Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir....

    Dava, vedia sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. B.K 463 ve devamı maddeleri gereğince ( ...vedia, bir akıttır ki onunla müstevdi, mudi tarafından verilen şeyi kabul ve onu emin bir mahalde hıfzetmeği deruhte eder... ) Ücret şart edilmedikçe veya hal, müstevdiin ücrete intizarını icap 2009/16122-2010/7164 etmedikçe, müstevdi ücret isteyemez. Başka bir değişle saklama bir sözleşmedir ki, onunla saklayıcı, saklatanca kendisine bırakılan taşınır bir malı kabul etme ve onu güvenli bir yerde koruma borcu altına girer. Vedia alan süre kararlaştırılmışsa bu süre sonunda, kararlaştırılmamışsa istenildiği zaman tevdii edilen malı iade ile yükümlü olduğu gibi zararı kendi kusuru olmaksızın vukua geldiğini ispat etmedikçe oluşan zararı tazminle de yükümlüdür. Dosya içeriğinde davalının tarafına teslim edilen motorini davacıya iade etmediği gibi kendi kusuru olmaksızın ziyana da uğradığını kanıtlayamadığından davacı motorin bedelini davalıdan talep edebilir....

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vedia (saklama sözleşmesinden) kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. (Yargıtay 17.H.D. 2014/14886 E.-2014/13356 K. Yargıtay 17.H.D. 2014/13356 K. Yargıtay 17. H.D. 2014/20455 E.-2014/19171 K.) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vedia (saklama sözleşmesinden) kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. (Yargıtay 17.H.D. 2014/14886 E.-2014/13356 K. Yargıtay 17.H.D. 2014/13356 K. Yargıtay 17. H.D. 2014/20455 E.-2014/19171 K.) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın saklama sözleşmesinden kaynaklanmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 12.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Saklama sözleşmesinde saklayanın muhafaza borcu, bu sözleşmenin konusunu ve amacını oluşturmaktadır. Saklayan taşınırı, saklatanın belirlediği yerde ve onun istediği şekilde muhafaza etmekle yükümlüdür. Bu husus sözleşmede açıkça belirtilmemişse, saklayan taşınırı güvenli bir yerde ve değeriyle orantılı bir dikkat ve özenle muhafaza etmek zorundadır. Saklama sözleşmesi kullanma ödüncü, kira, eser, taşıma, satım, rehin sözleşmelerinden yalnız koruma unsurunun tek başına ya da hiç olmazsa en başta gelen sözleşme borcunu oluşturması bakımından ayrılır. Saklama sözleşmesinde borç kaynağı korumayı üzerine almadır. Eğer borç nedeni bu değilse ya da bu unsur tali nitelikte ise, özellikle bir saklama sözleşmesinden söz edilemez (Uygur, s. 2521). Saklama sözleşmesinde muhafaza borcu mutlak nitelikte olup açıkça veya zımnen izin verilmedikçe saklayan, tevdi edilen taşınırı kullanamaz veya üçüncü kişilere kullandıramaz. 21....

          Dava, TTK.’nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Anılan madde hükmüne göre, “Sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vâki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa, bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Davacıya kasko sigortalı aracın maliki (sigortalı), aracını yıkanmak için davalının işlettiği işyerine bırakmış, davalı ile sigortalı arasında BK.’nun 463. v.d. maddelerinde düzenlenen vedia (saklama) sözleşmesi kurulmuş, davalı çalışanı tarafından araç park edilmek istendiği sırada kolona çarpması sonucu hasarlanmıştır. Davalının somut olaydaki sorumluluğu, BK.’nun 481. maddesi hükmü kapsamında ardiyecinin saklama borcunu kötü ifa etmiş olmasına dayanmaktadır. Kasko sigortalı araç zarar görmüş olup, zarar veren konumunda bulunmadığından, olayda Motorlu Araçlarla İlgili Mesleki Faaliyet Sigorta Poliçesi hükümleri de uygulanamaz....

            Dava, TTK.’nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacının sigortalısına ait araç, davalının işlettiği servise onarım için bırakılmış ve araç burada iken çalınmış olup, sigortalı ile davalı arasında BK.’nun 463. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi kurulmuştur. Bu durumda, davalı işletmenin somut olaydaki sorumluluğunun BK.’nun 481. maddesi kapsamında, ardiyecinin saklama borcunu kötü ifa etmiş olmasından kaynaklandığının kabulü ile, bu çerçevede kusur durumu değerlendirilmelidir. Davalı şirket, kendisine teslim edilen aracı, özenle ve güvenle koruma borcunu yerine getirdiğini, BK.’nun 96. maddesi uyarınca, kendisine çalınmak hususunda hiçbir kusur ve ihmal isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe mesuliyetten kurtulamaz. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar birlikte değerlendirilip tartışılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

              Mahkemece toplanan delillere göre, Borçlar Kanununun 481.maddesi uyarınca otopark işletmecisinin meydana gelen hasardan kusursuz sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 2.571 TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, sigortalının davalının işleteni olduğu otoparka aracını bırakmış ve aracın burada hasara uğramış olmasına, sigortalı ile otopark işletmecisi arasında BK'nun 463. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan vedia (saklama) sözleşmesi ilişkisi bulunmasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. 2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık saklama sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu