri çevrilmiştir. HMK'nun 38 ve devamı maddeleri gereğince hakimin reddi halinde mahkeme hakiminin bu talep ve sunulan dilekçe içerikleri doğrultusunda işlem yapması gerekirken reddi hakim talebinin HMK'nun 41/b-1 maddesi gereğince geri çevrilmesine karar verilmesi HMK'nın 38 ve devamı maddelerinde düzenlenen ret usulüne aykırıdır. Mahkeme öncelikle ret dilekçesi ve beyan hakkında ret sebebini ve sunulan delilleri değerlendirmek üzere yazılı görüşünü içerir şekilde merci hakimliğinden karar alması ve kararın kesinleşmesinden sonra çıkacak sonuca göre davaya bakılması veya bakılmamasının gerekli olduğu, bu usule uyulmadan reddi hakim talebi hakkında ret kararı verilerek yargılamaya devam olunması ve hüküm verilmesi usule aykırı olup, davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin bu yönden kabulü ile kararın kaldırılması gerekir....

              Bakanlıktan alınacak talimat doğrultusunda Milli Emlak Genel Müdürlüğünce tahsis ve satış işlemi yapılması gerekip, henüz 6292 sayılı Kanun uyarınca hak sahiplerine satış işlemleri devam ettiğinden, hak sahiplerinden artan taşınmaz varlığı kanıtlanmadığı, adli yargı yerlerince idare taşınmaz satışı konusunda zorlanamayacağı, satış yapıp yapmama konusunda idare kararında serbest olduğu gerekçesi ile idareyi satışa zorlar nitelikteki ikame taşınmaz tescili talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Dairemizin 06.11.2014 tarihli 2013/1647 Esas ve 2014/33151 sayılı kararında kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerektiği açıklandıktan sonra sadece bilirkişi tarafından hesap edilen satış priminin fazla çalışma adı altında hüküm altına alınmasının isabetsiz olduğuna değinilmiş prim alacağı talebinin reddi gerektiğinden söz edilmemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının usulüne uygun olarak yapmış olduğu satış talebinin, İİK'nun 106-110. maddelerinde belirtilen satış isteme süresini, icra müdürlüğünün bu konuda bir karar vermesi gerekmeksizin keseceğinin, kaldı ki şikayete konu icra müdürlüğü kararının da satış reddi niteliğinde olmadığının anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 31,40...

                    UYAP Entegrasyonu