Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, sahteliğin tespiti ile veraset ilamının iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin davanın usulden reddine dair kararına karşı kamu düzenine ilişkin hususlar ve davacıların istinaf itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacıların, Yeşilhisar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/274 Esas, 2004/269 Karar sayılı veraset ilamının sahte olarak hazırlandığını iddia ederek sahte olduğunun tespiti ile sahtecilik nedeniyle veraset ilamının iptaline karar verilmesi talebiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır....

e aktardığı anlaşılmakla,sanıkların eylemlerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturduğundan bahisle cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmış ise de; Dekont aslının dosya içerisine getirtilerek müştekiye ait kredi başvuru belgeleri ve sözleşme üzerindeki imzalarla, sahte mudi imzası taşıyan fişteki imzalar karşılaştırılıp aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, denetime imkan verecek şekilde tutanağa geçirilmesi, müşteki yerine sahte olarak atılan imzanın ilk bakışta basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylemin basit zimmet, sahteliğin basit bir inceleme ile anlaşılamayıp iğfal kabiliyetinin olması halinde ise nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı gözetilerek sonucuna göre uygulama yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre ise; Adli para cezasının tayini yönünden; 5411 sayılı Yasanın 160/2. maddesinde yer alan "hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından...

    İcra Müdürlüğü tarafından düzenlemiş gibi müdür yarımcısı tanık Mehmet Feyzi Demirhan'ın imzası taklit edilerek yazılan yazıda haczin kaldırılmasının istendiği, grafolog bilirkişiye yaptırılan incelemede imzanın tanığa ait olmadığı, tanığın imzasının taklit edilerek atıldığı, ancak sanığın eli ürünü olduğuna dair yeterli bulgunun olmadığının bildirildiği, polis kriminal laboratuvarının ekspertiz raporu ve mahkemenin belge üzerideki incelemesine göre de sahteliğin aldatma kabiliyetinin bulunduğunun tespit edildiği, suça konu belge gereği ... tarafından sanığın başka bir alacaklısına ait 1.300,00 TL borcunun tutulup geriye kalan 23.171,73 TL'nin ödendiği somut olayda; sanığın hak ettiği emekli ikramiyesini almasında emekli sandığının aleyhine haksız bir menfaat temin etmesinden söz edilemeyeceğinden unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçu nedeni ile verilen beraat kararı ile elden takipli olup sanıktan başkasının hesabına yatırılması mümkün olmayan emekli ikramiyesinin alınmasına yönelik...

      -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili kurumun abonesi olan davalının müracaatı üzerine abone grubunun 14.04.2000 tarihi itibariyle şantiye tarifesinden sanayi tarifesine geçildiğini, daha sonra yapılan inceleme üzerine davalının sanayi belgesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, davalının tarife değişikliği yaptığı dönemden, sahteliğin tespit edildiği döneme kadar geçen sürede kullandığı enerji bedellerinin olması gereken tarife üzerinden hesaplama sonucu davalı adına çıkarılan ek tahakkukun ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin sanayi tarifesi için gerekli yasal şartları taşıdığını, sanayi tarifesinden yararlandığını, beş yıl sonra sahtecilik eyleminden haberdar olduklarını, bu eylemden müvekkili sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

        Mahkeme adli emanete alınmış nüfus cüzdanını getirip incelemiş; "suça konu nüfus cüzdanının müştekinin kimlik bilgilerini içerdiği, ancak fotoğrafının müştekiye ait olmadığı, müştekinin fotoğrafının yerine sanığın fotoğrafının yerleştirilmiş olduğu, fotoğrafın kimlik kartı çıkarılarak orjinal yerine konulması nedeniyle ilk bakışta dikkat çekmediği, kandırıcı nitelikte olup iğfal kabiliyetine haiz olduğu değerlendirildi," şeklindeki gözlem zapta geçirilmiştir. 3. 24.12.2014 tarihli ekspertiz raporunda suça konu nüfus cüzdanının üzerindeki fotoğrafın tahrifen mevcut haline getirildiği, yapılan sahteliğin ilk bakışta dikkati çekmeyeceğinden aldatma yeteneği taşıdığı tespit edilmiştir. 4. 23.12.2014 tarihli kolluk tutanağı dosya arasındadır. 5. Mahkeme sanığın atılı suçu işlediğinin kabulü ile mahkûmiyetine hükmetmiştir. IV. GEREKÇE Sanığın sahte nüfus cüzdanını bilerek kullandığı anlaşılmakla, kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır....

          İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 22.12.2014 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik konusu nüfus cüzdanının tamamen sahte olduğu, sahteliğin ilk nazarda dikkati çekmeyeceğinden aldatma kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir. 3. Mahkemece duruşmada yapılan gözlemde; nüfus cüzdanındaki mührün nüfus cüzdanının ön ve arka yüzünde belirgin bir şekilde olduğu, soğuk mührün de nüfus cüzdanının üzerinde bulunan fotoğrafta bulunduğu ve nüfus cüzdanının genel yapısıyla uyumlu ve orijinal olduğu, aldatma kabiliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir. 4. Sanık suçunu ikrar etmiştir. 5. Mahkemece sanığın resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği kabul edilerek sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuştur. IV. GEREKÇE 5237 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür....

            Bu durumda icra takbine konu bonodaki imza, eğer davacıya ait değilse, buna bağlı icra takibindeki borcu kabul beyanının, senetteki sahteliğin herkese karşı ileri sürülebileceği gözetildiğinde somut olayın özelliğine göre davacıyı bağlaması sonucuna gidilmesi hakkaniyete uygun değildir. Bu nedenle, öncelikle davaya konu bononun, Adli Tıp Kurumundan raporunun aldırılarak imza davacıya ait çıkmadığı takdirde yukarıdaki açıklama çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği düşüncesiyle, sayın çoğunluğun farklı gerekçeye dayalı bozma görüşüne katılamıyorum....

              İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava konusu çekin davacı adına düzenlendiği, hırsızlık sonucu çekin çalındığının iddia edildiği, çekin arkasındaki davacı cirosundaki imzanın davacı şirketin yetkilisinin eli ürünü olmadığı, imzanın sahte olduğu anlaşıldığından bu sahteliğin herkese karşı ileri sürülebileceği ancak dava konusu çekteki ciro silsilesinin düzgün olduğu, davalının iyi niyetli yetkili hamil olduğu ve davacının cirosunun sahte olmasının tek başına davalıyı ağır kusurlu veya kötü niyetli olarak göstermeyeceği, bu nedenle davacının çekin istirdatı isteminde bulunamayacağı, davalının TTK 792. maddesi kapsamında çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

                Suça konu ... belgesinin bütünüyle sahte oluşturulduğu, sahteliğin ilk bakışta ve kolaylıkla dikkat çekmeyecek nitelikte olması nedeniyle aldatma kabiliyetini haiz olduğu yönündeki 20.10.2014 tarih ve 2014/47 82 sayılı uzmanlık raporu dosyada mevcuttur. 4. Mahkemece suça konu belge üzerinde gözlem yapılarak özellikleri tutanağa geçirilmiştir. 5. Sanığın tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunduğu anlaşılmıştır. 6. Yargılama sonucunda, mahkeme sanığın atılı suçu işlediğini kabul ederek mahkûmiyet kararı vermiştir. IV. GEREKÇE 1....

                  Hemen belirtmek gerekir ki, davacı kurumun suç duyurusu üzerine davalı hakkında ceza soruşturması yapıldığı, soruşturma sırasında alınan kriminal raporunda sahteliğin belirlenemediğinin bildirilmesi üzerine takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Ancak Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi (6098 sayılı TBK.nun 74.maddesi) uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değildir. Bu nedenle Somut uyuşmazlıkta ceza yargılaması yapılmamış olması davanın reddine karar vermek için yeterli değildir. Mahkemece taraf delilleri toplanmalı, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ceza soruşturması dosyası getirtilmeli ve ilaç kutuları ile kupürlerinin sahteliği alınacak bilirkişi raporu ile denetlenmeli, söz konusu ilaçların davalının eczanesine ne şekilde girdiği, faturalı olup olmadıkları araştırılmalı, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu