Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.1.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 7.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı vaad borçlusu satış vaadi sözleşmesinin alacağın teminatı olmak üzere yapıldığını, geçersiz olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/04/2012 (birleştirilen) 05/06/2013 günlerinde verilen dilekçelerle gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada satış vaadi sözleşmesinin iptali talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 02/04/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili 02.04.2012 tarihli dilekçesi ile 19.922 m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki 2457 parsel sayılı taşınmazda davalılar ... ve ...'...

      Kara’ya ait 24 adet parseldeki hissesini noterde 29.8.2000 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir. Davalı ... Kara ise ; karşı davasında eşinin ölümünden sonra yeniden evlenerek ikinci eşi ile birlikte yaşamaya başladığını ancak, davacının baskı ve tehditleri nedeniyle ikinci eşinin evden uzaklaştırıldığını , yalnız kalması nedeniyle davacının evine götürüldüğünü, satış vaadi sözleşmesinin davacının kendisini ölümle tehdit etmesi ve dövmesi nedeniyle ağır baskı altında düzenlendiğini ileri sürerek, satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir. Yargılamalar sırasında karşı davacı öldüğünden mirasçıları davaya devam etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş; hükmü, karşı davacılar vekili temyiz etmiştir. Karşı davacı ikrah hukuksal nedenine dayanarak satış vaadi sözleşmesinin iptalini istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'in dava konusu 1120 ve 1169 parsel sayılı taşınmazlarını 22.03.1988 tarihinde davalı oğlu ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, satışın diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin iptali ile miras payı oranında mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, satış sözleşmesinin muvazaalı olmadığını, satış bedelinin mirasbırakana ödendiğini, taşınmazları alacak maddi durumunun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa olgusunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

          KARAR Davacı, mülkiyeti davalıya ait olan ikinci el aracı 22.03.2011 tarihli noter satış sözleşmesi ve 21.900,00 TL bedel ile satın aldığını, daha sonradan aracın pert kaydının olduğunu öğrendiğini ileri sürerek araç satış sözleşmesinin iptali ile ödemiş olduğu satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı ikinci el araç satış sözleşmesinin iptali ile satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

            Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6- 358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle payın tapu kaydının iptali ve adına tescilini talep etmekle birlikte TBK'nın 28. Maddesine istinaden davalının davaya konu taşınmazdaki payı, değerinin çok altında ödeme yaparak iktisap etmesi nedeniyle aşırı yararlanma nedeniyle satış sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince önalım davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olup davacı tarafça diğer talebi olan aşırı yararlanmaya bağlı olarak taşınmaz satış sözleşmesinin iptali ve bedelde muvazaa nedeniyle satış sözleşmesinin iptali taleplerinin değerlendirilmediği gerekçesiyle karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur....

            Davacının 30.5.2002 tarihli satış vaadi sözleşmesinde satış vaadinde bulunan ... vekili veya temsilcisi olmadığından onun temsilcisi olarak ve satış vaadinde bulunan, davalı olarak göstermek suretiyle dava açması mümkün değildir. Bu itibarla, açılan satış vaadinin iptali davasının hukuki yarar ve dava şartının bulunmaması nedenleriyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 9.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile menfi tespit istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince, davanın devre mülk satış sözleşmesinin iptali talebinden ibaret olduğu, devre mülk satış sözleşmelerinin 4077 sayılı Tüketici Koruma Kanunun 2. maddesi kapsamı dışında kaldığı, sözleşmenin usûlünce kurulmamış olduğu iddiası ile davacının tüketici sıfatı kazanmadığı, sözleşmenin 6100 sayılı HMK'nın 12/1. maddesi uyarınca davanın aynına ilişkin olup taşınmazın bulunduğu yer genel görevli mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili ... Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine kararı verilmiştir. ......

                Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 89. hükmü gereğince tapu sicil müdürlüklerinde ve noterlerde düzenlenme şeklinde yapılabilir. Biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmelerinin tapu kütüğüne şerhi ise Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh edilebilir. Ayrıca, bu hususta Tapu Kanununun 26. maddesinde de hüküm vardır. Gerek Medeni Kanununun düzenlenmesi gerekse anılan 26. madde uyarınca biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesinin varlığı yeterli olup sözleşmede sözleşmenin tapuya şerh edileceğine dair bir hükme yer verilmesi gerekmez. Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı ve taraflardan birinin yazılı istemi yeterlidir. Demek oluyor ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin hükmen tapuya şerhine ilişkin dava açmak gerekmez....

                  Davalı ..., ilk beyanında bu satıştan davacıların haberdar olduğunu, satış bedelini de aynı gün aldıklarını beyan etmişsede, daha sonra mahkemede, yapılan satış vaadi sözleşmesinin içeriğinin gerçek dışı olduğunu, vekaletnamenin verilmesindeki asıl amacın taşınmazın ...a ya değil 3. bir kişiye satılarak, bedelin davacılara verilmesi olduğunu, ancak ...nın taşınmazı aldıktan sonra 3. bir kişiye satmak yerine sahiplendiğini ve davacılara tapu iptali ve tescil davası açtığını davalının davacılara satın aldığı taşınmazın bedelini de ödemediğini beyan etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu