Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK’nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm kişilik hakkına saldırının önlenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine...
Uyuşmazlık ve hüküm *basın yolu ile kişilik haklarına saldırının tespitine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay *4. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : Dosyanın görevli Yargıtay *4. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.03.2008...
Aile Mahkemesinin 01.03.2018 tarihli ve 2016/900 E., 2018/101 K. sayılı kararı ile; erkeğin eşini aldattığı, başka bir kadından çocuk sahibi olduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, velâyetlerin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Yine saldırının, savunmada bulunan kişinin yaşam hakkına yönelik olması ile üçüncü bir kişinin yaşam hakkına yönelik olması arasında bu açıdan fark bulunmamaktadır....
Davacı vekili her ne kadar ihtiyati tedbir talep etmiş ise de, www.takagazete.com adresinde yapılan dava konusuna ilişkin paylaşımlarına erişimin engellenmesi kararı vermeye 5651 sayılı kanun kapsamında Sulh Ceza Hakimlikleri (soruşturma evresinde) Ceza Mahkemesi ( kovuşturma evresinde) görevli olduğundan, talebin reddine, tensip zaptının tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde karara karşı istinaf yasa yoluna başvuru yolunun açık olduğunun taraflarca bilinmesine..."dair karar vermiştir. Verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir şartlarının oluşmasına rağmen talebin reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 19/10/2019 tarih 30923 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 3 Sıra No'lu Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No: 1)'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğle; elektronik ortamda tutulan defterlerin, vergi güvenliğini sağlamak ve virüs, siber saldırısı vb. diğer teknolojik ataklara karşı tedbir almak amacıyla ikincil kopyalarının gizliliği ve güvenliği sağlanmış şekilde Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde ya da Başkanlıktan izin alabilen güvenli saklamacı kuruluşlar bünyesinde de saklanması zorunluluğu getirilmiştir (Bkz. Tebliğ m.4.4.1-e). Öte yandan, aynı tebliğin 7.1....
Davalı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, aylık 1.000,00- TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00- TL manevi tazminata, davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince erkeğin davanın feragat nedeni ile reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı karşı davacı lehine aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 7.000,00 TL manevi tazminata ,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, müvekkilini aldattığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetinin müvekkiline tevdiine, 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 2000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 200.000.00 TL maddî, 200.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı erkek usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir. III....
Ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır....