İlk derece mahkemesince her ne kadar ilgili uyuşmazlığın ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı, (13) adet cumhuriyet altınının borç olarak verilmiş olduğu belirtilmişse de taraflar arasındaki (13) adet cumhuriyet altını verilmesine ilişkin hukuki ilişki "saklama sözleşmesi" niteliğindedir. Saklama sözleşmeleri, dava tarihi itibariyle olaya uygulanacak olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 561 ilâ 580. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Saklama sözleşmesinin tanımı TBK’nın 561/1. maddesinde; “Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Saklama sözleşmesinin konusu taşınır bir mal olup bu mal misli bir mal olabileceği gibi misli olmayan bir mal da olabilir....
Mahkememizce tarafların haciz tutanağında kararlaştırılan ücret ve toplam saklama süresi üzerinden yapılan hesaplamada takip konusu yapılan alacağın bulunduğu anlaşılmakla günlük 40 TL olmak üzere 267 gün için toplamda takip konusu edilen alacak bedeli olan 10.680,00 TL üzerinden davalı tarafın itirazının iptaline ve Küçükçekmece ......... İcra Müdürlüğünün ....... esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, kabul edilen asıl alacak üzerinden, alacağın hesap edilebilir olması yani muayyen ve likit alacak olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ ile asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece ......... İcra Müdürlüğü'nün ..........
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR: Mahkemece;.... ticari defter ve belgelerin yasal saklama süresinin 10 yıl olmasına rağmen diğer istem konusu edilen faturaların, sevk irsaliyelerinin, adisyonların, tahsilat makbuzlarının yasal saklama süresinin Vergi Usul Kanunu 253. maddesinden kaynaklı olarak 5 yıl ile sınırlı olduğu, mevcut dava tarihi itibariyle ticari defterler yönünden talep konusunun yasal saklama süresi içerisindeki zaman dilimine göre talep edildiği ve yasal şartları oluştuğu kanaatiyle ticari defterler yönünden talebin kabul edilmesi gerektiği, faturaların, sevk irsaliyelerinin, adisyonların ve tahsilat makbuzlarının ise dava tarihi göz önüne alındığında 2016 tarihinden yasal saklama süresi içerisindeki zaman dilimi yönünden talep edilebileceği dolayısı ile bu tarih ile dava tarihi arasındaki zaman dilimi aralığı yönünden faturaların, sevk irsaliyelerinin, adisyonların ve tahsilat makbuzlarının zayileri yönünden talebe yönelik yasal şartların oluştuğu kanaatiyle bu belgeler...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı kiracının taşınmazı tahliye ettiğini, taşınmazı kira sözleşmesinden önce kendisinin maden öğütme işi için kullandığını, bazı mmakineleri sözleşme yaparken kiralanan taşınmazda 10 m2 olan depoda saklamaya karar verdiğini, davalının da bunu kabul ettiğini, böylece taraflar arasında saklama sözleşmesinin de kurulduğunu, davalı kiracının mecuru haber vermeden terk ettiğini, binada hasar oluştuğunu, hırsızların işyerini yağmaladığını, depoya bıraktığı malzemelerin götürülmüş olduğunu ileri sürerek; 17.700 TL hasar bedeli, 18.300 TL kaybolan makine ekipmanları, 1.150 TL tahliye tarihi...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2020/580 Esas KARAR NO :2023/103 DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:02/11/2020 KARAR TARİHİ:14/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı banka arasında 17.10.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere rehinli dorselerin muhafazası için sözleşme imzalandığını, söz konusu sözleşmeye göre davalı bankanın haczettiği dorseler satış gününe kadar müvekkili tarafından muhafaza edilecek, davalı banka da buna karşılık müvekkiline bedelini ödeyeceğini, ancak söz konusu sözleşmeye rağmen davalı banka müvekkiline ödemeleri eksik ödediği gibi her geçen sene dorse başına ödenecek bedele ilişkin iyileştirme de yapılmadığını, geçen süreç içerisinde davalı banka ile yapılan görüşmelerde anlaşma imkanı olmadığını ve işbu tespit ve belirsiz alacak davasının...
KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın saklama kararını veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
AŞ’nin hırsıza para ödeyerek minderleri geri satın aldığını söylediğini iddia ettiği fakat davalı şirket yetkilisi savcılık soruşturma ifadesi ve dava dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında sözlü veya yazılı saklama sözleşmesi olduğu hususunun sabit olmadığı sözlü veya yazılı akdi ilişki bulunduğunun delillendirilmediği talebin haksız fiilden kaynaklı zarar talebine ilişkin olduğu nitekim 6102 sayılı TTK'nın 4/1-c maddesi uyarınca saklama (vedia) sözleşmesinden kaynaklanan davalar ticari nitelikte davalardır fakat Dava konusu somut olayda yedieminlik işi, davalının ticari işletmesi ile ilgili de olmadığından ( Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 2015/568 Esas, 2015/11435 Karar sayılı ilamı) bu kapsamda Davacı tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığından, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme görevlidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, işyeri kiralama sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Ticaret Mahkemesinin görev alanı, 6102 Sayılı TTK'nın 4 ve 5 maddelerinde düzenleme altına alınmıştır....
GEREKÇE: Dava, e-yazılım hizmet sözleşmesinden kaynaklı davacı sağlayıcının davalı hizmet alan hakkında hizmet bedelinin tahsili istemiyle başlatılmış icra takibinde itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir. Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi heyeti incelemesi yaptırılmıştır....
İnceleme konusu karar, saklama sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bu durumda; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu İş Bölümü kararına göre, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görevi içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü 6644 Sayılı Kanun'un 2.maddesi ile değişik 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60.maddesi gereğince dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 06/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....