Dairemizin 24.05.2022 tarih, 2020/1406 Esas, 2022/833 Karar sayılı kararı ile, "Davalı karşı davacı kadının vakıaya yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin reddine, davacı karşı davalı erkeğin asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine, davacı karşı davalı erkeğin, kadına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi ve miktarlarına yönelik istinaf talebinin reddine, kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının B/2.bendinin infazda karışıklığa neden olmamak için kaldırılmasına, davalı karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihi olan 16.08.2017 tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, boşanma kararının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, ... olarak 02/06/2016 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırının hukuka aykırılığının tesbiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen 03/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde "..." profil adresi üzerinden ..." kullanıcı ismi ile mesaj yazılmak suretiyle kendisi hakkında asılsız iddialarda bulunan kişinin kim olduğunun tespitini istemiştir....
ya yönelik olarak "bununla kafanı yararım, seni keserim" şeklindeki sözlerin kendisine vaki saldırının etkisiyle ve saldırının devamını engellemek bakımından söylenmiş olduğu ve tehdit suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden kanuni olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'nün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek vekili cevap ve dilekçesinde iddiaları kabul etmediğini belirterek, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Yukarıda belirtilen taleple açılan davada, ilgili saldırıların durdurulması, tekrar kişilik haklarına ve mesleki itibarına saldırıda bulunulması tehlikesinin önlenmesi için dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesi de talep edilmiş, ilk derece mahkemesince tensip zaptının 12. bent ara kararı ile tedbir talebinin deliller toplandıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiş, daha sonra bu konuda ayrıca bir karar verilmeden 12/07/2018 tarihli duruşmada davanın yukarıda belirtildiği şekilde görev dava şartı eksikliğinden reddine karar verilmiştir. Buna göre istinaf incelemesine konu karar, açılan davanın görev yönünden reddine ilişkin olup dava dilekçesinde talep edilen ihtiyati tedbire dair ilk derece mahkemesince verilen olumlu veya olumsuz bir karar bulunmamaktadır....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Davalı- karşı davacı kadın vekilinin tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, davacı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarının TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK.nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alındığından hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından, davalı- karşı davacı kadın vekilinin buna ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerine, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliğine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, davalı- karşı davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı azdır....
Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Somut olayın, davacının, avukatı olan davalıların, ... den davacı adına ihaleye girerek satın aldıkları taşınmazı adlarına tapuya tescil ettirmeleri şeklinde gerçekleştiği, davalıların bu eylemlerinin, davacının kişilik haklarına saldırı olarak nitelendirilemeyeceği tartışmasızdır, Hal böyle olunca, Mahkemece açıklanan bu olgular gözetilerek, manevi tazminat isteğinin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmalarına kararı verilmesi doğru değildir....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....