Davanın Hukuki Niteliği: Dava, saklama sözleşmesinden kaynaklı olarak kesilen faturaya dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 67/1. Maddesindeki "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." şeklindeki düzenlemedir. 6098 sayılı TBK'nun 561. maddesindeki; " Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir. Açıkça öngörüldüğü veya durum ve koşullar gerektirdiği takdirde, saklayan ücret isteyebilir." şeklindeki düzenlemedir....
MAHKEMESİNCE : Taraflar arasında araç maliki davalıyı, davacıya karşı edimde bulunmakla yükümlü kılan hukuki bağ bulunmadığından, davalının, kayden malik dahi olsa otopark ücretinden sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinafı üzerine Dairemizin 2017/1109 Esas 2018/315 Karar sayılı ilamı ile " Davaya konu icra takip dosyasında talep edilen alacak, otopark ücreti alacağıdır. Talep edilen alacak, TBK'nın 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama (vedia) sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlenmesine ilişikin olup, açıkça öngörüldüğü veya durum ve koşullar gerektirdiği takdirde saklayan ücret isteyebilir. TBK'nın 579. maddesinde, garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğu düzenlenmektedir....
sınırlı olup doğacak borçları kapsamadığını, bu nedenle takip 569.940,00 TL alacak talebi yönünden hukuka aykırılık bulunduğunu, --- sözleşmesinden kaynaklı--- ücretine, kira alacakları için düzenlenen hapis hakkı kıyasen uygulanamayacağını, davacı tarafın haklı olmayan hapis hakkı iddiasına--- davacının muaccel bir alacağının bulunmadığını, genel saklama sözleşmesinde ---sözleşmeyi fesih hakkının bulunmadığını, davacının sözleşmeyi fesih hakkı olduğu ve sözleşmeyi feshettiği kabul edilirse davacı fesih tarihinden sonraki dönem için ücret talebinde bulunamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin, kabul anlamına gelmemek üzere ardiye sözleşmesi olarak kabul edilir ve davacının hapis hakkı olduğu düşünülürse bu hapis hakkının kullanımı özel olarak kiralar için düzenlenen İİK'nun 270.maddesindeki prosedüre göre yapılamayacağını, davacının uyguladığı artış oranı ve istediği alacak miktarının fahiş olduğu gibi aynı zamanda davacı sözleşmenin 3.2, 3.3. ve 3.4 maddesindeki yükümlülüklerini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre, dava konusu uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olup dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yüksek 6. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, saklama sözleşmesinden kaynaklanmakta olup tacir olmayan gerçek kişi ile davalı depocu arasında yapılan saklama sözleşmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Karar:"... taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TBK'nın 561 ve devamı maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesinden kaynaklandığı, 6102 sayılı TTK 4(1)c bendi ve (1). son cümlesi uyarınca saklama sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların taraflardan herhangi birinin ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması kaydıyla mutlak ticari dava olduğu, ancak davacı Belediye'nin ve davalı tarafın tacir olmaması karşısında dava konusu uyuşmazlığın çözümünün genel yetkili ve görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu kabul edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken.."...
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın saklama sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 03.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; TBK'nın 561. maddesince saklama sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 11. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliği'nde 06/08/2010 tarihinde ... yevmiye numarası ile tarafla arasında düzenlenen marka lisans sözleşmesinden kaynaklı 01/08/2013 ile 01/08/2015 dönemlerindeki marka lisans sözleşmesinden kaynaklı alacakla ilgili olarak Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince, "......
Maddesine göre; Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kerldisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir. Açıkça öngörüldüğü veya durum ve koşullar gerektirdiği takdirde, saklayan ücret isteyebilir. Saklama sökleşmesinde saklayanın muhafaza borcu, bu sözleşmenin konusunu ve amacını oluşfurmaktadır. Saklayan taşınırı, saklatanın belirlediği yerde ve onun istediği şekildg muhafaza etmekle yükümlüdür. Bu husus sözleşmede açıkça belirtilmemişse| saklayan taşınırı güvenli bir yerde ve değeriyle orantılı bir dikkat ve özenle muhafaza etmek zorundadır. Saklama sözleşmesi kullanma ödüncü, ----- sözleşmelerinden yalnız koruma unsurunun tek başına ya da hiç olmazsa en başta gelen sözleşme borcunu oluşturması bakımından ayrılır. Saklama sözleşinesinde borç kaynağı korumayı üzerine almadır. Eğer borç nedeni bu değilse ya da bu unsur tali nitelikte ise, özellikle bir saklama sözleşmesinden söz edilemez ------....